• sanırım bir gazetede geçen bir yazı bu.. şöyle der..:

    /*

    kupa'da ne kadar devam edeceğimiz kesin değil. ama kupa'nın "en şenlikli takımı" olduğumuz kesin.

    medyasını mahkemeye veren "tek teknik direktör" türkiye'de... güneş, alayımızı dava edeceğini açıkladı.

    * * *

    kendi yöneticisini döven "tek takım" türkiye... federasyon yöneticileri, fifa hakem komitesi başkanı şenes erzik'i yumrukladı.

    neden?

    çünkü erzik, "brezilya maçındaki o pozisyon bal gibi penaltıydı" demiş.

    6 milyar dünyalı içinde o pozisyona "penaltı" diyen iki kişi var.

    koreli hakem ile şenes erzik.

    * * *

    diplomasi krizi çıkaran 'tek ülke' türkiye.

    koreli hakeme kızdık, uğruna savaştığımız kore ile papaz olduk.

    * * *

    gol atınca sevinmeyen "tek futbolcu" bizde... hasan şaş, "golden sonra neden sevinmedin" diye soranlara, "içimden gelmedi" demiş...

    adam hazırlık maçında gol atınca formasını çıkarıyor... brezilya'ya gol atıyor, sevinmek içinden gelmemiş...

    * * *

    gazetecisini döven "tek taraftar" bizde... ama bunlar futbolcunun değil, teknik direktörün taraftarı...

    üstelik herkes hıncal'ı kore'de biliyor... lokantada dövüyorlar, uluç'un istanbul'da olduğu ortaya çıkıyor.

    * * *

    şu ana kadar olay çıkaran "tek millet" türkler.

    almanya'da türkler, brezilyalılar'ı sopalarla hastanelik etti.

    * * *

    yanlış yerde kamp yapan "tek ülke" türkiye.

    kore'ye alışmak için hong kong'ta kamp yaptık. hong kong'ta hava 10 derece daha sıcak, nem oranı 2 kat fazla. futbolcular 4'er kilo verdi.

    * * *

    kaptan'ını kupa'ya götürmeyen "tek takım" türkiye...

    ogün, eleme maçlarında kaptan. kore'de yok. sonra "yıldıray'ı niye çıkardın?" diye soruyorlar. kovmadığına dua edin.

    * * *

    bu kupa'nın "ilk tarihe geçen futbolcusu" bizde. hakan ünsal "100'üncü kırmızı kartı gören futbolcu" oldu... zaten 99'uncuyu da biz gördük: alpay.

    72 yıllık kupa'daki ünvana bak!

    * * *

    fair play'i yüzüne gözüne bulaştıran "tek futbolcu" bizde.

    alpay, euro 1996'da gole giden adamı düşürmedi, fair play ödülü aldı, biz gol yedik... alpay, kore 2002'de gole giden adamı düşürdü, kırmızı kart gördü, biz yine gol yedik.

    * * *

    kendi dilini bilmeyen "tek futbolcu" bizde.

    mustafa kemal izzet...

    "kosta rika maçında ne yaparız?" diye soruyorsun, adam "what?" diyor.

    */
  • tarihi, yan yollar bulalım da kaybolalım-kaybolabilelim diye yapıyoruz.* pişman olamamak istemiyoruz da ondan - pişman olalım, pişman olalım, pişman olalım; kendimizi hep suçlayalım ki kurtarıcı bir şeye inanabilelim diye... midir hepsi, bütün bu şamata? aslında tersinden doğru bu yargı: inançlı olmak bize yan yollar varmış gibi düşündürtüyor.

    inançsızlar için tek bir hat kalıyor. bununla da yüzleşmek bizim harcımız değil anlaşılan.
hesabın var mı? giriş yap