stories from the streets

• tek kelimeyle harika olan madrugada sarkısı. ha-ri-ka, dinlemeye doyulamayan.
• asla yerinizde duramayacağınız bi şarkı.. hem melodi, hem de solistin sesi derinden etkiliyor sizi. kesinlikle dans etme hissi uyanıyor içinizde.
• insanda hayranlık hissiyatını körükleyen, bambaşka bir şarkıdır... hayatınızda duyabileceginiz en tutkulu, en başarılı vokallere ve gitar tonlarına sahiptir... nasıl olurda bir norveçli, flamenko tınılarını müziğine bu kadar iyi yakıştırır dedirtir isyan edercesine... hele hele videosunu izledikten sonra anlatılmaz bir hissiyat yogunluğu dolar taşar bianda içinizde... bişeyler yükselirrr, yükselirrr, yükselirrr... ve sonra bir anda ağlatadabilir... yaşanan yoğunlugun tarifi de zaten manasız kalır o anda...
• mükemmel bir madrugada şarkısı:
  
  ah the stories from the streets
  they make their way up to your window
  re-awaken certain memories
  this way you re-live them again and again
  
  one will change into the other
  untill you don't know what is real
  and it's true, you've gone full circle
  and it's not the first time you've been here
  
  fall back on a wave
  alive and well
  it folds and it turns
  it breaks, it burns
  it all happens once again
  
  i will go this way
  you will go that way
  what's it to you?
  
  i will go this way
  you will go that way
  who's gonna stop you?
  
  it's true you have been thinking
  whatever it took you to get ahead
  and the people you wish to remove yourself from
  well you sometimes turn to them instead
  
  it's all for no good reason
  except to just keep passing on
  
  ah the stories from the streets
  you ain't got no idea where they come from
  
  fall back on a wave
  alive and well
  it folds and it turns
  it breaks, it burns
  it all happens once again
  
  i will go this way
  you will go that way
  what's it to you?
  
  i will go this way
  you will go that way
  who's gonna stop you?
• (bkz: stories from the city stories from the sea)
• sabahın ilk ışıklarıyla tüm şehre zerk edilmesi gereken akdeniz kılıklı şarkı; tuzu ruhunu yakıyor, harareti bedenini..
• hakkında bu kadar az entry girilmesine şaşırdığım şarkı. şarkının bulunduğu albüm 2005 yılından beri var, bu kadar az kişi mi dinlemiş ya da sevmiş! bir yandan da çok sevdiğim şeyleri sahiplenme ve kendime saklama tarafım bırak bilmesinler diyor, ama duyurma ve paylaşma tarafıma yenildim ve yazıyorum. madrugada'nın the deep end albümünde yer alır. norveçli sıcaklığı diye birşey varsa, en iyi bu şarkıda vücut bulur. ilk dinleyişte kendine aşık eder, insanın defalarca loop'a alası gelir. linkini de vereyim de tam olsun.
• + bitimsiz harareti, terbiye edilemez tutkusu, yaratmanın dizginlenemez büyüsüyle dünyaları yıkıp, yeniden kuracak böyle şarkıları dinlemeden "sanat ne için var, sanata neden ihtiyaç duyarız" şeklinde saçma başlıklar açıyorsunuz, beni üzüyorsunuz.
• bir daha o şehirde bir araya gelemeyeceğim eski dostlarımla yaşadığım anılar,artık yabancı şehirlerde karşıma çıkan insanlara sadece bir hikaye.