• pargalı ibrahim’in tebriz’in teslimiyetinden sonra kendine verdiği ünvan.
  • böyle bir ünvan gerçekten de ırakeyn seferi'ndeki orduya verilen fermanlarda kullanılmıştır. pargalı ibrahim paşa gibi tecrübesinin zirvesinde olan ve osmanlı'ya sayısız faydalı hizmetleri dokunmuş zeki, vizyoner bir devlet adamının bu ünvanı dümdüz bir şekilde sadece zafer sarhoşluğundan kullandığı zannı ise aşırı derecede saçmadır. sonuçta koca macar ordusunu birkaç saatte imha eden savaş planını bizzat hazırlamış bir mareşalden, doğru düzgün direnişle karşılaşmadan girdiği bir şehrin böylesine gözlerini kör etmesi beklenmemelidir.

    işin aslı şudur: öncelikle belirtmek gerekir ki; söz konusu sefer osmanlı'nın doğuya yaptığı en uzun süren sefer olup başından sonuna dek tahmasp ve safevi komutanların kaçıp merkezden gelen ağır osmanlı ordusu ve bağlı kürt beylerinin kovalaması şeklinde sürüp gitmiştir. babasının akıbetinden ders alan tahmasp, ateşli silahlar konusunda kendisinden kat kat üstün osmanlı'nın karşısına meydan savaşına çıkmaktan haklı olarak kaçınmış; osmanlı'nın ilerlediği yerleri yakıp yıkarak boşaltıp geri çekildiklerinde söz konusu yerleşimlerde tekrar hakimiyet kurmuştur. bu durum böyle sürüp giderken zaten dağları aşıp uzun bir yürüyüşle acem diyarına gelmiş ordu, karşısında meydan savaşında yenebileceği bir düşman bulamadığı gibi girdiği hiçbir şehirde bırakın yağma yapmayı, yıkıntıdan başka bir şey görememektedir. bu durum, yorulan ordunun tansiyonunu giderek yükseltmektedir. üstelik padişahın da henüz sefere iştirak etmemiş olup, tüm kovalamacayı payitahttan takip etmesi orduyu iyice germiştir. (durumu kıyaslamak adına, yirmi sene evvelinde bizzat ordunun başında sefere çıkıp çaldıran'ı kazanıp üstüne bayındır haldeki tebriz'e giren yavuz sultan selim'e bile geri dönmek için yapılan baskılar hatırlanabilir.)

    osmanlı ordusu gibi güçlü bir askeri topluluk, bu kadar hoşnutsuzken en ufak şeyleri dahi bahane edebilir. tarih bu şekilde birçok örnekle doludur. bu mentalitede canı burnunda gözün üstünde kaş arayan asker beklediği bahaneyi karşı taraftan bulmuştur: safevi ordusundaki komutanların hemen hepsi sultan ünvanını kullanmaktadır. (şüphesiz ki, bu ünvan osmanlı'daki anlamıyla kullanılmamaktadır zira osmanlı'da herhangi bir paşanın, beyin, komutanın sultan ünvanı kullanması istisnasız idam sebebidir.) örnek vermek gerekirse;

    osmanlı'nın geldiğini öğrenince şehri boşaltıp kaçan musa sultan,

    seferden önce osmanlı tarafında geçerek ulama paşa olarak anılacak olan ulama sultan

    daha önceki örneklerden div sultan ve menteşe sultan

    neyse efendim, bunlar gibi daha da çoğaltılabilecek örneklerde görüldüğü üzere karşı taraf sultan kaynamaktadır fakat osmanlı ordusu'nun tek sultanı çok uzaklardadır. asıl derdi geri dönmek olan ordu bunu bahane ederek "sultana sultan isterüz" diyerek kazan kaldırma noktasına gelmiştir. bunu gören ve fakat sultanı yola çıkmaya ikna etse dahi gelmesinin aylar süreceğini bilen osmanlı'nın gördüğü en kafası çalışan paşalardan olan pargalı ibrahim, tamamen ordunun gazını almak amaçlı olarak (rivayete göre ulama paşa'nın da tavsiyeleriyle) karşı taraftaki komutanlara eşdeğer olabilmek adına fermanlarında kullandığı serasker ünvanına sultan ünvanını eklemiştir. buradaki "eşdeğerlik" öyle kafadan uydurma bir şey değildir zira o dönem pargalı ibrahim paşa, avusturya arşidüküne eşit sayılmaktadır ve ordu içinde alelade safevi komutanlarından daha düşük görülmesi büyük bir prestij krizi sebebidir.

    burada dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise, sultan ünvanını acem beylerinin aksine ismin sonunda değil, başında kullanmış olmasıdır. bunun da sebebi, osmanlı'da ismin sonunda kullanılan sultan ünvanı'nın hanedan üyesi kadınlara mahsus olmasıdır. (şehzade cem'in tarihte cem sultan şeklinde anılması da, girdiği iktidar mücadelesini kaybedip kaçmasından hareketle itibarını azaltmak adına dönemin resmi propagandası olarak kullanılmasıyla ortaya çıkmıştır.)

    söz konusu iktidarına gölge düşürülmesi olduğunda değil arkadaşı, öz evladını bile gözü görmeyen kanuni; hiç şüphesiz ki bu zaruri kullanımı mantıklı bulmasa payitahta dönmeyi beklemeden oracıkta kellesini alırdı pargalı'nın. ancak kesin sebebi halen bilinmeyen idamına giden süreçte pargalı'nın aleyhine olan hususlardan biridir diyebiliriz.
hesabın var mı? giriş yap