• kendi içine taşınmak.
  • her zaman işe yaramaz. kod yazarken verimli vaktimin 90%'ı soyutlanarak geçerken bi'noktada takıldığımda çözümü insan içine çıkarak bulabiliyorum.
  • tam 1 yıldır en iyi yaptığım şeylerden biri; kendi tepetaklak dünyama bir de ülkenin ve dünyanın sikik gündemini ilave etmeyecek kadar soyutladım kendimi. özellikle internete ne için giriyorsam sadece onun için kullanıyorum, otobüse neden biniyorsam sadece o kadarından faydalanıyorum, ne bileyim kafeye neden gidiyorsam sadece o kadarıyla ilgileniyorum. süper oluyor.

    her şeyi bilmek zorunda değilim; her olumlu veya olumsuz gelişmeden haberdar olmak ve bunlara tepki göstermek zorunda da değilim. leş dünyamız dönüyor, üzerindeki milyarlarca küçük yaratıktan sadece biri olarak leş gibi haberleriyle zehirlenmek istemiyorum ve bu da en doğal hakkım.

    beni de bu noktaya kendi hayatımdaki acayip olaylar kadar diğer insanların "en çok ben üzüldüm" duyarları getirdi. etkilenmemek elde değil ve bende ters etki yarattı.

    hiçbir şey demeseniz de dönüyor dünya.
  • • görülemeyen bir şeye dönüşmek, kimsenin göremeyeceği uslu ve sakin bir gökyüzü olmaktır.

    • duyulamayan bir şeye dönüşmek, kimsenin duyamayacağı sessiz ve hüzünlü bir melodi olmaktır.

    • koklanamayan bir şeye dönüşmek, kimsenin koklayamayacağı yaramaz ve mutsuz bir parfüm olmaktır.

    • dokunulamayan bir şeye dönüşmek, kimsenin dokunamayacağı yalnız ve çekingen bir tuzluk olmaktır.

    • tadılamayan bir şeye dönüşmek, kimsenin tadamayacağı gürültülü ve kararsız bir bulut olmaktır.

    soyutlanmak, duyu enstrümanlarının yaratabileceklerinin ötesinde bir boyuta geçmek ve fark edebileceklerinin ötesinde bir hale gelmektir belki de.

    ve aslında soyutlanmak kaybolmak değildir, yitirilmektir.
  • bir fiile yüzlerce pencereden bakarken; kipleri ne yapacağını şaşırır dönemeçte kendi özgün gramerini kullanan. cümleler kısalır. yalnızca fiiller kalır elinde. yabancı bir yerli gibidir.

    evlerin içinde yaşanan mevsimler, ışığın yaratılmadığı karanlıkta kaybolan olmak hissi, amniyo sıvısından ayrışan devinim, tutarsızlıklar, tutarsızlıklar, tutarsızlıklar...

    ("geçip giden hmmm zamanları hmmm hmmmm hmmm bir yerlerde bulsam")

    böylece; bir yerde, fiillerden de vazgeçilir.
  • tam olarak istediğim.
  • insanlardan uzaklaşıp kendi içine kapanarak murluluğu burada aramak ise mutluluğun özü, şimdiki modern toplumdaki bireyler neden mutsuz olduklarını dile getiriyorlar. yoksa! schopenhauer haksız mı! hani birey yalnızlaşarak saadete, mutluluğa ulaşacaktı.
    kim yalancı kim!
  • uzun zamandır içinde bulunduğum eylem, varlığımın somut bir delili.
  • soyutlanmak, bana göre, kesin bir şekilde gerçekleşebilecek bir şey değildir. ayrıca kişi soyutlandığını iddia ediyorsa, kendisini somutlayan olgunun hâlâ dışarıdan gelmekte olduğunu düşündüğü içindir.
    kişi, sadece kendi zihni ve aklıyla var olabildiğini yani somutluğunu kazanabildiğini gerçek anlamda fark edince bence soyutlandığını iddia edemez. biz toplumsal varlıklar olabilir, grup etkinliklerinde bulunma gereği hissedebilir, herkesin yaşadığı benzer olayları yaşıyor ve herkes gibi aşık olup, herkes gibi yakınımızı kaybediyor olabiliriz ama her şeye karşın, bizden bir tane var. biz, kendi başımıza zaten somut varlıklarız. soyutlanabilmek için ne yapmamız gerekiyor ki?
    bu olayı, bu konuyla hiç ilişkili olmayan bir şeyle açıklamak istiyorum: örneğin laiklik kavramı dindar kesimin bir tabirinden varolabilmiştir ya; soyutlanma düşüncesi de, içinden çıkabileceğimiz ve bize somutluk kazandırdığını iddia ettiğimiz bir şeyin varlığı sayesinde var olur.
    ayrıca bu soyutlanma düşüncesi, bahsettiğim "kendiliğinden somut olma" olayının bir önceki evresi de olabilir. kişi tabi içinde bulunduğu durumu düşünüp, irdelemek isterse. çünkü, aksi takdirde, başka bir dış etmene bağlanabilir.
  • yalıtlanmak.

    (bkz: soyutlamak)
    (bkz: izolasyon), yalıtım, yalnızlaşmak
hesabın var mı? giriş yap