• (bkz: stephen) (bkz: stefan)
  • ... edip cansever'in "tragedyalar"inin yalniz, yalnizliga tutsak ve bir yalnizlik tarihini ustaca oren kahramani
  • "...
    biz ikimizde yalnızsak.. ve işte bu durumda
    iki kişilik bir yalnızlık olmaz mı bizimkisi?
    yok sanki bir şey yapacak..."

    tragedyalar 5
  • bir satranç oyuncusu olamayan kahraman.. lirik kahramanım..

    "duymuyorum ben acılarımı. ve yitirdim çoktan
    yitirdim bütün karşıtlıkları. ne umut
    ne umutsuzluk, ne hiçbir şey
    kurtaramaz varlığımı benim. ve yoğun bir anlamsızlığın içinde
    sanki renksiz, boyutsuz
    ve göksüz, zamansız bir evrende
    tek çıkar yol yaşamaksa lusin
    yaşıyorum ben de kaygısız
    değişmez bir anlamsızlığı böylece."
  • "...
    sadece bir anlaşma! ne çıkar anlaşsak da biz
    ve bütün anlaşmaların dünyada
    sanırım bir anlamı var: yok gibiyiz hepimiz
    .."
  • "...
    bana kalırsa adımıza
    hazırlanmış bir oyun var bizim
    hepimizi yalnız bıraktıkları bir oyun
    ve bilirler, insanlar yalnız kaldıkça
    konuştukları dil de değişir
    sonunda hiç anlaşamazlar
    ..."
  • "...
    bulunmuş bir eşyayım sanki, örneğin
    bir para cüzdanı, bir anahtar zinciri
    ya da eski bir saat... her neyse
    kullanıyorum kendimi bulduğum gibi.
    ..."
  • lusin'e ,

    "bense bir yalnızlık tarihini örüyorum ustaca. ve gelecekteki
    bir önseziyi kuruyorum şimdiden"

    ve

    "kopunca kendimizden. ve her şeyden biraz kopunca
    bir güç olduğunu sanırız yalnızlığın
    hatta bir bakıma övünürüz de onunla"

    ve de

    "korkunçtur, bana kalırsa adımıza
    hazırlanmış bir oyun var bizim
    hepimizi yalnız bıraktıkları bir oyun
    ve bilirler, insanlar yalnız kaldıkça
    konuştukları dil de değişir
    sonunda hiç anlaşamazlar. öyle ki
    bir zaman parçası içinde, bir durumun
    değişmez akışında, tekdüze
    kalırlar bir sıkıntı avcısı gibi
    ve bir gün anlarlar ki, bir güç değildir artık yalnızlık
    ve bunu anlayınca, işte o zaman lusin
    aşıvermek isterler bu zamanla durumu
    koşarlar, koşarlar tam sınıra gelince
    sanki o tel örgülere yapışmış gibi
    bir duman oluverirler ya da kaskatı
    bir kömür parçası, bir ceset...
    nedir bu durumda insanın anlamı?"

    diyen yalnızlık filozofu.
  • anlatıcısının* ağzından:

    stepan
    alkolden bir isa gibi pencereye gerilmiş
    elleri gökyüzünün kanatlarında
    ve alkol korumakta onu. ve zaman
    çekmekte kıvrımlarını ağdırmak için
    yalnızlığına stepan'ı
    bitmeyen bir insan yapmak için onu. ve ortaklaşa
    bir kasvet bağlantısına sığdırmak için
    zaman
    öyleyken direnmek istiyor setepan: bir ilinti!
    yani insandan bir isa gibi arıyor
    gittikçe daralan boşluğunda kendini"

    ...

    "stepan, bir yağmurluğun yerini bulamamış hışırtısı"
  • "şaşırma bir gün mutluluk yerine
    daha hiç denenmemiş bir acıyla karşılaşırsan"*
hesabın var mı? giriş yap