• iyilik yapan beyaz adamların anlatıldığı süleyman levent demirkale'nin yönettiği filmdir. 2. teaser'ı yayımlanmıştır.
  • yurt disindaki cia ajanlarinin ne zorluklarla görev yaptiklarini anlatan film. ben isterdim ki, filmin gectigi o üc ülkeden biri rusya olsa misal, daha bir heyecanli olurdu ama oradan yollandilar malum. yoksa ikinci bir hurt locker, argo olmaya aday. bence filmi cekmeden önce pennsylvania üzerinden hollywood'a gitselerdi maddi destek de alirlardi.
  • hayatımda ilk defa yarısında çıktığım film olarak tarihe geçmiştir. bana kalsa ilk 10 dakikada çıkardım ama arkadaşım arada çıkalım diye ısrar etti. senaryo, oyunculuk, cast aklınıza ne gelirse çok kötü olan bir film. gerçi hata bizde sinemaya gidelim dedik aklımızda herhangi bir film yoktu, baktık yeni girmiş, afişte fikret kuşkan var daldık hemen ta ki ilk sahneye kadar. ilk sahnede arkadaşıma boktan bir filme benziyor dedim ki ilk 10 dakikada bunu kanıtladı zaten. bu arada fikret kuşkan sandığımız amca da o değilmiş ama afişte çok benziyor bence bilerek yapmışlar yoksa kim gitsin lan bu filme. yukarıda da söylenildiği gibi filmi direk cemaat yapmış, keşke yapmasaymış.
  • vizyona girdiği gün 'yanlişlikla' gittiğim filmdir.
    fethullah gülen'i ağlatmişsa da beni hiç etkilemeyen, içinde bi kaç zorlama sahne bulunduran, ablalarin, abilerin koşup gittiği filmdir.
    film işte sadece.
  • senaryosunu necati şahin'in yazdığı, levent demirkale'nin yönettiği 2013 yapımı film. 3 kıtada ve 4 farklı ülkede çekilen ilk türk filmi olma özelliğine sahip. 35 yıl aradan sonra afganistan'da çekilen ilk yabancı film.

    filmi izledikten sonra et yemekten utanır hale geldim. su kuyusu açmanın bedelinin o kadar az olduğunu öğrenince utançtan yerin dibine girdim. biz burda su ihtiyacımızı evimizden akan sayısız musluktan giderirken, insanlar sadece o ülkede doğdukları için bulanık, çamurlu suları içmek zorundalar. filme konu olan tüm hikayeler biraz değişikliğe uğramış olsa da gerçek. işte bunu da bilince hüngür şakır ağladım, filmin ilk dakikalarından sonuna kadar. çıkarken hâlâ ağlıyordum. zaten sulugöz biriyim. komedi filmlerinde bile ağlanacak bir şey bulurum. ama hiç bir filme bu kadar çok ağlamamıştım. bütün emeği geçenlere, insan olduğumu hatırlattıkları için, katılaşmış kalbimi yumuşattıkları için çok teşekkür ederim.

    burçin abdullah filmde güzelliğiyle göz doldurdu. lamia'dan beri kendisini pek görememiştim. emre karakoç'un da ceketli tiki hali çok daha iyiydi:) yunus emre yıldırımer bitmeyen hikayeden film sebebiyle ayrılınca üzülmüştüm ama gerçekten değmiş.

    umarım bu tarz filmler daha çok yapılır. tüketim çılgınlığının çok fazla olduğu, lüks yaşamlar yerine, insan olmayı hatırlatan, kalplerimizi yumuşatmaya yönelik konular içeren filmler çekilir.

    not: eleştirilecek yeri çok ama güzel bir amaç için yapıldığı belli olan bu güzel filme, kötü bir cümlenin yakışmayacağını düşündüğümden susuyorum.

    zöge: ben mi çektim filmi? beğenmediyseniz beğenene saygınız olsun be. yazık!
  • cemaate / abilere giden çocuklara sinemaya gidip izlemeleri söylenen film. sinema biletinin %50'sini abiler karşılıyorlarmış, hatta "ikna edebilirseniz arkadaşlarınızı da götürün onlarında biletlerini karşılarız" demişler. buna benzer bir olay da bediüzzaman'ı anlatan bir animasyon filmde olmuştu.
  • cemaatin reklamını yapmak icin çekilen bir film.
    yurt dışındaki turk okullarınada, ogretmenlerinede saygım var ama cidden gerek yok bunlara.
  • ideallerini yaşatmak için yaşamanın sırrına erenlerin; odtü ,bilkent, hacettepe yada yüksek maaşla çalişma imkanı bulmasına ragmen 200 dolar ücret ile ,arkalarına bile bakmadan, gurbet ve yad eller demeden, evlerinden, yurtlarından anne ve babalarından yar ve yaranlarından ayrılanların hikayesidir.
  • elde bulunan muhteşem kahramanlık hikayelerinin bulunduğu bir malzemenin stv nin kısa film tadında sunduğu basitçe ele alınan filmlerinin sinemaya dökülmüş hali.
    böylesi gerçek kahramanların hikayesinin her birinin daha akıcı ve verilen mesajları dank diye göze sokulması yerine ince mesajlarla ele alınarak yapılabilmesini düşündüren film.

    sanki bir süre sınırı varmış gibi üstün körü geçiştirilen bazı sahneler benim gibi bu insanlara sempati ile bakan kişileri dahi irrite edebiliyor film. üzerinde daha iyi çalışılıp stv nin kısa filmlerinden ayrı değerlendirilmesi gerekirdi. bu haliyle de etkileyici bir final ve dış anlatımla biten filmdir.
  • dün gittim izledim..hayatımda ilk kez bi filmden bu kadar sıkıldım...gerçek hayat hikayesi imiş ama bu daha basit anlatılamazdı herhalde.. sinema otoritesi değilim çok da anlamam öyle kurgudan kamera açısından falan ama ben bile gördüm hataları..replikler çok basit oyunculuk da idare ederdi....türk okullarını ve oradaki öğretmenlerin hayatını anlatıyor..zehraya aşık olan kötü çocuğun küpeli olması zehranın kaliteli eşarp ve kapları en çok dikkatimi çekenlerdi..ama gişesi iyi olacak orası kesin...akın akın gelmişti insanlar..cemaat çalışıyo....
hesabın var mı? giriş yap