• ege üniversitesi iletişim fakültesi'nde iletişim tarihi, basın tarihi, haber kuramları gibi pek çok derse giren, klasik eğitim - öğretim sistemini değiştirmeyi kafasına koymuş ve çok başarılı bir şekilde uygulayan, dersine girip kendisiyle tanışmanın bir öğrencinin öğrenim hayatı boyunca başına gelebilecek en güzel şeylerden biri olduğu güzide akademisyen. gazetecilik bölümü'nün yardımcı doçentlerinden biridir.
    ayrıca aşağıdaki adresten cv'sine ulaşılabilir.
    http://155.223.63.87/…=view&contact_id=56&itemid=53
  • dersine gitmek zorunluluktan öte yapmayı sevdiğiniz bir hobi gibi.uzun seneler sonra son sınıfa geldiğim gazetecilik bölümünden mezun olurken hatırlayacağım nadide hocalardan olacak.

    bu sene medya okur-yazarlığı dersiyle hobime devam ediyorum.
  • sıkı bir ekşi sözlük takipçisi olduğunu şuan derste öğrendiğim harika hoca.
  • başlık kısmında gördüğümde hatırladığım, ege üniversitesi iletişim fakültesi'nin en değerli hocalarının başında gelen insan. derslerde kahvaltı yapmak, çay içmek, sigara içmek serbesttir. dersleri sadece anlatmak için değil öğretmek için yapar. iletişim tarihi dersinin final sınavında; "siz olsanız bu dersin konularının başlıklarını nasıl oluştururdunuz" şeklinde soru sormuştur. her iletişim fakültesine bir tane lazımdır.
  • kendini, öğrencilerine faydalı olabilmeye adamış, aynı zamanda eğlenceli, "gerçek öğretmen böyle olmalı" diyebileceğiniz bir öğretmendir, okula gitme sebebidir, candır.
  • öğrencileriyle çok ilgili, her sorunlarına yardımcı olmaya çalışan, her zaman onları rahatlatmaya uğraşan muhteşem hoca. keşke tüm hocalar sizin gibi olsa hocam *
  • öğrenci hoca uçurumunu ortadan kaldıran nadide insan...dersine zorunlu olduğunuz için değil kafa dağıtmak için gidersiniz çünkü herşeyden önce insan olduğumuzu hatırlatır bizlere.kendisi için 'ölü ozanlar derneği'ndeki bay keating benzetmesini yapmak yanlış olmaz sanırım...
  • kendisinin yanına her dakika ders ile ilgili uğramaya utandığım hoca.onu kullanıyormuşuz gibi hissediyorum.

    bu sebeple okulda oldukça, ya denk geldiğimde ya da yanına gider halini, hatırını sorarım. şubatta mezun olduğumda(insallah) 3-5 ayda bir yanına uğrayıp halini hatırını sormaya devam edeceğim

    çok büyük hoca.7,5 senede mezun olacağım fakültem de,aklımda kalan tek isim olacak
  • emrah serbes hikâyem paramparça'da sorar, "çok güzelsin ama bana ne faydan var?" diye...
    işte bunu izmir için uyarlamak mümkün, en azından kendi adıma. kordondan karşıyaka'ya bakarken, ya da karşıyaka'dan tüm izmir'e: çok güzelsin ama bana ne faydan var?
    ve evet izmir, bana sunmuş olduğun tek fayda hayatıma soner hoca gibi birini dahil etmiş olman.
    çok kısa sürede bunu sağlamak...
    galatasaraylı bir taraftar vardı, fenerbahçe deplasmanındaki, "bin galatasaraylı on bin fenerliyi yok eder" videosu hani.
    işte oradaki eleman şöyle bir şey diyordu, "biz aşığız, aşkın da tarifi yoktur."
    gerçekten de öyledir, bazı sevgilerin tarifi yoktur, ismi olmaz, kendiliğinden gelişir.
    ege üniversitesi seçiminden önce hocaları tek tek inceleme şansım olmuştu, cv'lerini ve genel anlamda ekşi sözlükteki yorumları, fotoğraflarına bakmıştım.
    soner hoca'ya gelince "işte bu adam" demiştim, bu adam yahu. limanı ile meşhur izmir'in sahteciliğinde gerçek bir liman, insana dair.
    "ve kelimeler albayım, bazı anlamlara gelmiyor." bu sebeple tam da yansıtamıyoruzdur belki de zihnimizdekileri.
    eyvallah demek kâfi olur mu acaba?
    olur.
    olsun.
  • öğrencinin destekçisi !tabi verdiği haklar sömürülmediği sürece yoksa "arkadaşlar finalde görüşürüz"ü yersiniz :)
hesabın var mı? giriş yap