• peşrev ile açılan fasıllarda, bitişte çalınan beste... söz yoktur, sadece sazlar çalar, seyirci dinler; bitişiyle fasıl da bitmiş olur...
  • munir nurettin beken'in makamı sedaraban olan eseridir.

    (bkz: the art of the turkish ud)
  • aksak semai usulünde (10/8) bestelenen 4 hane ve 1 teslim bölümünden oluşan çalgısal form. 4. hanede usulün değiştirilmesi gelenek olmuştur.
  • her hane arasında teslim kısmı icra edilerek eserin süslenmesi sağlanır. böylelikle güzel bir anlatım, vurucu bir hal alır. hele ki saz semailerinin son hanesinde usul değişimiyle yatağına sığmayan taşan nehirler misali coşku tavan yapar, insanı şaşırtır. nasıl ağrılı-aksak ilerlerken, birden şen-şakrak olması ruh verir esere. tam hızlanmışken, sonra yavaşlayıp teslimin tekrar icrasıyla yumuşak bir rüzgar eser-geçmez.
  • saz semaisi klasik türk müziği'nin ünlü saz eseri formlarından biridir. bir saz eserini "saz semaisi" olarak niteleyebilmek için, o eserin çeşitli zorunlu koşulları yerine getirmesi gerekmektedir. bunlar şöyle sıralanabilir :
    * usûlün 10/8 lik "aksak semai" olması
    *4 adet, "hane" diye, 1 adet teslim diye isimlendirilen bölümden oluşması
    eserin icrası esnasında izlenen trafik için de bir kural vardır. sırasıyla 1. hane - teslim, 2. hane - teslim, 3. hane - teslim ve 4. hane - teslim çalınır. 4. hanenin usûlünün eserin geri kalanından farklı olarak "semai" usûlü ile bestelenmesi bu formun teamüllerindendir.
    zorunlu olmayan ama genellenebilir bazı özelliklere gelince, 1 hane bestelendiği makamı tanıtıcı şekilde temel öğelere sahiptir ve o makamın karakteristik özelliklerini sergiler. 3. hane en önemli hane olarak nitelendirilir ve bestekârlık kabiliyetleri bu bölümde ortaya konulur. sıklıkla farklı makamlara geçkiler yine bu bölümde yapılmaktadır. 4. hane semai usûlünün de etkisiyle biraz daha hareketli olur ve hareketli de seslendirilir. "teslim" diye isimlendirdiğimiz kısım ise şarkı formundaki nakarata benzer ve her hane sonunda tekrarlanır.
    saz semaileri klasik fasıllarda en son çalınan eserler olma özelliğini de taşır.
  • kanımca çalınmış en efsanesi bestesi tanburi cemil bey'e ait olan şedaraban saz semaisidir.

    tanburi cemil bey tanbur icrası: https://www.youtube.com/watch?v=kwt_12sqhwg

    yorgo ve aleko bacanos'lu efsane icra: https://www.youtube.com/watch?v=3um_mm4yyny
  • saz semaileri türk müziğinde bir beste biçimidir.

    tıpkı peşrevler, longalar, sirtolar gibi saz semailerinin de kendilerine has bir besteleniş şekilleri vardır. öncelikle saz semaileri sözsüz eserlerdir, yalnızca sazlar için yazılırlar. usulleri ( belli aralıklarla kendini tekrarlayan ritim benzeri ) aksak semai olmalıdır. genelde dört hane ve bir teslimden oluşurlar. son haneler farklı bir usulde bestelenebilirler. bunlardan başka aklıma gelmeyen bazı nevi şahsına münhasır özellikler barındırırlar.

    genelde kulağımıza diğer saz bestelerinden daha çok aşinadırlar. bunun bir sebebi müzik külliyatımızda oldukça fazla saz semaisi olması, bestecilerimizin güçlerini saz semaileri bestelemek için harcamalarıdır.

    bir kaç güzel örnek vererek tamamlayayım:

    reşat aysu - kürdili hicazkar saz semaisi
    mesut cemil bey - nihavend saz semaisi
    ömer altuğ - nihavend saz semaisi
    cinuçen tanrıkorur - hüseyni saz semaisi
  • saz semaisi formu türk musikisi geleneğinde aksak semai, sengin semai, yürük semai gibi semai usullerinde bestelenmiş olmaları dolayısıyla almıştır. sözlü musiki eserlerimizde de yine semai usullerde bestelenmiş olan eserler aslında birer usul ismi olmalarına rağmen ağır semai, sengin semai, yürük semai gibi birer form ismi alırlar. saz semaileri aynı peşrevlerde olduğu gibi birinci hanedeki makamın adıyla anılırlar. örneğin; rast saz semaisi, hüseyni saz semaisi gibi. geçmişten günümüze sengin semai, yürük semai ve aksak semainin 16’lık mertebesi olan curcuna usulüyle bestelenmişlerse de, günümüze kadar gelen süreçte yaygın olarak dört haneli, mülazimeli, ve dördüncü hanesinde usul değişikliği yapılması gelenek haline gelmiş ve ilk üç hanesi aksak semai usulü ile bestelenen bir form olarak anılmaktadır. saz semaileri klasik musikimizde fasılların sonunda yer alan musiki eserleridir. bu formun tarihi oldukça eski olmakla birlikte, peşrevler gibi haneli ve mülazimeli bir yapıya sahiptirler. 19.yy’ın ikinci yarısından itibaren en yaygın haliyle dört haneli şekliyle kullanılırlar. ( tdv islam ansiklopedisi, 2009, 36.cilt, s 220-221)
    kantemiroğlu “kitâbü ilmi’l-mûsîkî alâ vechi’l-hurûfât” isimli eserinde anadolulu ve rumelili sazendelerin besteledikleri saz semailerinin üç haneli ve mülazimeli, acem diyarından gelen sazendelerininkinin ise sadece üç haneli olduğunu, birinci hanenin mülazime yerine kullanıldığını belirttikten sonra faslın çalınan saz semaisinin ardından bir hanendenin yaptığı taksimle sona erdiğini ifade eder. (kantemiroğlu, kitâbül ilmi’l-mûsîkî alâ vechi’l-hurûfât: musikiyi harflerle tesbit ve icra ilminin kitabı (nşr.yalçın tura), istanbul 2001, ı, 185-187)

    çoğunlukla her bakımdan peşrev formuna benzemekte olan saz semaisi formu, gerek hane-teslim ilişkisi yine gerekse yarım karar, tam karar yerleri bakımından tamamen peşrevle aynı kurallara bağlıdır. fakat buna rağmen saz semailerinin ilk üç hanelerinin 10/8’lik “aksak semai” usulü ile ölçülmek gerekliliği vardır. saz semaisi formunda 4. hanenin daha yürük, istenilen bir başka usulde bestelenmesi de mümkündür. saz semaileri musiki faslının en son kısmında icra edilir. buna rağmen 4. hanede usul geçkisi yapmayan saz semaileri de bestelenmiştir. (ismail hakkı özkan, türk musikisi nazariyatı ve usulleri, istanbul 2006, s. 98-99)
  • uşşak makamından bir tanesini severek dinlediğimdir.

    söz saz istanbul - uşşak makamında saz semaisi
hesabın var mı? giriş yap