• toplumcu gercekcilik akımının rusya'da devrimden sonra aldığı biçimdir. resim, heykel ve mimarlık alanında bu akım, zamanla, sanatın salt resmi ideoloji için propaganda halini alması amacıyla sekter bir anlayış sonucu çarpıtılmış ve gericileştirilmiştir. insan unsurunu temel alan toplumsal gerçekçi akıma karşı sosyalist gerçekçilik olarak nitelenen* bu akım, üslup olarak fasizmin de o dönemde resmi anlayışı için kullandığı neo klasizm üslubunu kullanmıştır. özellikle stalin yönetimindeki rusya'da bir memur gibi muamele edilen sanatçı zamanla sanat yapamaz hale gelmiştir. aslında komunist olan, devrimi destekleyen ve hatta devrim için savaşanların da aralarında bulunduğu sanatçıların kimi baskıcı düzene dayanamayıp yurtdışına kaçmış, kimi bizzat stalin tarafından sürülmüştür. oysa bu sanatçılar başta rusya'ya özgü önemli bir akım olan konstruktivizmin, avangardın, soyut sanatın mimarlarıdır. avrupa'ya dağılan sanatçılar, orada buldukları rahat ortamda, komunist bir anlayışla çalışabilmişler, örneğin almanya'da bauhaus okulu gibi okullar ve ekoller yaratabilmişlerdir.
    bu durumda tartışılması gereken esas konu, tapınma ve ardından din temelli ortaya çıkan sanatın yüzyıllarca burjuva egemenliğinde bugünkü anlamını kazanması sonucu; yani sonuçta bu sanatın ne derece ve nasıl kimlik değiştireceğidir. kultur proleterleşmeli mi yoksa sosyalistleşerek sınıf kavramını yok mu saymalıdır? bireye dayalı üretimin önüne mi geçmeli, bu üretime farklı bir kimlik mi kazandırmalıdır? o döneme kadarki sanat red mi edilmelidir? sosyalist sanat nasıl olmalıdır?
  • maksim gorkinin "ana" isimli romanı sosyalist gerçekcilik adına edebiyat eserlerinde halka örnek kişiler, karakterler ve devrimci kahramanlar sunmak acısından önemli bir yer tutar..
  • sscb resmi sanat politikası. temelde proleteryayı ,köylüleri, ve sosyalizmi yüceltme amacı gütmeyen her türlü faaliyetin desteklenmemesi veya yasaklanmasıdır. resim propaganda posterlerinin yapımında uygulandığında, müzik devrimci marşlar söz konusu olduğunda, sinema sosyalizmin yararına işlediğinde birer sanattırlar. çalışkan,donuk ve her zaman sisteme itaat eden tek tip insanı somutlaştırıp, rus işçi ve köyülüsünün beynine kazımak sosyalist realizmin temel gayesidir. amaç yarar sağlamak olduğu için estetiğe yer yoktur çünkü bu bir burjuva alışkanlığıdır.
    sosyalist gerçekçiliğin temel propaganda unsurları; güçlü ellerinde orak ve çekiç tutan sovyet köylü ve işçileri, kendilerini saran zincirleri parçalayarak ayağa kalkan öfkeli proleterya figürleri, kızıl bayrağın gölgesinde ve lenin'in önderliğinde koşturan silahlı askerler...
    sosyalist gerçekçilik yumuşama dönemine kadar devam ettirilmiş, 80'lerin ortalarına doğru yerini halkın oluşturduğu sanata bırakmıştır.
  • louis althusser'e göre; siyasi bir yönelimin değil bir yöntemin adı olduğu için adının sosyalist gerçekçilk değil toplumcu gerçekçilik olması gerektiğini söylediği kuram. kimbilir belki de bundan ötürü ahmet oktay, konuyla ilgili türkçe'de yazılmış en geniş kaynak eserinin adına toplumcu gerçekçiliğin kaynakları demiştir.
  • (bkz: andrei jdanov)
  • birinci aşaması yansıtma kuramı esasına dayanan marksist estetiğin ikinci aşamasıdır. birinci aşamaya damgasını vuran "tipik durumların ortaya çıkardığı tipik insan" (tabir engels'e aittir) yerine "olumlu kahraman", "romantik devrimci" tipini koyan sanat kuramıdır. bu tip aslında partinin (yüksek sovyet'in) görmek isteği insan, devrimci tipidir. tip kabaca: devrimle birlikte degişen, etrafından sorumlu, partinin çıkarlarını her şeyin üstünde tutan, sanatla ilgilenen idealize edilmiş bir rus proleleteri yahut köylüsüdür. her iki tipte de vurgu çalışkanlk, dürüstlük ve partiye bağlılıktır. yansıtma dönemi dediğimiz birinci aşamada ise parantezde aristo'nun mimesis kuramı vardır.
  • "her sanatçı, özellikle de sosyalist gerçekçi sanatçı, yaşamının sonuna kadar arayış içinde olacaktır. bu arayış sürecinde o, her somut içeriğe en uygun biçimi bulmaya, bireyselliğini koruyarak başkalarını taklit ve tekrar etmemeye çaba gösterecektir. tek bir yasanın, geçekliği toplumcunun kafası ve gözüyle yansıtma yasasının dışında, mutlak ve değişmez hiçbir sanat kuralı ve ölçü tanımayacaktır. daha önce uygulamada denenmiş sanat krallarından yararlanacaktır kuşkusuz. kendi halkının ve diğer halkların sanat geleneklerinden de yararlanacaktır."

    -nâzım hikmet
  • (bkz: #27793293)
  • sosyalist ideolojinin sanat ve edebiyata yansıması olarak bilinir.

    [http://www.sanatcephesi.org/…sosyalist_gercekcilik/ http://www.sanatcephesi.org/…sosyalist_gercekcilik/]
hesabın var mı? giriş yap