• grup çatışmasına dair sosyal psikolojik bir kuramdır. toplumda grup-temelli baskılayıcı hiyerarşik yapılar bulunduğunu varsayar. (evet bunu kabul etmeyenler de vardır.) kurama göre bireyler, sosyal baskınlık için çeşitli düzeylerde tercihlere sahiptir. bunlar sosyal psikolojik bir ölçüm aracı olan `sosyal baskınlık yönelimi` ile ölçülebilir. kuramı ortaya atanlar jim sidanius ve felicia pratto'dur.
    toplumlar, yaş, grup, cinsiyet, etnisite, din, ulus, vb. gibi gruplar (bkz: kimlik) temelinde tabakalanmışlardır. sosyal hiyerarşilerde en üstte egemen bir grup, en altta ise olumsuz referans grupları yer alır. egemen grup üyesinin (örn. zengin beyaz erkek) daha güçlü sosyal rolleri vardır (örn. başbakanlık, mali müşavirlik). örneğin hristiyan'sanız türkiye'de başbakan olamazsanız. kürt bir eşcinselseniz bu biraz daha zordur... çoğu yüksek statü, bahsedilen egemen grubun üyelerince doldurulmuştur.
    sidanius'a göre sınıflı bir toplumun evrimsel açıklaması basitçe şöyledir: hiyerarşik örgütlülüğe sahip gruplar, bu tür bir örgütlenmeye girmemiş gruplara savaşlarda üstün gelmişlerdir. sonuçta sınıflı toplumlar kaynaklara egemen olmuş ve günümüze kadar ayakta kalabilmişlerdir.
    kurama göre hiyerarşik ayrımın çeşitli süreçleri, gücünü "mitleri haklılaştırmaktan" alır. bu mitler:
    ataerkil mitler: hegemonya topluma hizmet eder ve güçsüz azınlıklara bakım sağlar.
    karşılıklılık mitleri: hegemonik gruplar ve dış gruplar aslında eşittirler.
    kutsal mitler: hegemonyaya gücü tanrı tarafından bahşedilmiştir.
    gücünü toplumun bireylerine gömülmüş mitlerle haklılaştıran sosyal tabakalaşmadan alan hiyerarşik örgütlenmenin eyleyendeki görünümü, sosyal baskınlık yönelimidir. kurama göre bireyin sosyal baskınlık yönelimi ne kadar yüksekse birey o denli hiyerarşi uygulayıcısıdır. erkeklerin ve polislerin sby'si yüksektir. daha fazla bilgi için: `sosyal baskınlık yönelimi`, `biri bu basligi doldursun`.
  • yaşarken hayatımıza yön veren hayatımızı şekillendirme amaciyla uydurulmuş olması mümkün onca hikaye var bazen bunlar gerçek de olabilir ama çoğunun ortak özelliği hareketlerimizin sınırlarını çizmeye yönelik olması. ve bu gücünü toplumsal kabullenmişlige karşı gelemememizden almaktalar.

    aşağıdaki linkte bahsedilen sosyal baskı teorisi bu durumu aciklar nitelikte.

    özellikle cemaat ve benzeri oluşumlar icerisinde bulundugunuz takdirde karsilasacaginiz en muhtemel şey şeyh ya da önemli bir zat olarak kabul edilmiş kişilerin başından geçen kutsallığı ön plana çıkarılmış hikayelerdir ve ortamda bunların genel bir kabul görmesi size de etki edecektir.

    özellikle türkiye'de hikaye kültürü çok yaygın bana göre bu çok tehlikeli bir şey. camide cemaatte tarikatta vs tüm dini oluşumlarda bu durumla karşılaşmak çok mümkün. mesela bir adam varmış söyle böyle yapmış sonra da böyle olmuş. bir zamanlar evliyaullahtan bir zat varmis ...... gecmiste allah'ın sevgili kulu hdvsugsydhdhd surada yasarken fufhbdbdjsisb vs vs. diye giden hikayeler olur hikaye bittikten sonra ana fikir orada kabul edilen inanislarla bağlanır ve hikayeler birer doğru kabul edilir sorgulanmaz ve o sorgulanmayinca diğer anlatilanlar hic sorgulanmaz derin bir bağlılık olusur o anlatan kisiler ya da olusumlara karşı yani bir nevi fanatiklik. kısaca bu baskıya insanlar gönüllü olur onu kabul eder yalnız kalıp büyük zarar görmektense bir gruba ait olup nüfuz elde etmek daha faydalı geliyor ve bu uğurda yaptıklarını gözü görmeyebilir sonucta insan icin en onemli sey o isten ne fayda elde ettiğidir.

    http://mis.sadievrenseker/...-social-dominance-theory/
  • güç ilişkilerinin ve ideolojinin analizi konusunda birden çok kuramın senteziyle hareket eden gruplar arası ilişkiler kuramlarından biri. "social dominance theory"nin türkçe karşılığıdır.

    sosyal baskınlık kuramı (sbk), kişiler arası, gruplar arası ve kurumsal mekanizmaları irdeleyerek grup-temelli sosyal hiyerarşileri üreten ve onların devamlılığını temin eden süreçlere odaklanan bir sosyal psikoloji kuramıdır. toplumsal “cinsiyet”, “yaş” sistemi ve toplumların kendisine özgü (etnik, sınıfsal, dini vb.) “keyfi-küme” sistemleri, grup-temelli sosyal hiyerarşilerin üçlü yapısını anlatmaktadır.

    - dış-grup tarafgirliğini açıklaması,
    - grup-temelli hiyerarşilerin sürmesinde meşrulaştırıcı mitleri irdelemesi,
    - kurumlara odaklanması,
    - sosyal hiyerarşiyi ve üstün olmayı onaylamaya ilişkin genel eğilim ve bireysel fark değişkeni olarak sosyal baskınlık yönelimini ortaya koyması (sby) bu kuramın ayırıcı yönlerine karşılık gelmektedir.

    gruplar arası ilişkiler yaklaşım ve kuramsal yönelimlerine öncülük etmiş olan sosyal kimlik kuramına kıyasla bir stabilite iddiası söz konusudur diyebiliriz. yani, sby ve sosyal hiyerarşiye yönelik arzu ve eğilim demekle...

    sbk deyince öne çıkan kuramcı/araştırmacılar şöyledir: pratto*, sidanius*, levin*
hesabın var mı? giriş yap