• amerikali muhafazakar sosyolog, 1950'ler amerikan burjuvazisinin geleneksel entellektueli.
  • fonksiyonel (görevselci) yaklaşımın kurucusu ... toplumun bir fonksiyonlar bütünü olduğunu savunur ...
  • askerdeyken kendisine ait bi metni cevirmek zorunda kalip bolca sovdugum sosyolog kisi..
  • küsuratlı sayı vereyim de salladığım anlaşılmasın cingözlüğü, eserlerinde güç anlaşılır bir dil, anlaşılana kadar göbek çatlatan terimler, deyimler kullanayım da çok şey biliyorum sansınlar olarak tezahür eden, americanocentric sosyolog.

    yerin dibine batırılması vietnam savaşı ile olsa da, ikinci dünya savaşı sonrası yapısal işlevselci sosyal kuramı ile adından sıkça bahsettirmiştir.
    insanları toplumdan onay almak uğruna, uyum içinde yaşayan sevgi pıtırcıkları olarak değerlendirmekte beis görmemiş, çatışma ve anlaşmazlıkları, daha da önemlisi bunların dönüştürücü gücünü görmezden gelmiştir. bireylerin, toplumun dayattığı kimi kalıpları kendi durum ve çıkarlarına göre esnetip,
    yenilemesini, yineleyerek devamlılığını sürdürmesini umursamamış, insanın yaratıcı gücüne o ne ola? diye bakmıştır.

    bütünleyici bir kuram kurabilme peşinde özellikle max weber'in izlerini sürmüş,karl marx'ın anti tezi adledilen weber'in dahi kapitalizmin geleceğine dair karamsar düşüncelere sahip olmasına rağmen, kendisinde bunun izine bile rastlanmamaştır.

    ona göre kapitalizm, "bireylerin sergilemeye gönüllü oldukları çabalarına göre ödüllendirildikleri, özünde adil ve meritokratik bir sistem."dir. üstelik ideal şekline doğru bir gelişme göstermektedir.
  • "social system" adlı klasik kitabı vardır. toplum, bireyin toplumun değerlerini paylaştığı bir sosyal sitemdir.
  • the social system kitabında toplumsal sistemi 4 alt-sisteme bölerek geliştirdiği agil şeması yapısal-işlevselci sosyolojinin beylik şemalarındandır.
    a-adaptation
    g-goal attainment
    i-integration
    l-latency
  • günahım kdar sevmediğim teori kusucusu. bir şekilde kendisine maruz kaldıysanız charles wright mills ilaç gibi gelir. ayrıca max weber ile ilgili ilk izlenimlerinizi bu adamın yorumlarının oluşturmasına kesinlikle izin vermeyin.
  • çağdaş sosyal teori kendisi ile başlar. ne yazık ki okurken mide bulandırır epeyce, yani en azından bende hissettirdiği bu oldu. ancak öyle şeyler yapmıştır ki sosyal bilimler bir daha asla eskisi gibi olamamıştır. uyum ve entegrasyon konuları ile ilgilenenler için yine bu yolda robert merton vardır ki aman diyeyim.
  • "sosyal eylem" isimli bir kuramı var. kuramın temel varsayımı şu; toplumu oluşturan birimler aktörlerdir. aktör ise belli kalıplarla, şablonlarla hareket eder. zaten toplumdaki meşruiyetinizin kaynağı da o şablonlara ne kadar uygun hareket ettiğinizle ilişkilidir. eğer o şablonlara uygun hareket etmiyorsanız toplum sizi dışlıyor.

    parsons'ın söylediği basitçe şu; hasta-doktor kuramı. doktorla ve hastayla ilgili kafamızda şablonlar var. mesela doktorun muayenehanesine gittiğimizde eğer çok özel bir hastalığınız yoksa doktor kapıda büyük olasılıkla teşhisi koyuyor. kızarmış bir burun, çatallaşmış bir ses, yaş akan gözler; soğuk algınlığı, grip gibi bir şey. ama yine de 'şikayetiniz nedir?' diye soruyor, anlatıyorsunuz. eğer ilgilenmeyip direk sizin hastalığınız bu, şu şu ilaçları kullanın deseydi çıktığımızda, şablona uymadığı için "ne biçim doktor bu suratımıza bile bakmadı" diyecektik .
    daha sonra öğrencisi robert merton bu kuramı geliştirerek 'çoklu rol sistematiği'ni ortaya koymuştur.

    daha sonra sosyal eylem kuramının devamı olarak "sosyal sistem teorisi"ni tasarlıyor. burada ise toplumsal ilişkiler bir organizmaya benzetiliyor. her organizmanın ise 4 temel unsuru vardır. bunlar; adaptasyon (ekonomiye atıf veriyor), amaca ulaşmak (parsons'a göre politika), bütünleşme (kurumlar) ve varlığını sürdürme (prestij).

    son olarak tanım; amerikan sosyolojisinin babası olarak kabul edilen sosyolog.
hesabın var mı? giriş yap