*

  • alisilmadik bir diyalog
    tanri sevgidir.
    tanri bilictir.
    tanri icimizdeki bendir.
  • - sevgili tanrim bu kadar is, bu kadar gundem, hepsine nasil yetisiyorsun allah askina?
    - cunku cok seviyorum yenercigim...tanri olmayi cok seviyorum, hukmetmeyi cok seviyorum. bence her isin basi once ben, sonra sevgidir. her sabah 100 isik yili kosmadan rahat edemem, kahvaltimdan beyaz peyniri, nektari, ambrosiayi eksik etmem. uykuma dikkat ederim, gunduzleri levent tenis klubundeyimdir, orasi benim ofisimdir.
  • - sevgili tanrim, okuyucular eminim sunu merak ediyorlardir, bu kadar kitap yazdiniz, bu kadar eser verdiniz. eserleriniz arasinda en sevdiginiz hangisi? icinize sinmeyen bir eseriniz var mi?
    - yener agabey (cu$), ben lbette her eserimi severim, elbette hepsi goz nurumdur, tanri isidir tartisilmasi dahi mumkun degildir. ama yapitlarim arasinda talmud un ayri bir yeri vardir. talmud benim kendimi buldugum eser oldu. icimdeki tanriya eristigim bu eserden sonraki eserlerimin hepsi talmud ayarindaysa da, talmud un yeri bambaska. ayrica baska galaksilere yolladigim kitaplarim da var, ama onlardan bahis acarak konuyu dagitmak istemem. her gun 150 bin cilt kitap okurum ben, dergileri, gasteleri, medyayi yakindan takip ederim, muhtaer gibiyim be arkadas! (gulusmeler)
  • - sevgili tanrim, hep yalnizlik, hep yalnizlik...ufukta bir birliktelik gorunmuyor mu?
    - yener agabey, ben o defteri kapayali 15 milyar yil oluyor. icimde dusundum tasindim, kendimi tarttim, anladim ki kaldiramayacagim bir tas yaratmak kadar imkansiz benim icin bir birliktelik. bundan once birisi vardi, ismini vermek istemiyorum, ama eminim hepiniz biliyorsunuz, cok buyuk harflerle yasaniyordu iliskimiz. guzeldi ama bir o kadar da yipratici, hoyrat bir iliskiydi. 15 milyar once bir big bang ile yiktim o iliskinin temellerini. bugun geri donmek mumkun gorunmuyor. o da akli basinda bir tanri, kendi boyutunda umarim mutludur. bugun bile bazen oyle doluyorum ki bir milyar supernova yaksam, hirsim gecmiyor yener agabey.
  • - tanrim, bu kadar evreni, galaksiyi yonetiyorsunuz. hic akliniza gelmiyor mu bazen, herseyi arkanizda birakarak cekip gitmek, butun bu tanriligi silip atacak mutevazi bir yasam surmek?

    - ah yener agabey, hic gelmez olur mu? bazen oyle oluyor ki, sok diyor seytan su galaksinin spiraline comagini (ki tanrinin sopasi da, comagi da vardir sevgili yenercigim bir parantez acarak bunu da belirtmek isterim. bu soylentileri kim yaydiysa belalarini verecegim) yik duzeni, bas git kafani dinle. ama iste dusunmek ile yapmak farkli seyler, yener agabey, bunca insan, canli bana muhtac iken hic kolay mi bu dediklerini yapmak? ne zaman boyle cekip gitmek istesem, dogaya cikarim yenercigim, kosarim, yuzerim, balik tutarim, dunyalari gezerim. bir zeytin tanesinden, samanyoluna bakar yeni bir umit ile dolarim. bunlar benim vitaminim yenercigim, sen de bilirsin.
  • - peki ufukta emeklilik gorunuyor mu? tanri hic emekli olmayi dusunuyor mu?
    - yenercigim ben bu tempomla, bu bunyemle daha bu zirvede ki yerimi 20 bilemedin 30 milyar yil boyunca surdururum, sonra ne olur bilemem. biz eski topragiz, bizim harcimiz yoklukla, hiclikle kavrulmustur, yokluk, yoksulluk nedir biliriz. buralara kolay gelmedim, kolay kolay da inmeyi dusunmuyorum, bakarsin 30 milyar sonra tam emekliye ayriliyorum derken, yeniden baslamisim, bir 30 milyar yil daha tanri olarak hizmet vermisim, kullarimin iltifatina nail olmusum. bunlar hos seyler, tanrinin gonlunu hos tutan seyler.
    yenercigim ben her sabah uyanan miniklerin gozlerini opmeden yapamam, emekliye ayrildigimda onlari kim opecek? iste bunlari dusunerek isime daha baglaniyorum, odaklaniyorum. basariya mecburum yenercigim, pes etmek tanriya yakismaz.
  • - tanrim, okuyucular mektuplariylan, fakslariylan, imeyilleriylen sik sik dile getiriyorlar: biz de tanri olabilir miyiz? tanri olmak icun neler yapmak, nasil bir hayat tarzi surdurmek gerekiyor? bunlari anlatabilir misin bize

    - yenercigim, tanri olunmaz, tanri dogulur! bu bir, ikincisi tanri olmak isteyen arkadaslara sunu soylemek isterim: cok calissinlar, yilmasinlar. ben cok calistim. galaksi kuramazsin, evreni icad edemezsin dediler, 6 milyar yil planladim, calistim, 6 gunde kurdum, cok sukur saat gibi tikir tikir isliyor. hala bana dualarla, yakarmalarla gelip sorarlar: 6 gunde evren mi kurulur diye onlara derim ki 6 milyar yil arti 6 gun de kuruldu evren.

    on calisma cok onemli, planlama cok onemli. tanri olacam diye ortaya cikan, hesabini ince yapacak, kili kirk yaracak, kan kusacak kizilcik serbeti ictim diyecek. bazen tanri adaylari goruyorum, bana evren taslaklariyla geliyorlar: yenercigim o kadar abuk subuk isler yapiliyor ki tanri olmak adina. egri bugru galaksiler, bastan savma nebulalar. o kirmizi dev o beyaz cuceyle gitmis mi, o pulsar oradan gecer mi? dusunmek yok. varsa yoksa tanri olmak istegi...tanri olmak muessesi boyleleri tarafindan cok yipratildi, ama kullar cok sukur iyiyi, kotuyu ayird edebiliyorlar.

    ben bir galaksi yapmaya karar verdigimde en az 3 milyar yil dusunurum, nasil yapacagim diye degil, niye yapacagim diye. niye yi bilen, nasil i da otomatikman bulur yenercigim. sonra kendimi isime odaklarim, gunde 300 milyar takim yildiz yapmadan uyumam, uyuyamam. calismalarim sirasinda en buyuk destekcim muziktir. muzigi cok severim. ama eski bestecileri severim, yenileri takip edemiyorum. dede efendi esliginde en guzel spiral galaksileri yaptim.
  • - tanrim cok sey soruldu, cok sey yazildi cizildi. eminim senin de diyecek bir iki kelamin vardir: neden variz? hayatin anlami ne? nerden geldik, nereye gidiyoruz?

    - aaa hani bu sorulari sormak yoktu yener agabey, askolsun! (gulusmeler, evrenin sarsilmasi) saka bir yana, 40 yillik dsotlugumuzun hatrina 15 milyarlik evren kurulusundan bu yana ilk kez sana bu sirrimi aciklamak nasib oldu. baslangicta biliyorsun, soz vardi. yani soz vermistim, demistim ki kendi kendime.

    "tanri" dedim "sen" dedim "tanriysan" dedim "neden" dedim "bir" dedim "evren" dedim "yaratamayasin?" dedim. o an icimde bir simsek cakti, ve inanir misin yenercigim (inanmazsan tas yaparim), bir anda doguverdi evreni yaratamak fikri. cok spontane gelisti, o kadar ki zamani bile yaratmayi unuttum. cevremdekilere sordum, dedim boyle bolye bir ise girisiyorum, ne dersiniz

    17 18 milyar yil once oldu ama bugun gibi hatirliyorum bana dediler ki

    "hayirli olsun, ama sunu da unutma boyle bir ise girirsirsen yarattiklarin bir gun sana gelip sorar, hayatin anlami ne, nerden geliyoruz nereye gidiyoruz? diye kafani utulerler. neyi neden yaptigini da unutursun, yaptigina yapacagina da pisman olursun."

    o zaman soyle bir duraladim yenercigim, dedim ki benim yarattigim evren klise bir evren olur ise elbette boyle sorular ile eserimi yipratmaya calisirlar, ama dedim fransiz filmi gibi kicini basini izleyiciye birakirsam herkes kendince bir sonuca varir, eserden daha bir keyif alinir. butun fikrim buydu. bu yuzden ilk evvela godard i yarattim, truffaut u yarattim, fransiz sinemasini yarattim oradan esin ile evreni yarattim.

    yenercigim boyle sorular bu yuzden cok manasiz geliyor bana, boyle asama asam ne yaptigimi da anlatmak istemiyorum, birakalim izleyici kendi kendine bir sonuca varsin, o sonuctan memnun kalsin. ben sanatciyim, kimseye zorla bir mesaj veremem. bunun onemi anlasilsin diye her isinin kicina basina mesaj koyan levent kircayi yarattim ama sanirim, bu detay es gecildi. buna bazen icerliyorum, kullarimdan levent kircayi yaratma sebebini dusunmemi beklemelerini isterdim.
  • - bildim bileli gundemi olusturan birisin, hakkinda cok sey yazildi, cizildi, cok seyler itham edildi, hic bozuldugun, enis batur misali hepsininin cani cehenneme demek istedigin oldu mu? en cok hangi tip haberler, soylentilerden rahatsiz oluyorsun.

    - yener agabey, ben spekulasyonlarla, soylentilerle yasamaya alitim artik. gulup geciyorum hepsine, delinin biri cikiyor diyor ki "tanri oldu", herkes inaniyor. olmus olsam seninle bu soylesiyi yapabilir miyim yenercigim? o deli oluyor, yenisi geliyor, hic bir sey degismiyor. ben burada kapi gibi ayaktaym (burada kulak memesini cekip cuuuuuyk diye ses cikariyor) hepsini de mezara goturecek kadar kaliciyim.

    ben kimligimle degbil, yaptiklarimla kaliciyim yener agabey. bugun cevresine soyle bir bakan herkes benim etkilerimi, benim emegimi gorecektir. bunu kimse yadsimasin, kimse bu tanri da ne kibirliymis demesin ama su gercek var yener agabey: kucuk daglari da, buyuk daglari da, evreni de, scene i de ben yarattim! buyursun birisi aksini ispat etsin, buyursun birisi de iste delilim su, iste kaynagim bu desin de benim yapmadigimi iddia etsin.

    yener agabey, ben oyle kuru sikiya gelmem, soylentiye de pabuc birakmam. 2000 yil evvel bir yetim veledi cikardilar, dediler ki "iste bu bunun cocugu" cocuga da vermisler gazi "evet ben onun cocuguyum" diye atiyor tutuyor. yani bunlara ne diyeyim bilmiyorum, ne oldu sonra? o cocukcagiz oldu gitti, buraya geldi, konustuk tartistik, hatalarimiz neydi, eksiklerimiz neydi, aramizda ne yanlis anlasildi diye.

    isterdim ki insanlara "bir o degil, herkes benim cocugum, hicbirinizin digerinden farki yok. " diyebileyim. ama show devam ederken yonetmen cikip "surasi boyle, burasi soyle" diye izahata girisirse o sovun sovlugu kalmaz, derse, kursa donusur yenercigim. sen d ebeni bilirsin, bir sinemaya girdigimde bile hisirtili yiyecek yiyene 1000 gunah yazarim, film cikisinda "ehhehe bu ne mina koyim hic bisi anlamadim" diyene ters ters bakarim. gunde 300 film izliyorum, hala yetisemiyorum yenercigim.
hesabın var mı? giriş yap