• evlerinin önü adlı hikayesini okuduğumda ağladığım, düzenli olarak 'türk edebiyatı' dergisinde yazıları yayınlanan kısa bir süre önce "hevenk, kayıp istanbul" adlı kitabı yayınlanmış olan yazar hanım
  • "eğik ağaçlar" adlı öykü kitabı gerçekten olağanüstü güzeldir; "bir eski sokak sesi" ise, yitip gitmiş güzelliklerin, artık rastlamadığımız, zamana yenik düşmüş eski zarafetlerin izini süren, tertemiz ilişkilerin, bir kanaviçenin, lavanta kokan bir yatak örtüsünün, basma perdelerin, arap sabunu kokan mis gibi ahşap basamakların buruk tadını bizimle paylaşma hassasiyetinde olan, ince duyarlılıkların güzel insanı olduğunun etkileyici kanıtıdır...
    sevinç çokum, hakikaten, sağlam bir öykü duyarlılığı, duru, yalın, tertemiz bir dili, kendine özgü bir üslubu olan, yumuşak, yüreğe hafifçe değip geçerek ipince sızılar bırakan final kurgularında son derece maharetli bir kalemdir... gerçek bir kalem işçisidir... bir "huzur sokağı" duyarlılığı vardır ama elbette raif cilasun veya şule yüksel şenler'den çok daha kaliteli ve yüksek bir edebiyat meziyetine ve birikimine sahiptir...
    ideolojisi beni bağlamıyor edebiyatını okurken...
    zaman zaman elbette, ideolojik duruşunu yansıttığı öyküleri, romanları da vardır ama bu, daha çok romanlarında rastlanan bir özelliğidir; hikâyeleri gerçekten romanlarından çok daha başarılı, çok daha usta işidir...
  • kendi deyimiyle: abukizm felsefesine göre yazan/yaşayan yazar.

    alıntı:

    "bağımsız bir yazarım…

    ben sanat kaygısı taşıyan bir yazarım; ille de bir tutamağım veya fikirlerimi sığıştıracağım bir dehlizim mi olmalı?

    bir muhabir soruyordu: “o değilsiniz, bu değilsiniz! siz nesiniz?” diye. yıllar öncesine kaydı düşüncelerim; sağcılık solculuk yaftaları, 1980’den önce kitleleri iki uzak kıta gibi birbirinden ayırmıştı. aynı ülkenin insanları arasında açılan o günlere has dipsiz nefret denizini bugünkü kuşaklar yaşamadıklarından pek anlayamazlar. o günlerde uçurumlara rağmen bütün insanlar gibi birbirimize söyleyeceğimiz sözler, göstereceğimiz yollar ve birlikte okuyabileceğimiz türküler olmalıydı. olamadı. 12 eylül öncesi ve sonrası çekilen acıların derinliğini, o dönemin kalıcı izlerini taşıyanlar iyi bilirler. ömürlerinin ilkbaharında hüküm giyip kış suretinde hapisten çıkanlar, başka diyarlarda sürgün ruhlarıyla mum alevi gibi eriye söne yaşayanlar…ve idam edilen gençlerin ardından ağlaya ağlaya gözleri kuruyan anneler babalar…evet, iyi bilirler o tortuları, o karalanmaları…

    aradan bunca zaman geçti; hala sağcı solcu ayrımcılığı kulağıma çarptıkça irkiliyorum bir. ve diyorum ki, artık kimseyi baştan aşağıya bir yağlıboya fırçasıyla boyar gibi şekillendirmeyelim; fikirlere bir diyeceğim yok, ama fikirler bir insanı bütün ömrünce kendine mahkum etmemeli, onu bir sabıkalı, bir sicili bozuk kişi biçiminde dosyalamamalı! 1946 da çok partili döneme geçildiği zaman kurulan demokrat parti 1950 de iktidara geldiğinde ben ilkokula yeni yazılmıştım. chp’nin içinden çıkan demokrat partiyi halk demirkırat adıyla benimsemiş ve sevmişti. bizim ailede de özellikle menderes’in sevilmesi beni etkiliyor, sonraki yıllarda bir iki arkadaşımla fikir ayrılığına düşecek biçimde başbakan adnan menderes’i tutuyordum. icraatçı, kibar, beyefendi tavrından dolayı tabii. sonraları iktidar hırsının gözlerini kapatmış olması sebebiyle menderes baskıcı ve tahammülsüz biri haline geldi. basına baskılar koydu, radyolardan her akşam yayınlattığı “vatan cepheleri” propagandalarıyla oy potansiyelini arttırmağa çalışırken, taraftar bağlılığının kendisini ayakta tutmağa yeteceğini zannetti."

    bağlantı: http://www.sevinccokum.info/?page_id=583
  • (bkz: underrated)
  • postmodern roman yazarı. lacivert taşı kendi hayatından yola çıkılarak yazılmış, biyografik izler taşıyan kitabıdır. tılsımına ve aile eşrafını bir araya getirdiğine inanılan bir taşın kaybolması ile aile fertlerinin birer birer nasıl dağıldığını anlatılır. dili akıcıdır, üslubu tarık buğra'ya yakındır. kitapta birçok mitolojik sembol olmak üzere sosyolojik göndermeler de vardır.
  • kendi deyimiyle 70'li yıllarda patlama yapan kadın yazarlardan biridir.
    bi söyleşisine tanık olarak izlenimlerim:

    öncelikle muhteşem bi insan.
    kendisi dolu dolu, anlattıkça anlatan, sözden söze geçen, hatıra içinde hatıra besleyen, anılarıyla gönlü zenginleşmiş, naif tam bir istanbul hanımefendisi.
    zaten doğma büyüme yetişme istanbullu. beşiktaş ve beyoğlu'nda taban çürütmüş, 3 vasiteyle gittiği karşıdaki lise ve istanbul üniversitesi türkoloji bölümü...
    edebi çevresi geniş, çok yönlü, sıradan insanların dertlerine değinecek anlatacak kadar toplumcu, özgür düşünceyi ifade etmeyi savunacak kadar bireyci, gerçekliği kurguyla süsleyecek kadar muhayyil...

    türkiyenin en zor günlerini yaşamış, çok genç yaşta evlenmiş, mehmet kaplan'ın övgüsüne ve öğrenciliğine mazhar olmuş, inci enginün gibi birinin öğrencisi ve öğretmenlik yapmış bir insan...

    son derece insancıl hümanist... kendini bağımsız olarak tanımlar her ne kadar gençliğinde türlü siyasi partilere katılsa da... ki oradaki yozlaşmış iki yüzlü insanları tanımış.
    baba tarafı arap, anne tarafı kastamonu... lacivert taşı ve hilal görününcede izler taşır.
    kırım'ı hiç görmeden kırım'ı araştırarak anlatmış çalışkan bir yazar. milletini seven kendisi bağımsız olmak istese de milliyetçi bir yazar. ahmet kabaklı onu geleneksel roman yazarı diye tanıttığı için alınmış. son derece modern bir gelenekçi aslında. zira annesinden duyduğu kaybolmaya yüz tutan kelimeleri cümlelere serpmek kaygısı bile bu bilinçaltının bir ürünü.

    yazar olma hikayesi de ilginç. çok yakın arkadaşı onun hikayelerini alıp dayısına götürür. dayısı imzasız bi mektup yazar ve hikayeleri sevinç çokuma haber vermeden hisar dergisine göndermiş ve hikayeleri yayımlanmaya başlamış. işte o arkadaşının dayısı (bkz: tarık buğra) imiş.
    tabi dergide kendi ismini görünce beyoğlu'ndaki sevinç naraları ta çamlıca'ya dahi ulaşmış.

    konuşmayı çok seven bir insan. keşke tv'de veya konferanslarda sık sık görsek. allah ömür versin ve romanlar yazmaya devam etsin.
  • geçmiş zaman hümanisti, yazar.
  • edebi söyleşi yaptığım yazar. evine ziyarette bulunmuştum. çok misafirperver, naif ve zarif bir kadın. kendi resimlerini görme şansını da yakalmıştım.
  • (bkz: iskele gazinosu) isimli kitabın yazarı.
hesabın var mı? giriş yap