• nadia murad adlı ezidi bir kızın ışid ile mücadelesini anlattığı kitaptır. nadia, ırak'in sincar bölgesinde koço adlı küçük bir köyde yaşamaktadır. zamanla bu yer ışid tarafından ele geçirilir ve nadia ve ailesinin üzücü hikayesi başlar. ışid öncesi süreçten tutun da, sonrasında ışid'in tam olarak güçlenmesine kadar geçen sürecin bir resmini çizer. yokluk içinde de olsa, aile sıcaklığı ve sevgisiyle büyümüş, o yoklukta evlerini gerçekten bir yuvaya çevirebilmiş, çoğu insanın hakkında yanlış bilgilere sahip olduğu bir dine mensup bu insanların hikayesinin öğreticiliği yüksek. içlerinde birbirilerine besledikleri sevginin büyüklüğü sizi hicbir şekilde şüpheye düşürmüyor. çünkü bu insanların tek varlıkları birbirileri. aynı zamanda size tekrardan, içinde yaşadığımız bu yüzyılda bile hala çok zor hayatların yaşandığını, insanların hala bir yerlerde parayla satıldığını, aç kaldığını, tecavüze uğradığını hatırlatıyor. bu karantina günlerinde de olsa insan sıkıldım demeye utanır hale geliyor, sırf sıkılma lüksü olduğu için. kitap aynı zamanda nadia ve ailesinin resimlerine de yer vermiş, bu da insanın içini acıtıyor gerçekten.

    bu kitap aynı zamanda islamın arkasına sığınarak masumları hedef alan o cahil kafanın da çok güzel bir resmini çizer. bir din ancak bu kadar yanlış anlaşılıp bu kadar kötüye kullanılabilirdi.

    kitaptan bazı alıntılar:

    "imanımız eylemlerimizdedir. yabancıları evimizde ağırlarız. olmayana ekmek ve para veririz ve gömülmeden önce sevdiklerimizin naaşıyla otururuz. iyi öğrenci ve iyi eş olmak bile dua etmeye eşdeğerdir. "

    "artık var olmayan bir yeri özlemek insanda kendisinin de onunla birlikte yok olduğu hissini yaratıyordu."

    "her şeyden çok, dedim, dünya üzerinde hikayesi benimkine benzeyen son kız olmak istiyorum."

    youtube röportajı:
    https://youtu.be/edbmhakuvle
hesabın var mı? giriş yap