• altinci nesil yazar.
  • uzun yillardir cok yakin bir arkadasim olan yazar. sessizligi ya da az taninmisligi derinlik gercegini degistirmez. her daim danismanim olan guzel insan.
  • yüksek profesyonellik ve fazla bilgi sahibi, meziyetleriyle şaşırtan dost.

    ilk tanışıklığımız -ki on yılı geçmiştir- kendimizi stk zannettiğimiz bir oluşumun içinde geyik geyik debelenmekteyken gerçekleşti. bir gün biz çamurda yuvarlanırken bize destek olmak üzere bu nickini yazmayı beceremediğim zat geldi. nasıl anlatsam, böyle bir ciddiyet, bir çalışma prensipleri bütünü, up'ulu bir insandı kendisi.

    genciz ya biz de, yapılması gerekeni yaparak vakit geçirmeksizin gıcık olduk kendisine. görür görmez laf sokan biz şirin gençlere (!), isa gibi diğer yanağını dönen bu doğru insanın doğru bir insan olduğunu anlamamın bir süre alması deli deli akan kanımın zamanla yavaşlamasıyla oldu. hani söyleyeyim dedim, lisanımız sürç sürç sesler çıkartmıştır zamanında.

    sonra sonra bir de neredeyse akraba çıktık, ayrı bir meseledir o da. babasını kendisinden çok görüyorum mesela.

    hah, bir tanım daha buldum: bucuresti sancaktarı.
  • (bkz: #4302010)
    2004 yılında şile feneri başlığı altına yazdığı yazı. hani ezel dizisinin final sahnesinin geçtiği yer. ve yazı şöyle başlıyor.
    her adam sevdiği şeyi öldürür.
    bu herkesce böyle biline ki,
    acı bir bakışıyla yapar bunu kimi,
    kimi ise tatlı bir sözle.
    korkak adam bir öpücükle,
    cesur olan ise kılıcıyla

    lan oğlum. noluyo lan. bu kadar tesadüf olurmu?
    kimsin sen? kimsin sen?
hesabın var mı? giriş yap