• sinemaya ilişkin, sinemayla ilgili.
    __________________
    (sıfat) fransızca; cinématographique.
  • ingilizcesi ise: cinematographic...
  • bernardo bertolucci'nin ardından ilk aklıma gelen; evrensele bulaşan söz söylemenin, minimal tuzaklarla nasıl da öldürüldüğü oldu. filmlerinde yırtılan iç çamaşırlarının sakladığı ten açığa çıkınca, tahmin edilemeyecek sonlardan kurulu bir sürü etik dışı duyarsızlıkla başbaşa kadrajın dışı. şiirsel sinemanın derinliğini kaybeden retoriği ve gündemin sovyeti ile sürüp giden pornodram.

    "meme görmek değil mesele kadın memesi görmek"

    gösterilen ve görülen arasında yapılan seçimlerin boyutu; dünyayı lamele yatırmışçasına uzmanlaştığını sanıyor dar uzayında. sinemadaki görsel sonluluk gittikçe büyüyen evrensel umutsuzluğu samimice pohpohluyor. anlatının salgılandığı doğallık, yerini sentetik söylemlere bıraktığından beridir; artan bağımlılığa etki eden maddeleri gayet net seçebiliyor seyirci ama bağımlılıktan kurtulamıyor.

    sinemaya dair değişmeyen tek şey karanlık salonların hala düşe fon olması.
hesabın var mı? giriş yap