*

  • özneliği lafta kalan öznedir..rüzgardır bu bağlamda..
  • oznesi oldugu egemen guc tarafindan kesinlikle kabul edilmeyen cumlelerin oznesinden bahsedilirken (ozellikle haberlerde ve yayimlarda) kullanilan tamlama.

    (bkz: sozde ermeni soykirimi)
  • edilgen çatının olduğu cümlelerde fiilden etkilenen öğe
  • ankara karakedi zirvesi 4'un en deli kafa sallayan ki$isi. hayir, boynu tutulacak sabaha ben vicdan azabi cekecem sonra...
  • headbang yoldaşım kıpır insan.**
  • uçurulduğunu farkettiğim yazar. kendisi de bırakmış olabilir tabii. doğrusunun bilen varsa beri gelsin.
  • iki entel tipin karsilikli sozlu satasmasinda soyleyebilecekleri bir hakaret.
  • yukleme sorular sorarak ozne belirlemeye alismis kitleleri yoran cumle ogesidir. millet alismis tabi “yuklemi belirleyene kadari zor, sonra gerisi gelir” seklinde islenmis bi' kere beyinlere.

    oncelikle bakalim okulda nasil ogretilmisti; turkce bir cumle kurabilmek icin cumlede kesinlikle olmasi gerekenler yuklem ve ozneydi. yani bu ogelerden biri yoksa cumle cumle degildi.

    sonra da siniftan “ama ogretmeniiiim mesela mesela sadece “uyudum” da diyoruz biz, o cumlede sadece yuklem yok mu” gibi “obaa acaba ortmenin bilmedigi bi’ sey mi buldum lan” dusunceli sesler yukselirdi. ogretmenin cesidine gore de “evladim aslinda orada ozne var, ogreneceksiniz yakinda” ya da “demekki neymis bundan sonra ben aksini soyleyene kadar sadece yuklemli cumle kurmayacakmissiniz adam gibi “ben uyudum” diyecekmissiniz” seklinde cevaplar alinirdi.

    sonra da zamanla yukleme sorular sorularak aslinda o cumlede gercekte yer almayan ogelerin de ozellikle yuklemin sonundaki eklerde kendine yer buldugu ogrenilirdi. yukleme sorulan o isi kim yapti sorusundan gizli ozne bulunabilecegi yani uyudum dendiginde o en sondaki m harfinin uyuyanin kim oldugunun anlasilmasini sagladigi artik kolayca gorulebilirdi ve burada ben gizli ozneydi.

    o gunlerde kesin sinifta bir cam kirilirdi ve boylece ogretmenler icin siniftaki kivrak zekali ogrencileri ortaya cikartmak icin cok guzel bir firsat ortaya cikmis olurdu. cam kirildi dendiginde kim kirildi sorusuna cam cevabi cok hos oturdugundan cam ozne zannedilirdi. eylemin kirmak oldugunu ve aslinda kim kirdi sorusunun cevabinin ozneyi verecegini ilk dusunen evlat ayni zamanda cami hakikaten kiran velet oldugundan sesini cikartamazdi. kim kirildi yerine kim kirdi diye sorabilmesi ve bunun ozneyi verecegini anlamasi da, zaten surekli ogretmenin o kim kirdi sorusunu soracagi ani hayal etmesinden kaynaklanmaktayi. uzgundu. sesi cikmiyordu. ve ogretmen “tamam cocuklar, kirik parcalari nedim abiniz birazdan gelip temizleyecek” deyip hicbir sey sormadan garip bir sekilde tahtaya yonelmisti. kocaman bir sekilde tahtaya “cam kirildi” yazmisti. belli ki ogrencilerden cumleyi ogelerine ayirmalarini isteyecekti. “evet cocuklar, bunu kim ogelerine ayirmak ister?” diye sordu. ve kimlerin parmak kaldirdigina hic ama hic aldiris etmeden dogrudan malum velede seslendi “ugurcum, hadi sen gel” dedi.

    cami ugur’un kirdigini bilen arkadaslarindan utana sikila ayaga kalkan ugur bir yandan da acaba kim ispiyonladi diye dusunuyordu. ama siniftan hic cikan olmamisti ki, cam da daha biraz once kirilmisti. bu nasil isti, acaba ogretmen nereden biliyordu. evet evet ogretmen biliyor olamazdi. ve ogretmenleri her zaman ondan bir sey saklamamalarini, bir suclari oldugunda daha o sormadan gelip ona anlatmalarini isterdi. galiba bunun tam sirasiydi. ne de olsa bu cumleye oyle digerlerinde oldugu gibi kim kirildi dendiginde ozneyi yani isi yapani bulamiyordu. eline tebesiri aldi, kirildi kelimesinin altini cizdi. ve cizginin altina da ayni ogretmeninin yaptigi gibi el yazisiyle buyukce bir y harfi cizip yanina da nokta koydu. sonra biraz duraksadi, o hareketsiz kalinca siniftan da “ooaa cok basit yaa” sekline ugultu haline donusmus fisiltilar yukselmeye baslamisti. ne kadar zaman sonra ugur sabirla bekleyen ogretmenine dondu:

    - ogretmenim, bu cumlenin oznesi “cam” degil ki.

    dedi ve biraz daha duraksayip, sesini daha da yukselterek:

    - ozne benim ogretmenim!

    dedi. siniftan yukselen “huuuvv” sesini duyarken ogretmenin ona dogru geldigini farketti. ogretmen hicbir sey soylemeden ugur’un saclarini oksadi ve eliyle oturdugu sirayi isaret etti ve ugur yerine gecti. ugur da dahil hic kimse ogretmenin bunu nasil bildigini anlamamisti. ugur yerine oturunca ogretmen bu cumleden yola cikarak dersi devam ettirdi ve dersin sonunda herkes camin sozde ugur’un gercek ozne oldugunu anlamisti. yuklem olan fiil kokunun sonuna eylem sanki kendi kendine olmus izlenimi veren –il yapim eki eklenmisse ve o cumleye bir itiraf tadinda “...(biri)... tarafindan” sozcuk gurubu eklenebiliyorsa o cumlede sozde ozne oldugu artik kimsenin aklindan cikmayacakti.
  • ancak öznenin olmadığı yerde borusu öten pabucumun öznesi... `koyunun olmadığı yerde keçiye abdurrahman çelebi derler` öznesi yani... bir de böbürlenmesi yok mudur "bakın bana hehe özne oldum ben" diye adamı kıl eder o derece. lan sen sözde öznesin bi dur bi otur oturduğun yerde yavşak... evet.
  • insani meraktan catlatan ogelendirme bicimi.. ortada kirik bir cam var fakat kimse bilmez failini.. faili mechul ozne diyebiliriz;)
hesabın var mı? giriş yap