• feride çiçekoğlu 'nun can yayınlarından çıkan kitabı. bu hikayeden başarılı bir türk filmi çekilmiştir.

    vatanınız neresidir? hiç bir daha görmemecesine ayrıldınız mı ondan? suyun öte yanı'nda ege denizinin ne yanında olduğunuzu zor kestirebileceğiniz bir vatana gideceksiniz. feride çiçekoğlu, seksenli yıllarda ayvalık'ta, cunda adasında bir araya gelen bir çiftin gözlerinden egenin acılı yıllarını anlatacak. nihal'le birlikte çayınızın şekerini karıştırdığınızı düşünmeye başladığınızda, girit'ten türk topraklarına göç etmek zorunda bırakılan insanları, ayvalığı, hem bu kıyıda, hem öte yanda suyu; suyun öte yanında kalan insanları, şarkıları, girit'i, özlemi, vatanı duyacaksınız... hem yunanistan'da hem anadolu'da kendilerini yabancı buluveren, tutsak edilen insanların umudunu duyduğunuzda, boynunuza iple bağlanmış buluverdiğiniz bir küçük keseciği sanki çekip alıvereceklermiş gibi bastıracaksınız göğsünüze...

    bir çırpıda tanıdığınız ve sanki öykü bittiğinde kopup ayrı kalacakmışsınız gibi hisset- tiğiniz bir düzine insan.. bir düzine? vatan...

    can yayınları, türk yazarlar-roman dizisinde basılan bir kitap: "suyun öte yanı"... '80 darbesinde tutuklanan ve tahliye edildiğinde sevdiğiyle ayvalığa giden bir devrimciyi, karşılaştıklarını anlatıyor... kendileri gibi bir insanı tanımalarının öyküsünü.. yalnızca onun belkide aceleyle unuttuğu bir kitabı, "eşiği" ve şiiriyle...

    modern odisseus'lar,
    ki onlar,
    şarap rengi denize
    gözyaşlarını kattılar.
    suyun öte yanına
    yağmaya gitmediler.
    özgürlük, barış ve dostluk istediler,
    sevgiliden ayrı düştüler..

    bir kitaptan başlayan ve rüzgar gibi tüm ege'yi dolaşan bir dostluk, umut, özlem öyküsü: "suyun öte yanı"
    http://www.ada.net.tr/06/kitap/su.html
  • feride cicekoglunun ucurtmayi vurmasinlar ile birlikte yunanca'ya cevrilmis ve yunanistan'da best seller olmus kitabinin ismi.
  • birkaç saat önce tekrar izlediğim film. izlerken bazen insanın içinin burkulmasına neden olan, ayrıca filmin çekildiği zamanki cunda ile şimdiki arasındaki farklılıkları açıkca görebileceğiniz film.
  • müzikleri yeni türkü'ye aittir..ask yeniden albümündeki ağır kapı kullanılmıstır...
    muhtesem oyuncu kadrosuyla kendini izleten film olmustur..
  • aynı zamanda bana bir zamanlar jetonlu telefon kullandığımızı,bu jetonların büyük-küçük diye ayrıldığını da anımsatmış film.tuhaf, insan unutmuyor ama aklından çıkıveriyor.
  • muhacirlerin göçtükleri yeri anlatmakta kullandıkları ifade. genellikle yunanistan' ı anlatır. buranın ahalisinin büyük kısmı bursa ya yerleşmekle beraber, nevşehir dolayına göçmüşleri de mevcutmuş. üstelik gönül uçup uçup suyun öte yakasına konuverirmiş birden. nedense bu sözü ne zaman duysam kafamda bir ege türküsü dolanmaya başlar, kalbim ege' de kaldı diye dönmeye başlarım ortalıkta.

    (bkz: göçmen)
    (bkz: muhacir)
  • bu filmde kız çocuğunun (nur sürer'in küçüklüğü) söylediği bir şarkı vardı. samyotisa ya da buna benzer bir şey. tek kelimesini anlamam. ama feci halde sızlatamıştı kalbimi. bu şarkıyı hatırlamak için filmi bir kez daha izlemeyi deli gibi istiyorum.
  • (bkz: mubadele)
  • hangi suyun kastedildiği çok kesin olmamakla birlikte rumeli'den göçmüş insanların coğrafi köken sorularına yanıt olan yerdir.
    selanik, bulgaristan, makedonya, bosna'dan gelenler arasında yaygon bir deyiştir ve özel bir vurguya sahiptir.
  • feride çiçekoğlu, suyun öte yanı’nı önce senaryo olarak yazmış ve filmin beğenilmesi üzerine de öykü olarak kaleme almış. bir türlü bulup da izleyemediğim 1991 yapımı bu filmin yönetmenliğinde tomris giritlioğlu’nu, yönetmen yardımcılığında ise zeki demirkubuz’u görmekteyiz. filmde nur sürer, halil ergün, selçuk yöntem, uğur polatve oktay kaynarcagibi isimler yer almakta. 80 darbesinde tutuklanan ve tahliye edildiğinde sevdiğiyle ayvalık’a, cunda adasına giden öğretim üyesi ertan ile sevdiği kadın nihal’in yaşadıklarını anlatan bu kitap beni gerçekten çok etkiledi diyebilirim. özellikle de kısa bir süre önce cunda adasında, patricia koyunda birkaç gün geçirmiş ve egenin o müthiş havasını solumuş olmamın da bunda çok etkisi olduğunu düşünüyorum. özgürlüğü için suyun öte yanına kaçmak isteyen bir devrimciyi, cunda’nın taş sokaklarını, kilisesini, taş kahvesini ve samimi havasını bulacaksınız bu kitapta. eminim ki sizler de okurken sıdıka hanım’ın pansiyonunu hayal etmeye, arap mustafa’nın rumca türkülerini duymaya çalışacak ve bir an önce cunda adasına gitmek isteyeceksiniz.
hesabın var mı? giriş yap