• herkesin ve her şeyin ortasında güvende olmak demektir benim için.

    çocukken, nineler dedeler hayattayken, yaz tatillerinde hissederdim bunu. çocukluk biraz da böyle bir şeydi benim için.

    dünyanın merkezi, atomun çekirdeğiydik o zamanlar.

    çevremizde bizden bir kuşak büyük kuzenlerin yaza kadar özlenen sıcacık halkası vardı. dut ağacına salıncak kurulduğunda, uçta onlar kolan vururdu. biz ise ortadaki güvenli bölgede sallanmanın tadını çıkarırdık.

    o halkanın üzerinde hepimize kol geren anne ve babanın kanatları vardı. her işi gören, dünyayı omuzlarında taşıyan atlas onlardı.

    ve cennetin son katı: büyükanne ve büyükbabalar. onlar saf sevgi ve bilgelik demekti. dünyanın döngüsünü tamamlayan, ince ayarı veren de onlardı.

    ben, soğanın cücüğü, bir gün büyümekten, babamın boyunu aşmaktan korktum. büyürsem, onları dünyanın kıyısına iter, düşürebilirim diye korktum.

    ağladığımı gören dedem teselli etti beni: “bak evladım, bir halka daha var… sen hiç korkma büyümekten.”

    sonra elimden tutup, kurumaya yüz tutmuş bir nar ağacına götürdü: “bu ağaç artık çok yaşlı ama yanındaki şu taze filizi görüyor musun?

    bu ışkın baharda tekrar uyandığında, üzerinde ninesinin çiçek açmadığını görüp üzülecek belki ama güneş açtığı zaman artık gölgede kalmadığını görüp serpilecek. aynı zamanda, toprağın altında, kendini saran kökleri ömür boyu hissedecek. onların yavaşça toprağa dönüşünü dinleyecek. ve bir gün kendisine can veren o toprağın, özlediği ninesi olduğunu anlayacak.”

    çocuk aklım o gün söylediklerinin çoğunu anlamadı, fakat sesinin dinginliğinde huzur buldum. yıllar sonra dedemin sözlerini hatırladım ve gökyüzüne bakıp sessizce gözyaşı döktüm.

    böylece, onların yerini alan anne ve babamın ruhundaki üşümeyi duyabildim. insanın yaşı ne olursa olsun, ana babanın kanatları uçup gidince, içinde uyuyan çocuğu da elinden tutup götürüyor. bir halka büyümüş oluyor çünkü.

    şimdi anneannemin gözağrısı dut ağacının gölgesinde, kızımın küçük kuzenlerini kahkahayla kovalamasını gülümseyerek izliyorum.

    hava günlük güneşlik ama kalbimde bir kapı açık kalmış, öyle bir rüzgar esiyor ki.

    ve gözlerim halka halka, eski yağmurları biriktirmişim, hava toprak kokuyor.
  • bir evde iki güzel, sanmayın teki güzel aldanmayın boyuna bence öteki güzel ben kimseye kaptırmam, soğanın cücüğüni evlendi ise ablası da, alırım küçüğüni

    bir ismail türüt şarkısı
  • fikra veya anektedo göre zengin olunursa yenilecek seydir.

    lokum lokum!

    lokum sevmem gerci!
hesabın var mı? giriş yap