*

  • besiktas taraftarinin buyuk cogunlugunun favorisi, sayisiz destanlara konu olmus, ilkokuldayken siyah onluklere tebesirle seritler cizilerek imitasyonu yapilmis, rakiplerin korkulu ruyasi, yesil sahalarin olmazsa olmazi kutsal giysi..
  • (bkz: juventus)
  • yagmurlu bir gunde gormustum seni,
    ustunde cubuklu formalar vardi..
    bir anda tutuldum asik oldum ben
    hayatin anlami siyah-beyazdı..

    olumle yasami, ayiran cizgi,
    siyahla beyazi ayiramaz ki..
    her yolun sonunda olum olsa da
    sevenleri kimse ayiramaz ki..

    seklinde bir besteye de konu olmus kutsal giysi.
    (bkz: siyah beyaz olum yasam)
  • şöyle bir de hikayesi mevcuttur ;

    "
    karısından ayrı yaşıyordu. mahkeme onları bir celsede boşamıştı ve 11 yaşındaki delikanlı anneye verilmişti. karısının duruşma salonunda hakime anlattıkları dudaklarında gülümseme kulaklarında çınlama yapıyordu.

    "hafta içi basket hafta sonu futbol maçlarına gider bize hiç vakit ayırmazdı. uykusunda hakem isimleri sayıklar federasyonu istifaya davet ederdi. evin içinde beşiktaş'tan başka bir şey konuşulmazdı. meğer bu adam benimle değil beşiktaşla evliymiş" sözleri; inönü'nün bütün koltuklarına kazılıydı sanki.

    bütün bunlar yetmezmiş gibi haftada bir gördüğü oğlu babasının elinden tutarken "baba beni maça götürme. çünkü hakemler beşiktaş'ı sevmiyor ben de hakemleri sevmiyorum" dediğinde dudaklarının arasından "beşiktaş'ın beşiktaş'tan başka dostu yok" mırıldanmaları ancak çıkabilmişti. 11 yaşındaki çocuğun bile sevgisinden yoksun bu hakemler nefret bahçelerinde mi büyümüşlerdi acaba? bu sefer adaletli maç yöneteceklerdi.. en azından öyle umuyordu..

    ve çocuğuna söz vermişti hakemler adına.. beyninde karısının hakime söyledikleri vardı.. yüreği ise inadına beşiktaş diyordu. çocuk 12. dakikada verilmeyen penaltı sonrası babasına şöyle yandan bir bakış attı. baba mahcup ama azimliydi ses etmedi. 19. dakikada ronaldo sahada adam da çocuğunun yanında kıpkırmızı olmuştu. çocuk aklıyla işi çözmüştü. ama babasını kıramıyordu. onu en sevdiği tribüne "kapalıya" getirmişti. babasının omuzlarında ilk maça gelişi ve tribünün onu "yavru kartal" diye selamlamasını asla unutamazdı.

    babası tribünle beraber iyice galeyana gelmişti. futbolcu onur mücadelesi veriyordu. beşiktaş ruhunu iyice hissetmeye başlamışlardı. "hep böyle oynayın canımızı verelim" nidaları 2-0'ın coşkusuyla tavan yapmıştı.

    adam çocuğunu kavrayarak "işte bu ruh bu onur mücadelesidir aşık olduğum. ama annene bunu bir türlü anlatamadım" derken gözleri nemlenmişti. aynı gece çocuğun annesi baba ocağında tv'den beşiktaş maçını izliyordu.

    yaşadıkları gözünün önünden film şeridi gibi geçmeye başladı.. kocasını ilk gördüğü yer kapalı tribünün c kapısıydı. şakır şakır yağmur yağıyordu ve delikanlı çubuklu bir forma giymişti. birbirlerine aşık olmuşlardı..

    delikanlı kutsal apoletli formayı oracıkta kendisine hediye etmişti.. genç kadın babasının şaşkın bakışları arasında o kutsal formayı üzerine giydi. hayatın anlamını iş işten geçtikten sonra anlamıştı. volume tonlaması sonda olan tv'den beşiktaş taraftarının sesi bütün odayı sarıyordu: "bir anda tutuldum aşık oldum ben hayatın anlamı siyah-beyazdı.."

    yağmurlu bir günde görmüştüm seni
    üstünde çubuklu formalar vardı
    bir anda tutuldum aşık oldum ben
    sevdanın anlamı siyah beyazdı
    ölümle yaşamı ayıran çizgi
    siyahla beyazı ayıramazki
    her sevdanın sonunda zulüm olsada
    sevenleri kimse ayıramaz.
    "
    --alen markaryan
  • tasarım fikrini beşiktaş ambleminden alan forma
  • hayatın anlamını sembolize eden en asil renklere sahip özel bir forma olmakla beraber, dünyada ki bütün çubuklu formaların en güzelidir!..

    (bkz: siyah beyaz ölüm yaşam)
  • her ne kadar üstte güzel dursa da beşiktaş'ın asli forması bu değildir. beşiktaşımın asli forması beyaz forma-siyah şort-beyaz tozluktur. artık buna bi dönüş olması gerek. yeterin lan!
  • akıllara şeref stadı'nı getiren beşiktaş formasıdır ayrıca. duygulanır insan.
hesabın var mı? giriş yap