*

  • son beş yıldır sultanahmet meydanı nı, hipodromu ve sultanahmet camii sinin avlusunu, bilimum ufak çaplı lunapark aparatları, cambazlar, şarkıcı ve türkücüler, yeme içme standları ve binlerce insanla işgal etmiş kutlamalardır. dışardan bakıldığında gayet hoş olarak tanımlanabilecek olan bu şenlikler, orada yaşayanlar için tam bir kabus halini almıştır. trafik tamamen felçdir. ayasofya nın önü ve kaldırımlar dahil her boş alan hiç bir düzeni olmayan bir otopark haline getirilmiştir.
    gelen güruhun çoğunluğu ise, büyük ihtimalle hayatlarında ilk defa sultanahmet i gören ve burayı sadece mesire alanı ve lunapark sanan kişilerdir. bu insanlar iftarlarını parkta, camii avlusunda yada buldukları herhangi bir yeşil alan üzerinde açar, daha sonra da çöplerini aynen orada bırakırlar. ertesi sabah erken saatlerinde meydanda yürdüğünüzde gördükleriniz karşısında önce insanlığınızdan utanırsınız sonra da bütün gününü penceresinden komşularının camlarının temizliğini kontrol edip, eleştirerek geçiren temizlik hastası insanların aslında temizliğn -iç ve dış- t siyle bile ilgisi olmadığını görürsünüz.
    son iki gündür parkta bir tane bile yolunmamış çiçek kalmamıştır. kalanlarda çöplerden gözükmemektedir. otobüs dolusu kara çarşaflı kadın ve çocuk -onlar da kara çarşaflı- farklı farklı belediyelere ait otobüslerle meydanı adeta işgal etmektedirler. ve birden bire doğup büyüdüğünüz yerde artık bir azınlık olduğunuzu farkedersiniz. birinci günden sonra artık tartışmaya bile haliniz kalmaz. bir ay süre ile meydana adım atmamaya yemin eder, sahil yolunu kullanmaya başlarsınız.
  • özellikle de haftasonlarında, her ipini koparanın arabalarına doluşup cağaloğlu ve sahil yolunda konvoylar oluşturmak suretiyle, sultanahmete akın ettikleri şenlik. cumartesi günü araba ile evime gidebilmem cankurtarandan 35 dakika sürmüştür *. evime geldiğimde ise kapımın önünün 3 adet tank gibi jeep, 2 adet de araba tarafından, aralık bırakılmaksızın işgal edildiğini gördüm. belediyenin bu binlerce insan ve yüzlerce araç için herhangi bir limit koymaması, hadi koymadı diyelim bu araçlara park yeri ayarlamadan böyle bir işe kalkışmasını şaşkınlıkla olmasa da sinir içinde izlemekteyim. bu binlerce insanın tuvalete gidebilme olasılıkları da ayrıca düşünülüp planlanmadığından, tuvalet olarak sultanahmet parkındaki çalı ve ağaç diplerinin kullanıldığına bizzat şahit olmuşumdur. bu arada sultanahmet meydanından tv 8 için canlı ramazan programı yapan erkan tan adlı televizyoncu kişiliğin, yemek standlarından biraz kafasını kaldırıp etrafına bakınmasını tavsiye ederim.
  • gittikçe çığrından çıkan şenlikler. bu akşam kapımın önündeki kaldırımda 2 aile örtü sermiş, tüp üstünde yemek pişiriyorlardı, çoraplı ayakları örtünün üzerindeki yemeklere karışmıştı.
    (bkz: şenlik bunun neresinde)
    (bkz: çöp şenliği)
  • eminönü belediyesi tarafından düzenlenen ve kendileriyle aynı kafada olan bir kısım halkımızın, ramazan şenliği diyince akıllarına sadece tıkınma geldiğini bize gösteren kabustur. istanbul‘un yüzkarasıdır. rezillik, kargaşa ve pislikten öte de hiçbir şey değildir.
    geçen senelerde en azından şenlik adı altında, saçma sapan da olsa bazı eğlenceler düzenleyen belediye, bu seneyi tamamen yemek standlarına ayırmıştır. bol bol ülker standının yanı sıra kabap, döner,sucuk ekmek, diye sıralanır diğer standlar. geleneksel iftar mönülerimizdir bunlar di mi? evet gittikçe yozlaşan ve sakilleşen “sözde” geleneksel değerlerle beraber, ramazan kutlamaları da aynı şekilde sakilleşmiştir. otobüs, minibüs ve özel arabalarıyla sultanahmet ‘e akın eden insan seli, kafalarını dahi kaldırıp etrafta ne var ne yok diye bakmadan, sanki hayatlarında hiç yemek yememiş gibi saldırırlar bu standlara. parkın içinden, çiçekleri, yoldaki insanları ezip geçerek ilerler bu buram buram et kokan standlara.

    evet bu standları günlüğü milyarlara kiralar eminönü belediyesi, fırsat bu fırsattır diyerek yeri göğü, ayasofya ‘nın önünü, otellerin önünü, apartmanların önünü, tramvay yolunu, her yeri de otopark olarak kullanır. para kazanır. makbuz vermez, çok akıllılardır. sadece eminönü belediyesi midir peki bu işten akıl almaz paralar götüren? hayır değildir. bir de her adım başı kendi standlarını kuran ülker de vardır işin içinde.
    bir cuma gecesinin içine ederler. ne tramvay ilerleyebilmektedir. ne duraklarda taksi vardır, ne de insan yürüyebilir. evet bunun adı eğlencedir bazılarımıza göre. hem de büyük bir çoğunluğa göre. şaşırır mıyız? hayır. sinirlenir miyiz evet. artık hiçbir şeye şaşıramadığımıza sinirleniriz. gideceğimiz yere gidemediğimize deliririz.
    sultanahmet trafiği tamamen felçtir. hem arabalara hem de yayalara. arabadakiler sinir içinde kornaya basarlar ellerini çekmeden, benim gibi bir yerlere ulaşmaya çalışan yayalar da sinir krizi geçirirler. korna, müzik, insan sesleri, ezan sesiyle karışır, görüntü kirliliğinin yanına gürültü kirliliği de eklenir.

    hala nasıl bir oyuna alet edildiğini fark edemeyen halka da yazıktır, günahtır. ama ne demişlerdir? balık baştan kokar mış.
  • çok kısa bir süre önce (sanırım dün) özellikle mine g kırıkkanat ve mehmet şevket eygi bu konuda yazsalar ilgiyle okurum diye düşündüğüm şenlikler. ve de tevafuk işte değinmiş bugün mehmet şevket eygi:

    "bitmedi... hacı beyin küçük kızı bir gece iftardan sonra iki arkadaşı ile birlikte ramazan şenlikleri ve etkinlikleri panayırına gitmiş... biraz sucuk ekmek yemişler, üstüne kokoreç atıştırmışlar... daha ötede dünyaca meşhur sütlü tatlılar standı varmış, orada da tatlı yemişler. artık sucuktan mı, kokoreçten mi, sütlaçtan mı, hangisinden olduğu belli değil kızcağız mide krizi geçirmiş, acele hastahaneye kaldırılmış, midesini yıkamışlar... felaket bununla kalmamış... hengâme içinde sebzicivan hanımın el çantası kaybolmuş. cep telefonu, banka kredi kartları (bir tane değil), kimliği ve parası gitmiş... kızcağız bu kayba çok üzülmüş, çok ağlamış... hacı bey de, nev-nihal yavrusunun ağlamasından dolayı ağlamış, üzülmüş, kahr olmuş. gece vakti, ramazan çarşısında böyle güvensizlik olur mu? ne günlere kaldık!"

    http://www.milligazete.com.tr/…=writersnews&id=2523
  • emin çölaşan 'ın da köşesinde bahsettiği, şenlik adı altında yapılan ticarettir.

    http://www.hurriyet.com.tr/…20.asp?yazarid=5&gid=61
  • yeniden başlamış ve cumartesi trafiğini eminönü 'nden itibaren tamamen felç etmiş "şenlik"tir!!
    eminönü'nden sultanahmet 'e 40 dakikada gelmemi sağlayan "şenlik"tir!!!
    bazı insanların"şenlik" anlayışının, sefillik çekmek ile denk olduğunu bir kere daha dehşetle gözüme sokan olaydır.
    eminönü belediyesi 'nin bir kere daha her boş buldukları alanı otopark yapıp, iyicene köşeyi döndükleri "şenlik"tir.
  • 3 - 4 sene sonra turizmin en civcivli aylarına denk gelerek eğlencenin tavan yapacağı şenliktir. demişti dersiniz

    öte yandan eğer iyi organize edilebilse, o meydana gelen insanlara biraz nizam ve edep yönünde görevliler yön gösterseler aslında uzun vadede güzel bir şenliğe dönüşebilecek bir organizasyondur ama 2-3 sene içinde maya tutmazsa bu işten vazgeçilmesi lazım yoksa hakikaten medeniyetler çatışmasını şehrin göbeğinde yaşayacağız
  • eminönü belediyesi'nin, resmen fatih belediyesi'ne bağlanmadan önce ne götürsem kârdır mantığı ile yaklaştığı, sultanahmet 'i esenler otogar'ına çeviren, şehircilikten, kültür-tarih bilinci ve korumasından bihaber insanların düzenlediği ve katıldığı, istanbul'a, bize yakışmayan, yakıştıramadığım görüntü, çevre kirliliği, rezalet.

    geçen senelerdeki çirkinliklerine bu sene ekledikleri son marifet ise, sultanahmet parkındaki havuzun yanı başına, çimlerin, çiçeklerin üzerine yerleştirdikleri trt canlı yayın konser platformudur. zaten bir avuç yeşilliğe, çiçeğe sahip parkı iyiden dazlak bırakmakla kalmamış, hem ayasofya'nın hem de sultanahmet camii'nin görüntüsünü de kapamıştır.
    bünyesinde barındırdığı 2 adet deniz feneri bağış standı'na, ve hala bağış yapmak için kuyruk olanlara ise hiç bir şey demiyorum.

    ama tabii bir de bu var:
    (bkz: her millet layik oldugu sekilde yonetilir)
hesabın var mı? giriş yap