sarı cennet

• beyindeki sapsarı çölde görülen bir serap.
  
  çocukluk boyunca kitaplardan, televizyondan ve annelerden yükselen cennet masallarıyla büyümüş kişinin çıkan bir kum fırtınası sonucu gözüne kum kaçar. bu yüze çarpan minik taneler yani gözyaşı yerine gözüne dolan kum taneleri, bir çölün ortasında uzanmış yatmakta olduğunu fark etmesine neden olurlar bu insanın.
  
  bu öyle bir tokattır ki bundan sonra her gün yenecek olan dayağın başlangıcıdır ne yazık. cennet yoktur. hiç olmamıştır.
  
  kendi çölünün ortasındaki yalnız kişi, kendisini öldürecek yollar arar buna dayanamamaktadır. ama koca çölde hiçbir şey yoktur onu yüksek bir yerden fırlatacak veya bileklerini kesecek. kendini asabileceği bir ağaç veya ip yoktur. çıplaktır.
  
  arada bir uzaklarda bir yeşillik, insan siluetleri görür. yalancılar! der içinden öfkeyle. dönekler! aptallar! lanet okur nefes alanlara ve arayanlara. bir daha asla kafasını o yöne çevirmez. nefes almayı bırakır, hayallerinin acılaşmasından zevk alır.
  
  günlerce güneşi izledikten ve gerçek sandığı hayallerini hatırlamaya çalıştıktan sonra fark eder ki kolunda birikmiş olan kumlar güneşte erimeye başlamıştır. bir lav haline gelen o sıcaklığın vücudunun deliklerinden içeri girmeye başladığını fark eder. bir patlama olur ve annesinin cennetine geri döndüğünü sanar. sarıdır, sakindir oluşan hayaller. "sarı cennetim" der buna. evet cennet var.. çok kısa ve şiddetlidir. eskiye geri döndüğünü zanneder, gerçekten cennet olduğunu zanneder kendi yarattığı çölünde..
  
  artık ne karanlıktaki eskiden hoşlanmış olduğu rüzgar, ne de akşamın ışıkları bi tarafındadır.
  kolunda eriyen hep eriyen sürekli tekrarlanarak devam eden, eriyen, sızan o süreç esir almıştır onu. hayaller flulaşır ve en sonunda yok olurlar. artık bu da önemsizdir. kolundan aldığı nefese hapsolmuştur çünkü.
  
  uzaktaki insanların çığlıkları ona eskiden tanıdığı birilerini hatırlatır, onu aramaktadırlar. burdayım demek ister. burdayım, hareket edemiyorum ama artık. biraz kötüyüm sanırım.
  
  onu göremezler..kumlara gömülmüştür. ne kendi farkındadır, ne de başkaları. eskiden yattığı yerde bir iğne deliği açılmıştır o kadar.
• çocuk parkındaki kum havuzu yapıyorlarmış burayı.