• aralarındaki tek benzerlik kendilerini tasvir eden karikatürlere pek sıcak bakmayışlarıdır.** onun dışında benzerliklerden çok ulu hakan lehine farklardan söz etmek gerekir.
  • rte formasyonundaki (imam hatip, fethullah, tarikatlar, cemaatler, milli nizam, vakit, zaman, vs) güruhtaki abdülhamit hayranlığı düşünüldüğünde, olmaması garip kaçacak benzerlikler: ticari çıkarları(!) devlet olma prensiplerine yeğleme, hafiyelik, korku, kendine bağlı istihbarat teşkilatları, uluslararası ilişkilerde güya denge politikası, kısa vadede bıçak sırtında dengede durmak pahasına devletin uzun vadeli âli çıkarlarını göz ardı etme, ne yapacağı konusunda sürekli yurtdışının nabzını tutmaya çalışma, yurtdışındaki benzerleriyle sıkı fıkı garip ilişkiler (örn. ceyhan’a rafineri, eni, putin, berlusconi, bizim çalık), aşağı tabakayı iknada dini kullanma, devleti koruduğunu sanma, yalnızlık, kendine biat etmiş bir üst sınıf yaratma, medyayı kontrol, ağır sansür, halkı bir koyun sürüsü olarak görme, kapalı kapılar ardında israil’e destek; halk önünde anti semitizm, kişisel servet düşkünlüğü…

    kendisi şu anda, -tıpkı bir vakitler abdulhamit’in düşündüğü gibi- devletin varlığını koruduğunu sanıyor olabilir fakat sormak isterim kendisine ve onun gibi düşünen güruha: bir adam 33 sene bir memleketi istibdatla ve demir yumrukla yönetir ve yönetimden gittikten 10 sene sonra o devlet paramparça olursa, o adamın hiç mi suçu yoktur? o güruhun bu soruyu anlamayacağını veya anlamak istemeyeceğini veya anlamanın işine gelmeyeceğini tahmin ediyorum. çünkü bu esasında eski bir sorudur ve o güruh bu soruya “efendim abdülhamit iyiydi de, ardılları ve muhalifleri kötüydü” diye yanıt vermeyi yeğlemiştir. bunun doğru bir yaklaşım olmaması bir yana, öyle olduğu kabul edilse dahi;

    iktidar yarattığı muhalefetten de mesul değil midir? elcevap : mesuldür, hem de 2 şekilde :

    1 - muhalefetin, mevcudun tersi olması doğaldır. iktidar beyazsa, muhalefet elbette ki siyah olacaktır.

    2 - muhalefetin piyasaya çıkmasına izin vermezsen kemikleştirirsin, marjinalleştirirsin, toplumun gerçeklerinden kopartırsın. oysa piyasaya çıkmasına izin verirsen, muhalefet de toplumsal gerçeklerle uzlaşır ve normalleşir.

    maalesef rte dönemini izleyen yıllarda da bir çöküş ve parçalanma muhtemel ve 20. yy başındaki çöküşün zemini nasıl ki abdulhamit tarafından 33 sene boyunca ilmek ilmek oluşturulduysa, 21. yy başındaki muhtemel çöküşün zemini de bugünlerde taş taş rte tarafından döşeniyor olabilir. kendisinin farkında olduğunu sanmıyorum, o her gece kafasını yastığa, abdülhamit’i o gün de layıkıyla yaşatmış olmanın verdiği huzurla koyuyordur.
  • abdülhamit meşrutiyeti ilan etmek şartıyla tahta çıkarıldı.

    recep tayyip erdoğan’ın iktidara gelmesinde demokratikleşme (ne amaçla olduğu konusuna girmiyoruz) söylemleri önemli rol oynadı. (en azından ab ve abd desteğinin alınmasında.)

    abdülhamit bilinçli bir politika izleyerek kişisel servetini çok büyük oranda arttırdı. osmanlı ülkesinin en zengin kişilerinden birisi oldu.

    recep tayyip erdoğan’ın ticari ilişkileri, çocuklarının iş ortaklıkları ve berlusconi gibi devlet adamlarıyla ise samimiyeti malum.

    abdülhamit döneminde osmanlı devleti adeta gizli polis devleti statüsündeydi. saraya her gün tonlarca jurnal yağıyor, bu jurnaller asılsız bile çıksa sahibi mükafatlandırılıyordu.

    recep tayyip erdoğan döneminde bu konuda daha başarılı hamleler yapıldı ve ülke açık polis devleti hüviyeti kazandı. öyleki resmi merciler tarafından bile her tc vatandaşının en az bir kere dinlendiği dile getirildi.

    abdülhamit döneminde basına çok sıkı sansür uygulanıyordu. birçok zaman gazetelerin beyaz sayfalarla basıldığı oluyordu.

    recep tayyip erdoğan döneminde ise yine daha köklü bir dönüşüm tercih edildi. sansür uygulamak yerine basın ve medya gruplarına çeşitli nedenlerle el konulup kendine yakın çevrelere devredildi. el konulamayacak kadar yerleşik bir mevkii edinen grupların üzerine maliye müfettişleri gönderilip kendilerine tabi kılmaya çalışıldı.

    abdülhamit döneminde mizaha ve karikatüre tahammül yoktu.

    recep tayyip erdoğan döneminde baktığımızda, sevgili başbakanımızın dava açmadığı tek karikatürist sanırım salih memecan kaldı. o da bunun farkında ki, kendisine olan minneti ödemek için adam ne yapacağını şaşırdı.

    çok önemli bir detay olmamakla beraber abdülhamit döneminde demiryolları uzunluğunda çok önemli aşamalar kaydedildi.

    keza recep tayyip erdoğan döneminde de ulaşım konusunda çok önemli adımlar atıldı.
  • zeus sunağı'nı almanlara ikinci abdülhamit vermişti.

    rte'nin kültür(!) bakanı ömer çelik de, -hürriyet gazetesi'nin ulusal baskısının 16 mart 2013 günkü nüshasının 5. sayfasında yayınlanan habere göre- almanya'dan istenen tarihi eserleri sayarken, zeus sunağı'nı istemediklerini özellikle belirtmiş.
  • ikisi de yapması gerekenleri yapmış olmasına rağmen lütuf gibi göstermiştir. ikisi de yaptıkları hayır işlerini halkın gözüne sokmaya çalışmıştır. ikisi de paternal nitelikte davranmaya çalışmıştır. ikisi de halkı yoksulken kendileri dünyanın en zenginlerinden olmuşlardır. falan filan bu liste uzar gider.
  • ikisinden de bir halt olmaması.
  • ikisi de koltuğu çok sevenlerden.
  • ikisinin de sonu aynı olacaktır.
hesabın var mı? giriş yap