• efendim aynı zamanda polis akademisinde bu meziyete sahip bir karakter bulunmaktaydı.. onun için kullanılacak bir tanımlama olabilir..
  • thomas bernhard'ın kısa olmasına rağmen oldukça yoğun ve derinlikli öyküler barındıran kitabı. bir kaç kez dönüp dönüp okuduğum öyküler oldu, kesinlikle sıradan bir öykü kitabından çok daha fazlasını sunuyor ve [öz anlatımın] ustalıkla nasıl icra edilebileceğini gözler önüne seriyor.

    son not:

    [betimleme olanağı] elinden alınmış bir edebiyat mümkün müdür? sorusu da zihinde sürekli dönenip duruyor.
  • thomas bernhard'ın yky'den çıkan sezer duru'nun özenli çevirisiyle türkçeye kazandırdığı her biri kara mizah örneği sayılabilecek kısa ve kısa kısa hikâyelerden (short short story) oluşan kitabı. bir çırpıda okunur. bernhard'ın öykü evrenini tanımak adına güzel bir seçenektir.

    “salzburg'daki üniversite kütüphanesinde büyük okuma salonundaki büyük avizeye kütüphaneci kendini astı, çünkü ardında bıraktığı kağıt parçasına yazdığını göre yirmi iki yıllık hizmetten sonra birdenbire artık, ona göre şimdiye kadar yalnızca felaket yaymak için yazılmış olan tüm bu kitapları düzenlemeye ve ödünç vermeye dayanamıyordu. bu bana büyük babamın henndorf yakınlarındaki altentann'da bölge av korucusu olan ve insanların mutsuzluğuna artık dayanamayaraksi zifanken tepesinde kendini vuran kardeşini anımsattı. o da farkına vardığı bu durumu bir kağıt parçasına yazıp bırakmıştı.”

    “verimlilik
    portekiz'de öldürülen ya da ölen köpekler bizdeki gibi gömmezler, çürürler ve kururlar açık havada. örneğin alentejo'da eğer caddeden uzaklaştırılmışlarsa caddenin sağında ve solunda bacakları birbirinden ayrılmış, kaskatı kuyrukları ile yatarlar. biz akıllı çiftçilere rastladık, onlar ölmüş köpekleri portakal ağaçlarının altına atıyor, bu ağaçlarda verim, öncekilere göre iki misli oluyor.”
  • genel itibariyle kısa paragraflardan ibaret 104 öykülerden oluşan kitap. kendi kendinize bir yazma atölyesi düzenleyip bu öykülerden yola çıkarak uzun uzadıya yazılar oluşturabilirsiniz.

    (bkz: thomas bernhard)
  • hayatın öyle anları vardır ki ne biteceğini umarız ne başkasının başına geldiğini.

    oysa biz insanlar yitip gitsek bile toprak içinde aslında hiç gitmeyiz.

    (bkz: thomas bernhard) ustaca yazıyor ve biz insanlığı tüm netliğiyle görüyoruz. bir postacının mektuplarıyla bir gazete haberiyle bir alelade manzarayla.
hesabın var mı? giriş yap