tarih atlası ^*

• icinde ulkelerin zaman icindeki sinirlarini, konumlarini felan gosterir haritalar olan, ilkogretim ve lise hayatinin vazgecilmez kitabi.
• osmanlinin cokusunun turk irki icin acaip hazin bi sey oldugunu korpecik ogrencilerimize daha etkili bi sekilde anlatabillmek icin tasarlanmis egitim araci. milli egitim bakanligimizin bi bulusu oldugundan suphe etmekteyim
• bir kırtasiyede satıldığını hiç görmediğim sadece gazetelerin kupon karşılığı dağıttığını zannetiğim atlas türü
  şu tarihte şurada hangi ülkeler varmış diye merak edersek diye yapmışlar
• tarih hocalarinin orta okul - lise boyunca tarih derslerine getirilmesini israrla istedikleri, ama nedense sene boyunca bir kere bile kullanmadiklari, ve ona ragmen yer yer getirmezseniz yuzsuzce kizdiklari tarih dersi araci.
  
  pembe bir kapagi olan kucuk sirin bir kitapciktir.
• (bkz: faik reşit unat) tarafından hazırlanmıştır.
• içinden vapurlar geçen atlas.
• pek bilinen, pembe kapaklı versiyonu kanaat yayınları tarafından basılmıştır.
• “en geniş zamanlı bir şiir” için gerekli olan materyal.
  tabii ki “devlet ve tabiat” hakkındadır bu şiir.
  ‘vakitsiz üsküdarlı’ ve elbette ki ‘mor külhânî’ şairler tarafından yazılan şiirlerdir bunlar.
  
  “atlasları getirin! tarih atlaslarını!
  en geniş zamanlı bir şiir yazacağız”
  
  nadajlı sarı abdurrahman’ın hayatı vardır bu atlas’ta,
  sonra yort savul nidaları geçer sayfalardan.
  hülâsâ, açık atlas’tır, karaşın atlastır, böylesi makbuldür bin yıldır.
• nedense bir türlü insanın kıyıp da çöpe atamadığı ama içini de açıp bakmadığı bir atlas türü. 20.yy bile devasa bir tarih atlasıdır bu açıdan mesela 6.yy ve 19.yy sonu arasını kapsayan bir türk tarihi atlası bile 20.yy dünya tarih atlasındaki mitoz bölünme kadar karmaşık değildir.
  
  dünyanın nasıl siyaseten değiştiğini adım adım görebilirsiniz.
• teey ortaokuldan kalma bir adedi evimde itinayla tertemiz olarak saklanmaktadır. herhalde 16-17 senelik olacak. hiç kullanılmadığından dolayı üzerindeki kabı bile sapasağlam duruyor. geçen annem gördü atmaya kalktı ve aramızda şöyle saçma bir diyalog gelişti:
  
  - anne napıyorsun, tertemiz atlas
  + ay napacaksın onu, okula mı döneceksin
  - çocuğuma saklarım (ehehe)
  + o zamana kadar değişir ki bu
  - ...
  + ...
  - değişmesin mümkünse