• bazı türkiye cumhuriyeti devleti vatandaşı öğrencilerine ana dil değil de "ikinci dil olarak türkçe" öğretme konusunda herhangi bir formasyona sahip olup olmadığı merak uyandıran bir meslek erbabıdır.
  • dilin kullanımına duyarlı biriyse ilk zamanlarında cıldırabilecek seviyeye gelen kisidir. zira cocuk dedigin kompozisyonunda en basit sozcukleri bile yanlıs yazmakta, bir de ustune not istemektedir. nerede o eski gunler...
  • yıllarca; yazar bu paragrafta ne demek istemiş, şair burda kime seslenmişlerle uğraşmaktan ilerde şizofrene bağladığını düşündüğüm insan.
  • mümkünse kendilerini facebook'ta falan bulmayın. ağır hayalkırıklığı yaşatabiliyorlar.

    lisedeki türkçe öğretmenimi an itibariyle mevzubahis sitede bulmuş bulunuyorum. hemen açtım fotoğraflarına falan baktım. ayyy yaşlanmış, saçlara gri teller düşmüş. sonra bir iki yorumunu okuyayım dedim. okumaz olaydım.

    x: hocam çok güzel görünüyorsunuz. çok çok öpüyorum.
    örtmen: sağol canım. bende.

    oldu mu şimdi be öğretmenim? sen ki, bir coğrafya, matematik değil, koskoca türkçe öğretmeni olmuş ve bu mesleği yıllarca yapmış, ve hatta sınav kağıtlarında yaptığımız küçücük hatalardan ötürü 100'lük kağıdı 70'lik kağıda dönüştürüvermişsin..

    bundan böyle dahi anlamındaki de, da'yı ayırmayanları -tövbe bismillah sübhanallah- kınamayacağım.

    türkçenin çivisi çıkmış hocu.
  • % 80'inin boşta gezmek durumunda bırakıldığı meslektir.
  • milli eğitim camiasında türkçeciler diye hitap edilen insanlardır. bedenci kadar olmasa da türkçeciler de bu haliyle dikkat çekicidir. özellikle öğretmenler toplantısında ya da milli, dini her türlü törenin hazırlanmasında gözler onlara çevrilir. örneğin hiç kimse matematikçiye ya da fenciye tutanak yazdırmaz. hatta yazdırılması teklif dahi edilmez. ayrıca anlamı bilinmeyen bir kelime mutlaka bunlara sorulur. eğer bilemezlerse vay hallerine! sözle ifade edilmese de bakışlarla "sen nasıl türkçecisin amına koyim" bakışlarına maruz kalırlar. kısaca, türkçeci olmak zordur.
  • ortaokulda tanımaktan onur duyduğum ve bugün neye sahipsem sayesinde olduğunu düşündüğüm,
    yaşar yerebasmaz' dır türkçe öğretmeni.

    nerededir ne yapar hep merak ederim. sosyal medyaya rağmen en ufak bir izine rastlamadım henüz.

    yaşlanmışsa da güzel yaşlanmıştır muhtemelen.
  • aralarında türkçe öğretmeni olup da "kılavuz kitap" yazmasını beceremeyenleri vardır.

    (bkz: klavuz)
    (bkz: kılavuz)

    gelen bir mesaj üzerine not: bir metin içinde aynı yazım yanlışı birden çok kere yapılıyorsa o zaman sözcüğün doğru yazımının bilinmediğine kanaat getiririm. hele bir de bu yanlış sık yapılan bir yanlışsa. yoksa hepimizin her gün defalarca yaptığı, gâvurun typo dediği klavye sürçmeleriyle, daktilo hatalarıyla, birkaç düşük cümleyle dalga geçecek kadar "ego tatmini heveslisi" değilim.

    büdüt: (bkz: rotamız ankara yükümüz insaniyet yardımı)
  • ösym ye göre mükkemmel olmaları gerekir.zira kpss de 90 almaları,muhteşem bilgili olmaları lazım.
  • şanssızdır. her şeyi geçtim bu adamların bazıları 'x' üniversitelerde öyle yetiştirilirler ki üniversiteyi bitirdiğinde kendisi talim terbiye kuruluna kitap gönderecek kadar uzman, türkçe eğitim programında kazanımlar ayarlayacak kadar bilgili, arapça osmanlıca yazıları çözecek kadar kültür abidesi( ne sikime yarıyorsa) olur, ama bitirince üniversite yıllarında ne için çabaladığını anlamaz, anlayamaz. ha birde şöyle zorlu bir üniversiteden mezun olmuşsa karşılığında kendisi bir hiçle karşılaşır. okul bitirmek onun için ekstra bir unvandan öteye gitmez. hayır her şeyi geçtim okul yıllarında o kadar çabaladığımıza sinir oluyorum. amına koyim osmanlıca felan geçtim dinleme eğitimi, konuşma eğitimi, okuma eğitimi denen zottirik derslerde bile hocalar götümüzden kan alıyorlardı resmen. bitirmesi elzemdir. kontejan alımıyla birlikte verilecek mezun sayısına bakacak olursak gelecektekilerin işleri daha zordur.

    acı bir türkiye gerçeği işte.
hesabın var mı? giriş yap