• (bkz: #4474439)
  • yazarın olayların yorumunu olabilecek en sığ şekilde yaptığı boş kitap.
  • robert greene tarafından 1998 yılında yazılan, adından da anlaşılacağı üzere 48 madde üzerinden yazılan, ömrümüzde birden fazla okumamız gereken kitapların başında gelendir. lider, sabırlı, başarılı, güçlü ve akıllı olmak için uyulması gereken kurallardan bahseder ve söz konusu sıfatları kazanmayı öğretir.

    edit:

    enteresan da bir hikayesi vardır, reis bir gazetede çalışırken ne kadar çok çalışırsa çalışsın üstteki patron karıyı memnun edemediğini anlatır. patron bir gün buna der ki, "robert senden adam olmaz, sen kendine başka bir iş bul yavrum, hadi nanay..."

    robert greene de gazetecilik işinin yanı sıra 60'dan fazla işte yıllaaaar boyu çalışır. anası babası bile umudu kesmiştir, bizim evlat da işte yaşıyor bi fransa'da bi kaliforniya'da falan filan diye. taa ki 1998 yılında joost elffers ile bir gün sahilde yürürken, joost'un "robert, kardo elinde hiç materyal var mı, kitap basalım sana yahu" demesine kadar.

    robert da sonra o 60 küsür işten öğrendiği insan doğasını, zaten tam bir kitap kurdu ve tarih hastası olduğu için okuduğu tüm bilgilerin analizini bir kitapta birleştirmek istediğini söyler. ve gücün bilmem kaç kuralı diye bir kitap sunar, adam der ki bu isim bok gibi oldu, öyle bir sayı lazım ki bize okuyanın ağzına otursun. aldığı notları biraz kırpa kırpa the 48 laws of power'ı sunar.

    kitap aslında çok masumdur ve bazı kamiller bunun günümüze uymadığını, şeytani bir kitap olduğunu falan söyler. alakası yok. yazar der ki, ben patronumdan daha fazla iş yapabildiğim, ondan daha çok göze hoş geldiğim için beni kovdu, çünkü özgüvensizdir ve benim onun işini alacağımdan korkar der. böylece law #1: never outshine the master doğar. yani patronunuza böyle gizli gizli plan yapın falan değil, adam olun, patronun özgüvensizliğini unutmayın, bazı fikirlerinizi ona verin o parlasın ki sizi hep yanında tutsun, ama kartlar da sizde olsun der.

    beleş yemekten uzak durun der mesela, çünkü bedava verilen bir şeyin altında kesin bi ulterior motive vardır der. sizce de öyle değil mi?

    birilerinden yardım isteyecekseniz her zaman beneficial düşünün der. kimse size eski yaptığınız iyiliklerden, dostluktan hatırdan iyilik yapmaz, birinin sizi eve arabayla atmasını istiyorsanız bari adamın depoya bi 200 kağıt atın der mesela.

    her insanın çivisini bulun der, herkesin bir çivisi vardır ve bunu bulursanız o insanları rahat bir şekilde iyi şeyler yapmak için kullanabilirsiniz der. hani manipüle der ama kitabın satması için "şeytani" bir cümle bu, yoksa temel çok basit, bir hatun tavlayacaksan mesela onun insanlar tarafından çok bilinmeyen şeylerini keşfet gibi...

    "şeytani" başka bir şey, başkalarına yaptırabildiğin şeylerle vakit geçirme der, "başkaları yapsın sen onları çal!" demek değil bu. mesela iş sahibisin, eleman tutacan medyayla ilgilensin çocuk da para kazansın ben de onun yaptığı işleri kullanayım, beneficial olsun dersin.

    çok konuşma, boş konuşmaya çok müsaitsin çok konuşursan der. yanlış mı? biraz susun amk car car kafa ütülüyorsunuz zaten.

    "play the perfect courtier" der ve benim de favorilerimdendir, mesela insanlara meaningful övgü vermeyi öğrenin, nerede konuşmanız, nerede susmanız gerektiğini bilin der.

    yağcılık yapmayın, işinize bakın, taraf tutmayın, eğer taraf tutmazsanız tüm taraflar sizi yanında destek olarak görmek isteyeceğinden, güç sizde olur der.

    duygularınız düşmanınız olabilir der, bu yüzden sakin olun, ama rakibinizi duygusal hale sokup sinirli, güçsüz bir hale sokabiliyorsanız bunu yapın der.

    itibarınıza dikkat edin der. 100 gün boyunca vakitli olursunuz, 1 gün geç kalırsanız adınız öyle kalır der, buna dikkat edin der.

    vaktinizi düzgün kullanın der, öyle çok aceleci gözükmeyin, her şey sizin kontrolünüzde gibi davranın der.

    laf yapmayın, iş yapın der, laf dalaşında kazanmanız anca düşmanlık oluşturur der, onun yerine iş yapın der iş.

    size yamuk yapanı yerin dibine sokun der, ki, bir daha size yamuk yapacak gücü olmasın der.

    plansız hareket etmeyin der, planınız yoksa kesin bir yerde sıçabilirsiniz der.

    ve en önemlilerinden biri, mükemmel görünmeyin der. çünkü insanların en rahat kapılabileceği duygu kıskançlıktır. mükemmel görünürseniz sürekli kıskançlık ve bununla birlikte düşman çekeceksiniz, arada bir hata yapın insanlar size karşı "haa tamam reis sıkıntı yok yaa" tavrında olsun.

    bakıyorum da, kuralların bir kısmını saydım ve hepsi günümüze uyarlanabilir, hepsi insan doğasıyla ilgili, hepsi yüzyıllardır değişmeyen şeyler. hangisi uyarlanamaz? hangisi şeytani?
  • evet hepsini elle yazdım.
    yasaların yorumları, tarih içerisinden yasaya uygun olan ve yasanın çiğnenişi hikayelerini kitapta bulabilirsiniz.
    yasaların etikliği üzerine tartışmak uzun sürer. günün birinde bir suser gelip onu da yazar zaten.

    yasa 1

    efendini asla gölgede bırakma
    sizin üstünüzde bulunanların kendilerini üstün hissetmelerini sağlayın. onları memnun etme ve etkileme arzunuzla yeteneklerinizi göstermede çok fazla ileri gitmeyin, yoksa tam tersine neden olursunuz, yani korku ve güvensizlik uyandırırsınız. ustanızın olduğundan daha parlak görünmesini sağlayın ve gücün doruklarına tırmanın.

    never outshine the master
    always make those above you feel comfortably superior. ın your desire to please and impress them, do not go too far in displaying your talents or you might accomplish the opposite - inspire fear and insecurity. make your masters appear more brilliant than they are and you will attain the heights of power.

    yasa 2

    arkadaşlarınıza asla fazla güvenmeyin, düşmanlarınızı kullanmayı öğrenin
    arkadaşlarınıza karşı dikkatli olun; kıskançlığa daha kolay kapıldıkları için sizi daha çabuk aldatırlar. ayrıca zamanla şımarır ve zorbalaşırlar. ama eski bir düşmanınızı işe alırsanız o bir arkadaştan daha sadık olacaktır, çünkü kanıtlayacak çok şeyi vardır. aslında arkadaşlarınızdan düşmanlarınıza göre daha fazla korkmalısınız. eğer düşmanınızı yoksa düşman edinmenin yollarını bulun.

    never put too much trust in friends, learn how to use enemies
    be wary of friends - they will betray you more quickly, for they are easily aroused to envy. they also become spoiled and tyrannical. but hire a former enemy and he will be more loyal than a friend, because he has more to prove. ın fact, you have more to fear from friends than from enemies. ıf you have no enemies, find a way to make them.

    yasa 3

    niyetinizi gizleyin
    eylemlerinizin ardındaki amacı asla açıklamayarak insanları dengesiz ve karanlıkta tutun. eğer ne yaptığınız konusunda bir fikirleri olmazsa savunma hazırlayamazlar. onları yanlış yola götürüp ortalığı toza bulayın, onlar sizin niyetinizi fark edene kadar çok geç olacaktır.

    conceal your intentions
    keep people off-balance and in the dark by never revealing the purpose behind your actions. ıf they have no clue what you are up to, they cannot prepare a defense. guide them far enough down the wrong path, envelop them in enough smoke, and by the time they realize your intentions, it will be too late.

    yasa 4

    her zaman gerekenden daha azını söyleyin
    insanları sözlerinizle etkilemeye çalıştığınızda ne kadar çok şey söylerseniz o kadar sıradan görünürsünüz ve o ölçüde az kontrol sahibi olursunuz. sıradan bir şey bile söylüyor olsanız eğer onu belirsiz, açık uçlu ve gizemli hale getirirseniz o kadar orijinal görünecektir. güçlü insanlar az şey söyleyerek etkiler ve korkuturlar. ne kadar çok şey söylerseniz aptalca bir şey söyleme olasılığınız o denli büyük olur.

    always say less than necessary
    when you are trying to impress people with words, the more you say, the more common you appear, and the less in control. even if you are saying something banal, it will seem original if you make it vague, open-ended, and sphinxlike. powerful people impress and intimidate by saying less. the more you say, the more likely you are to say something foolish.

    yasa 5

    birçok şey şöhretinize dayalıdır; onu canınız pahasına koruyun
    şöhret gücün temel taşıdır. tek başına şöhretle diğerlerini yıldırabilir ve kazanabilirsiniz; ama şöhretiniz bir kez bozulursa savunmasız kalırsınız ve her yönden saldırıya uğrarsınız. şöhretinizi saldırılmaz kılın. her zaman olası saldırılara karşı tetikte olun ve onlara gerçekleşmeden önce engel olun. bu arada, düşmanlarınızın şöhretlerinde delikler açarak onları yok etmeyi öğrenin. sonra bir kenarda durup kamuoyunun onları asmasına izin verin.

    so much depends on reputation - guard it with your life
    reputation is the cornerstone of power. through reputation alone you can intimidate and win; once it slips, however, you are vulnerable, and will be attacked on all sides. make your reputation unassailable. always be alert to potential attacks and thwart them before they happen. meanwhile, learn to destroy your enemies by opening holes in their own reputations. then stand aside and let public opinion hang them.

    yasa 6

    ne pahasına olursa olsun dikkat çekin
    her şey görünüşe göre değerlendirilir; görünmeyen hiçbir anlam ifade etmez. kendinizi hiçbir zaman kalabalıkta yok etmeyin ya da ilgisizliğe gömülmeyin. göze çarpın. ne pahasına olursa olsun dikkat çekin. yumuşak başlı ve çekingen insan yığınlarından daha büyük, daha renkli, saha esrarengiz görünerek dikkatin mıknatısı olun.

    court attention at all costs
    everything is judged by its appearance; what is unseen counts for nothing. never let yourself get lost in the crowd, then, or buried in oblivion. stand out. be conspicuous, at all cost. make yourself a magnet of attention by appearing larger, more colorful, more mysterious than the bland and timid masses.

    yasa 7

    işi başkalarına yaptırın ama övgüleri siz toplayın
    kendi davanızı ileri götürmek için başkalarının aklından, bilgisinden ve ayak işlerinden yararlanın. böyle bir yardım yalnızca değerli zaman ve enerjinizi tasarruf etmenizi sağlamakla kalmayacak, tanrısal bir etkinlik ve hız da kazandıracaktır size. sonunda yardımcılarınız unutulacak, ama siz hep hatırlanacaksınız. hiçbir zaman başkalarının sizin için yapabilecekleri şeyi siz yapmayın.

    get others to do the work for you, but always take the credit
    use the wisdom, knowledge, and legwork of other people to further your own cause. not only will such assistance save you valuable time and energy, it will give you a godlike aura of efficiency and speed. ın the end your helpers will be forgotten and you will be remembered. never do yourself what others can do for you.

    yasa 8

    insanların size gelmelerini sağlayın, gerekirse yem kullanın
    başka bir insanı hareket etmeye zorladığınızda kontrolde olan sizsinizdir. rakibinizin size gelmesini, bu süreçte kendi planlarını bırakmasını sağlamak her zaman daha iyidir. onu muhteşem kazançlarla çekin, sonra saldırın. kartları elinizde tutun.

    make other people come to you - use bait if necessary
    when you force the other person to act, you are the one in control. ıt is always better to make your opponent come to you, abandoning his own plans in the process. lure him with fabulous gains - then attack. you hold the cards.

    yasa 9

    eylemlerinizle kazanın, asla tartışmayla değil
    tartışmayla kazandığınızı düşündüğünüz her türlü anlık zafer gerçekte boş bir zaferdir. neden olduğunuz kızgınlık ve kötü niyet daha güçlüdür ve herhangi bir anlık fikir değişiminden daha uzun sürmez. tek bir kelime etmeden eylemleriniz yoluyla diğerlerinin sizinle aynı fikirde olmasını sağlamak çok daha tehlikelidir. gösterin, açıklamayın.

    win through your actions, never through argument
    any momentary triumph you think you have gained through argument is really a pyrrhic victory. the resentment and ill will you stir up is stronger and lasts longer than any momentary change of opinion. ıt is much more powerful to get others to agree with you through your actions, without saying a word. demonstrate, do not explicate.

    yasa 10

    bulaşıçı hastalık: mutsuz ve şansız olanlardan kaçın
    bir başkasının mutsuzluğundan ölebilirsiniz, duygusal durumlar hastalık kadar bulaşıcıdır. boğulmakta olan birine yardım ettiğinizi düşünebilirsiniz, ama aslında yalnızca kendi felaketinizi hazırlıyorsunuzdur. talihsizler bazen şansızlığı kendi üzerlerine çekerler; sizin üzerinize de çekeceklerdir. bunun yerine mutlu ve talihlilerle bağlantı kurun.

    ınfection: avoid the unhappy and unlucky
    you can die from someone else's misery - emotional states are as infectious as diseases. you may feel you are helping the drowning man but you are only precipitating your own disaster. the unfortunate sometimes draw misfortune on themselves; they will also draw it on you. associate with the happy and fortunate instead.

    yasa 11

    insanları kendinize bağımlı kılmayı öğrenin
    bağımsızlığınızı sürdürmek için size her zaman ihtiyaç duyulmalı ve istenmelisiniz. size ne kadar güvenilirse o kadar özgür olursunuz. insanların mutlulukları için size bağımlı olmalarını sağlayın. onlara asla yeter derecede şey öğretmeyin, böylece siz olmadan bir şey yapamasınlar.

    learn to keep people dependent on you
    to maintain your independence you must always be needed and wanted. the more you are relied on, the more freedom you have. make people depend on you for their happiness and prosperity and you have nothing to fear. never teach them enough so that they can do without you.

    yasa 12

    kurbanınızı savunmasız bırakmak için seçtiği dürüstlük ve cömertliği kullanın
    tek bir içten ve dürüst davranış düzinelerce sahtekar hareketi örtecektir. açık yürekli dürüstlük ve cömertlik jestleriniz en kuşkucu kişilerin bile savunmasını indirecektir. bir kez seçici dürüstlüğünüz zırhlarında bir delik açıt mı, artık onları istediğiniz gibi kandırabilir ve kullanabilirsiniz. tam zamanında verilen bir hediye –truva atı- aynı amaca hizmet eder.

    use selective honesty and generosity to disarm your victim
    one sincere and honest move will cover over dozens of dishonest ones. open-hearted gestures of honesty and generosity bring down the guard of even the most suspicious people. once your selective honesty opens a hole in their armor, you can deceive and manipulate them at will. a timely gift - a trojan horse - will serve the same purpose.

    yasa 13

    yardım istediğinizde insanların çıkarlarına hitap edin, merhamet ya da minnettarlıklarına değil
    bir müttefiğinizden yardım istemeniz gerekirse sizin ona geçmişte nasıl yardımcı olduğunuzu ve iyi işlerinizi hatırlatma zahmetine girmeyin. sizi atlatmanın bir yolunu bulacaktır. onun yerine ricanızda ona yararı dokunacak bir şeyi ortaya koyun ve aşırı derecede vurgulayın. kendisinin kazanacağı şeyi görünce büyük bir hevesle yardım edecektir.

    when asking for help, appeal to people's self-interest, never to their mercy or gratitude
    ıf you need to turn to an ally for help, do not bother to remind him of your past assistance and good deeds. he will find a way to ignore you. ınstead, uncover something in your request, or in your alliance with him, that will benefit him, and emphasize it out of all proportion. he will respond enthusiastically when he sees something to be gained for himself.

    yasa 14

    bir dost gibi görünün, bir casus gibi çalışın
    rakibiniz hakkında bilginizin olması çok önemlidir. sizi bir adım önde tutacak değerli bilgileri toplamak için casuslar kullanın. daha da iyisi, kendiniz casusluk yapın. kibar sosyal görüşmelerde araştırma yapmayı öğrenin. insanların zayıf yanlarını ve niyetlerini açığa çıkaracak dolaylı sorular sorun. akıllıca yapılan bir casusluk için fırsatın olmadığı bir yer yoktur.

    pose as a friend, work as a spy
    knowing about your rival is critical. use spies to gather valuable information that will keep you a step ahead. better still: play the spy yourself. ın polite social encounters, learn to probe. ask indirect questions to get people to reveal their weaknesses and intentions. there is no occasion that is not an opportunity for artful spying.

    yasa 15

    düşmanınızı tamamen ezin
    musa’dan beri bütün büyük liderler korkulan bir düşmanın tamamen ezilmesi gerektiğini bilirler. (bazen bunu deneyimle öğrenmişlerdir.) eğer bir köz yanık halde bırakılırsa ne kadar cansız tüterse tütsün yangın eninde sonunda çıkacaktır. yarı yolda durulduğunda tam yok etmeyle olduğundan daha fazla şey kaybedilir: düşman iyileşecek ve intikam peşine düşecektir. onu yalnızca bedensel olarak değil, ruhsal olarak da tamamen ezin.

    crush your enemy totally
    all great leaders since moses have known that a feared enemy must be crushed completely. (sometimes they have learned this the hard way.) ıf one ember is left alight, no matter how dimly it smolders, a fire will eventually break out. more is lost through stopping halfway than through total annihilation: the enemy will recover, and will seek revenge. crush him, not only in body but in spirit.

    yasa 16

    saygı ve şerefinizi arttırmak için yokluğu kullanın
    çok fazla dolaşım fiyatları düşürür: ne kadar fazla görülür ve hakkınızda çok şey duyulursa o kadar sıradan görünürsünüz. eğer şu anda bir grup içinde kendinize belirli bir yer edindiyseniz, geçici bir süre onlara katılmamanız, hakkınızda daha fazla konuşulmasını, hatta size daha fazla hayranlık duyulmasını sağlar. ne zaman gitmeniz gerektiğini öğrenmelisiniz. kıtlık yaratarak değeri yükseltin.

    use absence to increase respect and honor
    too much circulation makes the price go down: the more you are seen and heard from, the more common you appear. ıf you are already established in a group, temporary withdrawal from it will make you more talked about, even more admired. you must learn when to leave. create value through scarcity.

    yasa 17
    önceden kestirilemezlik havası yaratarak çevrenize korku salın
    insanlar alışkanlıklarına son derece bağlı, diğerlerinin davranışlarında benzerlikler görmeye doyumsuz ihtiyaç duyan yaratıklardır. davranışlarınızın önceden tahmin edilebilir oluşu onlara kontrol duygusu verir. durumu tersine çevirin: bilerek tahmin edilemez olun. bir tutarlığı ya da amacı yokmuş gibi görünen bir davranış onların dengelerini bozacak ve hareketlerinizi anlamaya çalışırken yorgun düşeceklerdir. aşırıya götürüldüğünde bu strateji diğerlerinin gözünü korkutur.

    keep others in suspended terror: cultivate an air of unpredictability
    humans are creatures of habit with an insatiable need to see familiarity in other people's actions. your predictability gives them a sense of control. turn the tables: be deliberately unpredictable. behavior that seems to have no consistency on purpose will keep them off-balance, and they will wear themselves out trying to explain your moves. taken to an extreme, this strategy can intimidate and terrorize.

    yasa 18
    korunmak için kaleler yapmayın, kendinizi toplumdan ayırmak tehlikelidir
    dünya tehlikelidir ve düşmanlar her yerdedir, herkes kendini korumak zorundadır. bir kale en emin yer gibi görünebilir. ama kendinizi böyle herkesten ayırmak sizi koruduğundan daha fazla tehlikeye sokar; değerli bilgilerden haberdar olmanızı engeller, sizi göze çarpan kolay bir hedef haline getirir. insanlar arasında dolaşmak, müttefikler bulmak ve başkalarıyla kaynaşmak daha iyidir. kalabalıkta düşmanlarınızdan korunursunuz.

    do not build fortresses to protect yourself - isolation is dangerous
    the world is dangerous and enemies are everywhere - everyone has to protect themselves. a fortress seems the safest. but isolation exposes you to more dangers than it protects you from - it cuts you off from valuable information, it makes you conspicuous and an easy target. better to circulate among people, find allies, mingle. you are shielded from your enemies by the crowd.

    yasa 19
    kiminle dans ettiğinizi iyi bilin, asla yanlış kişinin ayagına basmayın
    hüküm
    dünyada çok çeşitli insan vardır ve hepsinin sizin stratejilerinize aynı şekilde karşılık vermesini bekleyemezsiniz. bazı insanları aldatır ya da kötü duruma düşürürseniz hayatlarının geri kalanını intikam almaya çalışarak geçireceklerdir. kuzu postu içinde kurtlar vardır. o halde kurbanlarınızı ve rakiplerinizi dikkatle seçmelisiniz, asla yanlış kişiyi kızdırmayın ya da aldatmayın.

    know who you're dealing with - do not offend the wrong person
    there are many different kinds of people in the world, and you can never assume that everyone will react to your strategies in the same way. deceive or outmaneuver some people and they will spend the rest of their lives seeking revenge. they are wolves in lambs' clothing. choose your victims and opponents carefully, then - never offend or deceive the wrong person.

    yasa 20
    kimseye bağlanmayın
    taraf tutmada acele edenler aptaldır. kendinizden başka kimsenin tarafını tutmayın. bağımsızlığınızı sürdürerek diğerlerinin efendisi olabilirsiniz; insanları birbirine karşı kullanarak peşinizden koşmalarını sağlayarak yapabilirsiniz bunu.

    do not commit to anyone
    ıt is the fool who always rushes to take sides. do not commit to any side or cause but yourself. by maintaining your independence, you become the master of others - playing people against one another, making them pursue you.

    yasa 21
    enayi avlamak için enayi rolü yapın, avınızdan daha aptal görünün
    hiç kimse diğer insanlardan daha aptal olduğunu hissetmekten hoşlanmaz. o halde buradaki hile kurbanlarınızın kendini akıllı hissetmesidir ve yalnızca akıllı değil, sizden de akıllı hissetmesidir. buna bir kez ikna olduktan sonra sizin gizli amaçlarınız olduğundan asla şüphelenmezler.

    play a sucker to catch a sucker - seem dumber than your mark
    no one likes feeling stupider than the next person. the trick, then, is to make your victims feel smart - and not just smart, but smarter than you are. once convinced of this, they will never suspect that you may have ulterior motives.

    yasa 22
    teslim olma taktiğini kullanın, zayıflığı güce dönüştürün
    rakibinizden daha zayıf olduğunuzda asla onurunuz uğruna savaşmayın; onun yerine teslim olmayı seçin. teslim olmak toparlanmanız, sizi ele geçiren kişiye azap çektirmek ve rahatsız etmek, gücünün azalmasını beklemek için zaman kazandırır. ona savaşıp sizi yenmenin tatminini vermeyin, daha önce teslim olun. öteki yanağınızı çevirmeniz onu çileden çıkaracak ve rahatsız edecektir. teslimi bir güç aracı olarak kullanın.

    use the surrender tactic: transform weakness into power
    when you are weaker, never fight for honor’s sake; choose surrender instead. surrender gives you time to recover, time to torment and irritate your conqueror, time to wait for his power to wane. do not give him the satisfaction of fighting and defeating you – surrender first. by turning the other check you infuriate and unsettle him. make surrender a tool of power.

    yasa 23

    güçlerinizi yoğunlaştırın
    gücünüzü ve enerjinizi en güçlü noktalarında yoğunlaştırarak koruyun. zengin bir maden bulup derinlere dalmakla sığ bir madenden diğerine atlayarak kazanacağınızdan daha fazla kazanırsınız, yoğunluk her zaman genişliği yener. sizi yükseltecek güç kaynakları ararken anahtar konumda bir destek bulun.
    concentrate your forces
    conserve your forces and energies by keeping them concentrated at their strongest point. you gain more by finding a rich mine and mining it deeper, than by flitting from one shallow mine to another - intensity defeats extensity every time. when looking for sources of power to elevate you, find the one key patron, the fat cow who will give you milk for a long time to come.

    yasa 24
    mükemmel saray mensubunu oynayın
    mükemmel saray mensubu her şeyin güç ve politik ustalık etrafında döndüğü bir dünyada mücadele etmektedir. dolaylılık sanatında ustalaşmıştır; iltifat eder, üstünlere boyun eğer ve en dolaylı, en zarif yoldan diğerlerinin üzerindeki gücünü hissettirir. saraylı olmanın yasalarını öğrenip uygularsanız sarayda yükselişinizin sınırı olamaz.

    play the perfect courtier
    the perfect courtier thrives in a world where everything revolves around power and political dexterity. he has mastered the art of indirection; he flatters ,yields to superiors, and asserts power over others in the most oblique and graceful manner. learn and apply the laws of courtship and there will be no limit to how far you can rise in the court.

    yasa 25

    kendinizi yeniden yaratın
    toplumun üzerinize yüklediği rolü kabul etmeyin. yeni bir kimlik oluşturarak kendinizi yeniden yaratın, dikkati çeken ve izleyenleri sıkmayan bir kimlik. diğerlerinin sizi tanımlamalarına izin vermek yerine kendi imajınızın sahibi olun. insanlara yönelik davranış ve hareketlerinize çarpıcı hileler katın, gücünüz artacak ve karakteriniz efsanevi özelliklere sahip gibi görünecektir.

    re-create yourself
    do not accept the roles that society foists on you. re-create yourself by forging a new identity, one that command attention and never bores the audience. be the master of your own image rather than letting others define it for you. ıncorporate dramatic devices into your public gestures and actions - your power will be enhanced and your character will seem larger than life.

    yasa 26

    ellerinizi kirletmeyin
    kusursuz bir uygar ve etkin insan örneği olmalısınız. elleriniz asla hatalar ve kötü işlerle kirlenmemelidir. öyle bir işle olan bağlantılarınızı gizlemek için başkalarını günah keçisi ve maşa olarak kullanarak lekesiz görüntünüzü sürdürün.

    keep your hands clean
    you must seem a paragon of civility and efficiency: your hands are never soiled by mistakes and nasty deeds. maintain such a spotless appearance by using others as scapegoats and cat's-paws to disguise your involvement.

    yasa 27

    kendinize takipçiler yaratmak için insanların inanma ihtiyacını kullanın
    insanlar bir şeye inanmak için karşı konmaz bir arzu duyarlar. onlara peşinden gidecekleri bir dava, yeni bir inanç önererek böylesi bir arzunun odak noktası olun. sözleriniz belirsiz ama vaat dolu olsun; mantık ve açık seçik düşünce yerine çoşkuyu vurgulayın. yeni müritlerinize uygulayacakları törenler verin, sizin adınıza fedakarlık yapmalarını isteyin. örgütlü bir din ve önemli dava eksikliğinde yeni bir inanç sistemi size sınırsız bir güç verecektir.

    play on people's need to believe to create a cultlike following
    people have an overwhelming desire to believe in something. become the focal point of such desire by offering them a cause, a new faith to follow. keep your words vague but full of promise; emphasize enthusiasms over rationality and clear thinking. give your new disciples rituals to perform, ask them to make sacrifices on your behalf. ın the absence of organized religion and grand causes, your new belief system will bring you untold power.

    yasa 28

    cesaretle eyleme ggeçin
    eğer eylemlerinizin seyrinden emin değilseniz bir girişimde bulunmayın. şüpheleriniz ve tereddütünüz uygulamalarınızı bozacaktır. çekingenlik tehlikelidir. cesaretle girişmek daha iyidir. gözüpeklikle giriştiğiniz işteki herhangi bir hata aynı gözüpeklikle kolayca düzeltilebilir. cesura herkes hayrandır; kimse çekingene saygı duymaz.

    enter action with boldness
    ıf you are unsure of a course of action, do not attempt it. your doubts and hesitations will infect your execution. timidity is dangerous: better to enter with boldness. any mistakes you commit through audacity are easily corrected with more audacity. everyone admires the bold, no one honors the timid.

    yasa 29

    her şeyi sonuna kadar planlayın
    son her şeydir. her şeyi sonuna kadar planlayın, bütün olası sonuçları, engelleri, sıkı çalışmanızı tersine çevirip bütün zaferi diğerlerine veren talihsizlikleri hesaba katın. sonuna kadar plan yaptığınızda şartların etkisi altında kalmazsınız ve ne zaman duracağınızı bilirsiniz. tarihinize yumuşak bir şekilde rehberlik edin ve ileriyi düşünerek geleceğinizi belirlemesine yardımcı olun.

    plan all the way to the end
    the ending is everything. plan all the way to it, taking into account all the possible consequences, obstacles, and twist of fortune that might reverse your hard work and give the glory to others. by planning to the end you will not be overwhelmed by circumstances and you will know when to stop. gently guide fortune and help determine the future by thinking far ahead.

    yasa 30

    başarılarınızı fazla çaba harcanmamış gibi gösterin
    eylemleriniz doğal ve kolaylıkla yapılmış gibi görünmelidir. bütün didinmeler, uygulamalar ve zekice hileler gizlenmelidir. harekete geçerken fazla çaba harcamıyormuş gibi görünün, sanki çok daha fazlasını yapabilirmişsiniz gibi. ne kadar çok çalıştığınızı açıklamak gibi güçlü arzudan kaçının; bu yalnızca soru ortaya atar. hilelerinizi hiç kimseye öğretmeyin, yoksa size karşı kullanılırlar.

    make your accomplishments seem effortless
    your actions must seem natural and executed with ease. all the toil and practice that go into them, and also all the clever tricks, must be concealed. when you act, act effortlessly, as if you could do much more. avoid the temptation of revealing how hard you work – it only raises questions. teach no one your tricks or they will be used against you.

    yasa 31

    seçenekleri kontrol edin: diğerlerinin sizin dağıttığınız kartlarla oynamalarını sağlayın
    en iyi aldatmacalar diğer kişiye seçim hakkı vermiş gibi görünenlerdir: kurbanlarınız kontrolün onlarda olduğunu sanırlar, oysa aslında kukladırlar. insanlara sizin lehinize olan seçenekler verin. her ikisi de amacınıza hizmet eden iki kötü arasından daha az kötü olanını seçmeye zorlayın. onları iki arada bir derede bırakın, nereye döneceklerini şaşırsınlar.

    control the options: get others to play with the cards you deal
    the best deceptions are the ones that seem to give the other person a choice: your victims feel they are in control, but are actually your puppets. give people options that come out in your favor whichever one they choose. force them to make choices between the lesser of two evils, both of which serve your purpose. put them on the horns of a dilemma: they are gored wherever they turn.

    yasa 32

    insanların fantezileriyle oynayın
    gerçekten çoğunlukla kaçılır, çünkü çirkin ve nahoştur. düş kırıklığına uğramanın doğurduğu öfkeye hazırlıklı değilseniz doğru ve gerçeğe asla başvurmayın. hayat o kadar zorlu ve sıkıntı vericidir ki, romantizm üreten veya fantezi kuran insanlar çöldeki vahalar gibidir. herkes oraya koşar. kitlelerin fantezileriyle oynamakta, büyük güç vardır.

    play to people's fantasies
    the truth is often avoided because it is ugly and unpleasant. never appeal to truth and reality unless you are prepared for the anger that comes from disenchantment. life is so harsh and distressing that people who can manufacture romance or conjure up fantasy are like oases in the desert: everyone flocks to them. there is great power in tapping into the fantasies of the masses.

    yasa 33

    herkesin zayıf noktasını keşfedin
    herkesin bir zayıf noktası vardır, kalenin duçarındaki bir delik. bu zayıflık genellikle güvensizlik, kontrol edilemez bir duygu ya da ihtiyaçtır; aynı zamanda küçük gizli bir zevk de olabilir. anlaşıldığında her iki şekilde de lehinize kullanabilirsiniz.

    discover each man's thumbscrew
    everyone has a weakness, a gap in the castle wall. that weakness is usually an insecurity, an uncontrollable emotion or need; it can also be a small secret pleasure. either way, once found, it is a thumbscrew you can turn to your advantage.

    yasa 34

    kral muamelesi görmek için krallar gibi davranın
    kendinizi nasıl sunduğunuz çoğunlukla size nasıl davranılacağını belirler: uzun vadede kaba veya sıradan görünmek insanların size karşı saygısız davranmasına neden olur. bir kral kendine saygı duyduğu için aynı duyguyu başkalarında da uyandırır. bir krala yakışır şekilde gücünüzden emin olarak davrandığınızda taç giymek sizin kaderinizde varmış gibi bir hava yaratırsınız.

    be royal in your own fashion: act like a king to be treated like one
    the way you carry yourself will often determine how you are treated: in the long run, appearing vulgar or common will make people disrespect you. for a king respects himself and inspires the same sentiment in others. by acting regally and confident of your powers, you make yourself seem destined to wear a crown.

    yasa 35

    zamanlama sanatında ustalaşın
    asla acele eder gibi görünmeyin; acele etmek kendiniz ve zaman üzerindeki kontrol yetersizliğinizi ortaya koyar. her zaman sabırlı görünün, sanki her şeyin sonunda size geleceğini biliyormuşsunuz gibi. doğru anın dedektifi olun; zamanın ruhunu, sizi güce götürecek eğilimleri izleyerek yakalayın. zaman henüz gelmediyse geri çekilmeyi ve doğru zaman geldiğinde acımasızca vurmayı öğrenin.

    master the art of timing
    never seem to be in a hurry - hurrying betrays a lack of control over yourself, and over time. always seem patient, as if you know that everything will come to you eventually. become a detective of the right moment; sniff out the spirit of the times, the trends that will carry you to power. learn to stand back when the time is not yet ripe, and to strike fiercely when it has reached fruition.

    yasa 36

    sahip olamadıklarınızı küçümseyin: onlara aldırmamak en iyi intikamdır
    önemsiz bir sorunu kabul ederek ona bir varlık ve paye veriyorsunuz. düşmana ne kadar dikkat ederseniz onu o kadar güçlü yaparsınız; küçük bir hata tamir etmeye çalıştığınızda daha kötü ve daha göze çarpar hale gelir. bazen işleri oluruna bırakmak daha iyidir. eğer istediğiniz, ama sahip olamadığınız bir şey varsa onu küçümsediğinizi gösterin. ne kadar az ilgi gösterirseniz, o kadar üstün görünürsünüz.

    disdain things you cannot have: ignoring them is the best revenge
    by acknowledging a petty problem you give it existence and credibility. the more attention you pay an enemy, the stronger you make him; and a small mistake is often made worse and more visible when you try to fix it. ıt is sometimes best to leave things alone. ıf there is something you want but cannot have, show contempt for it. the less interest you reveal, the more superior you seem.

    yasa 37

    ilgi uyandıran görünümler yaratın
    çarpıcı imgeler ve simgesel jestler güç havası yaratır; onlara herkes karşılık verir. o halde etrafınızdakiler için sizin varlığınızı yükseltecek görsel çekiciliği olan ve parlak sembollerle dolu görünümler sahneleyin. görünüşle gözü kamaşanlar gerçekte ne yaptığınızı fark etmezler.

    create compelling spectacles
    striking imagery and grand symbolic gestures create the aura of power – everyone responds to them. stage spectacles for those around you, then full of arresting visuals and radiant symbols that heighten your presence. dazzled by appearances, no one will notice what you are really doing.

    yasa 38

    istediğiniz gibi düşünün, ama başkaları gibi davranın
    zaman uymayan davranışlarınızla, geleneksel olmayan fikirleriniz ve sıra dışı yollarınızla gösteriş yaparsanız, insanlar sizin yalnızca dikkat çekmek istediğinizi ve onları küçümsediğinizi düşünürler. kendilerini aşağılanmış hissetmelerine neden olduğunuz için sizi cezalandırmanın bir yolunu bulacaklardır. orjinalliğinizi yalnızca hoşgörülü arkadaşlarınızla ve sizin eşsiz oluşunuzu takdir edecek insanlarla paylaşın.

    think as you like but behave like others
    ıf you make a show of going against the times, flaunting your unconventional ideas and unorthodox ways, people will think that you only want attention and that you look down upon them. they will find a way to punish you for making them feel inferior. ıt is far safer to blend in and nurture the common touch. share your originality only with tolerant friends and those who are sure to appreciate your uniqueness.

    yasa 39

    balık yakalamak için suları karıştırın
    öfke ve heyecan stratejik olarak ters etkilidir. her zaman sakin ve tarafsız olmalısınız. ama kendiniz sakin kalırken düşmanlarınızı kızdırabilirseniz kesin bir avantaj kazanırsınız. düşmanlarınızı hazırlıksız yakalayın. kibirlerinde onları sarsacağınız ve dizginlerini ele alabileceğiniz sıyrıklar bulun.

    stir up waters to catch fish
    anger and emotion are strategically counterproductive. you must always stay calm and objective. but if you can make your enemies angry while staying calm yourself, you gain a decided advantage. put your enemies off-balance: find the chink in their vanity through which you can rattle them and you hold the strings.

    yasa 40

    bedava yemeğe değer vermeyin
    bedava olarak sunulan şey tehlikelidir, genellikle ya bir hile ya da gizli bir yükümlülük içerir. kıymetli olan şey için ödeme yapmaya değer. ödeme yaparak minnettarlık, suçluluk ve dalavereden kurtulursunuz. ücreti tam olarak ödemek de akıllıcadır, mükemmellikte kestirme yoktur. paranız konusunda cömert olun ve etrafta dolaşmasını sağlayın, çünkü cömertlik gücün işareti ve mıknatısıdır.

    despise the free lunch
    what is offered for free is dangerous – it usually involves either a trick or a hidden obligation. what has worth is worth paying for. by paying your own way you stay clear of gratitude, guilt, and deceit. ıt is also often wise to pay the full price – there is no cutting corners with excellence. be lavish with your money and keep it circulating, for generosity is a sign and a magnet for power.

    yasa 41

    büyük adamın ayakkabılarını giymekten kaçının
    ilk önce olan şey her zaman daha iyi ve daha sonra gelenden daha orijinal görünür. eğer başarılı bir adamın arkasından geliyorsanız veya ünlü bir anne ya da babanız varsa onlardan daha iyi olmak için iki katı çalışmanız gerekecektir. onların gölgelerinde kaybolmayın, yoksa kendi yapımınız olmayan bir geçmişin içine tıkılır kalırsınız. akışı değiştirerek kendi adınızı ve kimliğinizi yerleştirin. hükmeden babayı yok edin, mirasını kötüleyin ve kendi tarzınızla parlayarak güç kazanın.

    avoid stepping into a great man's shoes
    what happens first always appears better and more original than what comes after. ıf you succeed a great man or have a famous parent, you will have to accomplish double their achievements to outshine them. do not get lost in their shadow, or stuck in a past not of your own making: establish your own name and identity by changing course. slay the overbearing father, disparage his legacy, and gain power by shining in your own way.

    yasa 42

    çobanı vurun, koyunlar dağılacaktır
    sorun çoğunlukla tek bir güçlü bireyden kaynaklanıyor olabilir; kışkırtıcı, kendini beğenmiş, iyi niyet sömürücüsü. bu tür kişilere hareket edecek yer verirseniz diğerleri bunların etkilerine kapılacaktır. neden oldukları sorunların katlanarak çoğalmasına izin vermeyin, bunlar düzeltilemeyecek kadar kötüdür. onları tek başlarına bırakarak ya da uzaklaştırarak etkisiz hale getirin. darbeyi sorunun kaynağına indirin, koyunlar dağılacaktır.

    strike the shepherd and the sheep will scatter
    trouble can often be traced to a single strong individual – the stirrer, the arrogant underling, the poisoned of goodwill. ıf you allow such people room to operate, others will succumb to their influence. do not wait for the troubles they cause to multiply, do not try to negotiate with them – they are irredeemable. neutralize their influence by isolating or banishing them. strike at the source of the trouble and the sheep will scatter.

    yasa 43

    diğerlerinin kalpleri ve zihinleri üzerinde çalışın
    baskı, sonunda size karşı işleyecek olan bir tepki yaratır. diğerlerini sizinle aynı yönde hareket etmek istemelerini sağlayacak şekilde ayartabilirsiniz. ayartılan kişi sizin sadık pençeniz haline gelir. ve insanları ayartmanın yolu psikolojileri ve zayıflıkları üzerinde çalışmaktır. duyguları üzerinde çalışarak, sevdikleri ve koktukları şeylerden faydalanarak direnci yumuşatın. insanların kalplerine ve zihinlerine aldırmazsanız sizden nefret etmeye başlarlar.

    work on the hearts and minds of others
    coercion creates a reaction that will eventually work against you. you must seduce others into wanting to move in your direction. a person you have seduced becomes your loyal pawn. and the way to seduce others is to operate on their individual psychologies and weaknesses. soften up the resistant by working on their emotions, playing on what they hold dear and what they fear. ıgnore the hearts and minds of others and they will grow to hate you.

    yasa 44

    ayna etkisiyle ellerini kollarını bağlayıp çileden çıkarın
    ayna gerçeği yansıtır, ama aldatmaca için mükemmel bir araçtır. düşmanlarınıza ayna tuttuğunuz, onların yaptığının aynısını yaptığınız zaman stratejilerinizi anlayamazlar. ayna etkisi onlarla alay eder ve aşağılar, aşırı tepki vermelerine neden olur. ruhlarına ayna tutarak onların değerlerini paylaştığınız yanılsamasıyla onları baştan çıkarırsınız; hareketlerine ayna tutarak onlara iyi bir ders verirsiniz. çok az kişi ayna etkisi’nin gücüne direnebilir.

    disarm and infuriate with the mirror effect
    the mirror reflects reality, but it is also the perfect tool for deception: when you mirror your enemies, doing exactly as they do, they cannot figure out your strategy. the mirror effect mocks and humiliates them, making them overreact. by holding up a mirror to their psyches, you seduce them with the illusion that you share their values; by holding up a mirror to their actions, you teach them a lesson. few can resist the power of mirror effect.

    yasa 45

    değişimin gerekli olduğunu öğütleyin ama ani ve büyük değişimlerden kaçının
    herkes soyut olarak değişimin gereğini anlar, ancak gündelik düzeyde insanlar alışkanlıklarına bağlı yaratıklarıdır. çok fazla yenilik travmatiktir ve isyana neden olur. eğer bir güç konumunda yeniyseniz ya da güç tabanı oluşturmaya çalışan bir yabancıysanız işlerin eski yapılış şekillerine saygı duyduğunuzu gösterin. değişim gerekliyse geçmişin yumuşak bir şekilde iyileştirilmesiymiş gibi gösterin.

    preach the need for change, but never reform too much at once.
    everyone understands the need for change in the abstract, but on the day-to-day level people are creatures of habit. too much innovation is traumatic, and will lead to revolt. ıf you are new to a position of power, or an outsider trying to build a power base, make a show of respecting the old way of doing things. ıf change is necessary, make it feel like a gentle improvement on the past.

    yasa 46

    asla çok mükemmel görünmeyin
    başkalarından daha iyi görünmek her zaman tehlikelidir, ama en tehlikelisi hiçbir hatası ya da zayıflığı yokmuş gibi görünmektir. kıskançlığı azaltmak, daha insani ve yaklaşılabilir görünmek için ara sıra hata yapmak ve zararsız kusurları kabul etmek akıllıcadır. yalnızca tanrılar ve ölüler cezasını çekmeden mükemmel görünebilirler.

    never appear too perfect
    appearing better than others is always dangerous, but most dangerous of all is to appear to have no faults or weaknesses. envy creates silent enemies. ıt is smart to occasionally display defects, and admit to harmless vices, in order to deflect envy and appear more human and approachable. only gods and the dead can seem perfect with impunity.

    yasa 47

    amaçladığınız hedefi aşmayın; zafere ulaştığınızda ne zaman duracağınızı bilin
    zafer anı genellikle en büyük tehlike anıdır. zaferin ateşiyle kendini beğenmişlik ve aşırı özgüven, amaçladığınız hedefi geçmeye zorlayabilir sizi ve ileri giderek yendiğinizden çok düşman edinirsiniz. başarının sizi sarhoş etmesine izin vermeyin. strateji ve dikkatli planlamanın yerini alacak bir şey yoktur. bir hedef belirleyin ve ona ulaştığınızda durun.

    do not go past the mark you aimed for; in victory, learn when to stop.
    the moment of victory is often the moment of greatest peril. ın the heat of victory, arrogance and overconfidence can push you past the goal you had aimed for, and by going too far, you make more enemies than you defeat. do not allow success to go to your head. there is no substitute for strategy and careful planning. set a goal, and when you reach it, stop.

    yasa 48

    şekilsizliğe bürünün
    bir şekil alarak, görünür bir plan yaparak kendinizi saldırıya karşı açmış olursunuz. düşmanınızın kavrayacağı bir şekil almak yerine kendinizi her yere uyabilir ve hareketli kılın. hiçbir şeyin kesin ve hiçbir yasanın sabit olmadığı gerçeğini kabul edin. kendinizi korumanın en iyi yolu su kadar akıcı ve şekilsiz olmaktır; asla istikrar ve uzun kalıcı düzen üzerine bahse girmeyin. her şey değişir.

    assume formlessness
    by taking a shape, by having a visible plan, you open yourself to attack. ınstead of taking a form for your enemy to grasp, keep yourself adaptable and on the move. accept the fact that nothing is certain and no law is fixed. the best way to protect yourself is to be as fluid and formless as water; never bet on stability or lasting order. everything changes.
  • şans eseri reddit sayesinde tanıştığım kitap. house of cards isimli dizi önce machiavelli'ye sonra bu kitaba bu kitap ise benzer onlarca içeriğe itti.
    türkçe çevirisini nedense hiç sevemedim ingilizce olarak okudum.

    kitabı sevmeme rağmen kimseye bahsedemiyorum. insan ilişkilerine ve hayata karşı güzel bir bakışı var. herkesi ezip geçmeyeceksiniz denge çok önemli ve bu dengeyi kurarken aşırı tepkisel olmamayı da öğrenmeniz gerekiyor. bu dürtünüzü törpüleyen bir kitap ki çoğu kişinin buna ihtiyacı var.
    aldığınız darbelere karşı hayata küsmeyip daha dirençli olmanız gerektiğinin somut örneklerini de anlatıyor. özellikle şamar oğlanına çevrilen korkunç ivan'ın hikâyesi pek bir etkileyici. küçük yaştan beri ezilen biri olarak zamanının gelmesini bekleyip başkaldırısını yapıyor. daha sonra kendisini indirmek isteyenlere tahtını bırakarak gerekli dersi veriyor. yeri doldurulamayan gücü ve aklı sayesinde herkes sesini kesip geri gelmesi için adeta yalvarıyor.

    özetinin poster hâline sahip olan varsa ve paylaşırsa sevinirim.
  • narsistlerin el kitabı.
  • şu anda 7. yasasını okuduğum kitap. birkaç maddesi dışında anlatılanlar gayet mantıklı 1,2 maddesini hayatta uygulamanız cidden çok zor*. şu anda okuduğum yasalar arasında en çok beğendiğim “her zaman gerekeden daha azını söyleyin” bakalım okudukça editlerim.
  • the prince kitabıyla birebir aynı içeriğe sahiptir. önemli cümle yapıları bile aynıdır. kuralların sıralamaları değişmiştir sadece. bunu okumak yerine the prince okunması gerekmektedir. işi erbabından öğrenmeniz için.
  • çok ilginç bir kitap.
    kitapta bulunan yasaları uygulama şansınız çok uzun bir vakit, çaba ve emek istiyor ki bunları doğru olarak hayatınıza adapte etmeniz de neredeyse imkansız.
    çünkü insan hayatı ve yaşantıları bu kadar düzenli ve planlı şekilde ilerlemeye müsait değil.
    varsayalım bu yasaları uyguladınız, ulaştığınız nokta sizi güçlü değil aciz ve ahlaksız yapar.
    yaşadığım birçok şey yasalarla maalesef çelişiyor ve siz de çelişen örnekleri yaşamışsınızdır ya da görmüşsünüzdür.
    saygı, erdem ve ilim insanı yükseltir.
    şarlatan olup şöhret sahibi olmaktansa yalnız ve erdemli bir hayat bundan çok daha değerlidir.

    tüm bunların yanı sıra kitap okunmalıdır çünkü siz saldırı konumuna geçmeyi düşünmeseniz bile savunmanızı doğru yapmanız gerekir bu yüzden de düşmanınızı daha iyi tanımanız gerekir.
    kitap da size bu konuda yardımcı olabilir.

    ekleme:
    biraz haksızlık etmiş olduğumu farkettim, kitap genel hatlarıyla güç oyunlarını örneklerle-yorumlarla iyi bir şekilde okuyucuya aktarıyor.
    tarihsel örnekler sadece o dönemin şartlarını kapsamıyor aslına bakarsanız çünkü başroldeki yine insan, robotlaşmadığımıza göre aynı benzer duyguları, benzer tartışmaları günümüzde de yaşamaya devam ediyoruz.
  • hayatımda sevmeden okuduğum nadir kitaplardan. resmen okurken durup durup yazara laf atasım geldi. çoğu kuralını zaten biliyor oluyorsunuz. başka kelimeler altında aynı fikirler. mesela “reklamın iyisi kötüsü olmaz” ı almış kural yapmış. bazı kuralların ise şuanki zamana uygulanması baya olanaksız. zaten verdiği örneklerin hemen hepsi çok eski zamanlara ayit. kendisi tarihçi olmadığı için her anlattığı tarihsel olayada inanmak zor oluyor. yinede enteresan hikayeler var ama. ne kadar doğru bilmiyorum ama bi yerde kitabı okuyanlar arasında gaddafi ve castro var diyor.

    bana birşey kattıysa o da kurgusal olmayan kitaplarda daha seçici olmam gerektiği. illede roman olsun olmıcaksa bir kolk gibi aydınlatsın beni.
hesabın var mı? giriş yap