*

  • taksiye binmek bagimlilik yaratan bir eylemdir, bir kez alisilinca insanin cani toplu tasima araclarina binmek istemez. paranin bol gelmesiyle alakali bir durum degildir. okulu - isi evine yakin olan kimsenin basina bela bir bagimliliktir, donem donem gelip gecer.
  • genelde ise geç gitmeyi aliskanlik halien getirmis annelerde görülen, ay sonunda da paranin yarisinin ulasima gitmis oldugunu görmeye sebep olan eylem
  • -küçük şehirlerde mesafe yakın olduğu için (kaç lira tutar ki taş çatlasa beş milyon),
    -gidilecek mesafenin ne çok kısa ne de uzun olması (yürüsem yirmibeş dakika sürüyor.. tramvaya binsem...ya zaten tramvay durağına kadar gitsem yolun yarısı bitmiş oluyor.. ben en iyisi yine taksi çağırayım)
    -büyük şehirlerde toplu taşıma araçları haddinden fazla kalabalık olduğu için (ay nası binicem şimdi balık istifi gibi otobüse/tramvaya yahu),
    -kalabalık olduğunuz için (dört kişiyiz, üç aktarma yapacağız.. aynı paraya geliyor zaten ya taksiye binelim boşver)
    -yalnız olduğunuz için (niye kazanıyorum bu parayı, taksiye bineyim rahat rahat gideyim otobüs bekleyeceğime),
    -moraliniz bozuk olduğu için (bkz: mutsuzluk) (allah kahretsin atlayayım taksiye evime gideyim, pijamalarımı giyeyim, üç gün dışarı çıkmayayım),
    -moraliniz iyi olduğu için (bkz: mutluluk) (hadi kendime bir kıyak çekeyim de tramvayı bekleyeceğime taksiye bineyim, bu güzel günü heba etmeyeyim),
    -soğuk hava yüzünden (donarım ben durağa kadar en iyisi taksiye bineyim)
    -sıcak hava yüzünden (yürüsem şimdi makyajım akar bu sıcakta. taksi durağının telefonu neydi ya..)
    -hava ılık ama rüzgarlıyken (aslında hava güzel ama.. ya eteklerim uçuşursa şimdi..saçıma da yeni fön çektirdim.. taksiii!!)

    gibi çeşitli nedenlerle toplu taşıma araçlarına binme alışkanlığını kaybeden kişinin sahip olduğu bağımlılıktır. öyle günler olur ki akbil/esbiletparanız hatta sigara paranız bile yoktur ama oradan buradan bulup buluşturur yine de taksiye binersiniz. paranız azalırken biraz vicdan azabı yaratsa da bu azaba kısa sürede alışıldığı gözlemlenmiştir. kısacası, insan rahata çabuk alışır ve toplu taşıma araçları veya yirmibeş dakikalık yürüme mesafesiyle karşılaştırıldığında ulaşımda otomobilin arka koltuğunda oturmak kesinlikle rahatlıktır. bu nedenle bu bağımlılık, sayılan bir sürü nedenin birleşimiyle kolaylıkla oluşur; ve muhtemelen kendi arabanızı kullanmanızla sona erer.
  • - işiniz acele olduğu için: bornova askerlik şubesinde işlemlerinizi tamamladıktan sonra -nedense- muayenenizi tepecikteki şubede olmanız gerekir. bu noktada ne yapacaksınız? tabi ki taksiye atlar gidersiniz. akabinde taksiyle, hazırlattığınız belgeleri -nedense- bornova askerlik şubesinde onaylatıp belgenizi alacağınızdan, taksiye binersiniz.
    - işiniz acele olduğu kadar alengirli olduğu için: inönü mahallesi muhtarlığına üşengeçliğinizden dolayı yaptırmadığınız nakil nedeniyle saat 17'den önce bitirmeniz gereken kayıt işlemlerinde gerekli olan ikametgahın verilmeyeceğini öğrenip, manavkuyu mahalle muhtarlığından nakil getirme işini 20 dakikaya sığdırmanız gerekir. her iki muhtarlık ve evka-4 jandarma şubesi tarafından oluşturulan şeytan üçgeninde, tüm işlemlerinizi tek bir taksi ile halletmeniz gerekir.

    sonuç: iki gün içinde, 90ytl içeri girersiniz.

    sözlükçülerin aslında demek istedikleri başlığında bunu bir şekilde meallendirmek isteyecekler için dip not: kasmayın anacım. ben hakkaten zenginim ve bok gibi param var. karı kaldırmayı da düşünmem sözlükten, zaten evde koca bir oda dolusu yedek hatun var. sabah nasıl uyandıysam ona göre bi tane seçiyorum içlerinden. ayrıca işlerini kısa yoldan hallettirip 20 dakikada olmayan ikametgahı yaratacak kadar da nüfuzlu bir insanım ve ayrıca işimi son dakikaya bırakıyorum, bunun dışında da sevişirken hep geç gelirim.
  • genelde, bol para ve bol tembellik eşliğinde gelişen, mesafenin yakınlığı/uzaklığıyla bağlantısı olmayan, hatta ileri boyutlarında insanları eve çağırırken taksiyle gelmelerini söyleten pek fena zengin bağımlılığı..
  • bu bagimliligin fitilini atesleyen bir baska etken de fazla mesai, is vs gibi nedenler dolayisiyla eve/musteriye taksiyle gitme rutinin gelismesidir. nasil olsa taksiden fis alip muhasebeciye odetmeye alismissinizdir, yavas yavas her yere taksiyle gidip gelmeye baslarsiniz. artik bagimli olmussunuzdur.
  • maalesef muzdarip oldugum para yiyici, cuzdan bosaltici bagimlilik.
    oyle bir sey ki bi yerlere gec kaldiginiz icin falan degil genis genis bol bol vaktiniz olsa bile "of simdi dolmusa mi binilir?" sozleriyle hayatiniza giriyor ve sonra ilerliyor.
    otobuse filan binmek feci zaman kaybi gibi geliyor bi sure sonra. bir yere gitmek icin evden cikmadan once plan yaparken taksiyle kac dakika surecegini hesapliyor, ona gore hazirlaniyorsunuz.
    oyle ki cebinizde uc kurusunuz bile olsa onu taksi parasi olarak ayiriyorsunuz.

    sonra israf ettiginiz paralari hesaplayip toparlayinca cinleriniz basiniza cikiyor, "tamam bundan sonra cok gerekmedikce taksiye binmeyecegim" diye kendinize soz veriyor, ama ilk firsatta bu sozu yiyorsunuz.

    insanoglu garip, taksiye bile bagimli oluyor iste. sigara, alkol filan haltetmis.
  • nejat işler bir röportajında şöyle buyurmuştur:

    "bu devirde otomobil sahibi olmak görgüsüzlük bence. param olduğu sürece bütün sarılar benim nasıl olsa."

    doğruluğu tartışılabilir olan bu görüş taksi bağımlılığına işarettir diye düşünüyorum. yoksa nejat işler'in kendisi de kendi arabasına sahip olmanın maddi ve manevi getirilerinden haberdardır.
  • bu hastalığın tedavisi için bağımlıları kıbrıs'a beklerim...
    ilk kol gibi fatura sonrasında oto galerilerinin önünde turlamaya başlanır... evet toplu taşıma yok farkındaysanız...
hesabın var mı? giriş yap