• ortaçağ ve feodalizm tarihçilerinin kuşaklar boyu tekrar edip durdukları durağan ve oturmuş feodal dönem yazıcılıklarını paramparça etmiş, feodalizmi sadece bir sınıflı toplum dönemi olarak değil, sınıf mücadeleleri dönemi olarak incelemiş, tarihin motoru rolünü lordların yakasından söküp, hayır köylülere değil, lord ile köylü arasındaki sınıf çatışmasına yerleştirmiş bir büyük marksist tarihçi.

    hilton'a göre feodalizmin dediğin topraksahipleri ile tabi köylüler arasında, ikincinin geçimliğinden sonra kalan artık-değerin birincisine emek, kira, nakdi ya da ayni şekilde geçirildiği, sömürüye dayalı ilişkilerdir. topraksahipleri, sınıfsal konumlarının devamı için, feodal gelirlerinin sürdürülmesini talep ederken, köylüler yani feodal gelirlerin bizatihi kaynağı, kendilerine biçilen rolü pasifçe kabul etmez ve toprak, özgürlük ve angaryanın azaltılması ya da kaldırılması talepleriyle mücadeleye girişir. feodalizm, işte bu mücadelenin tarihidir. feodalizmin krizi denen olayın arkasında da zaten bu köylü hareketlerinin yoğunlaşması vardır.

    feodalizmden kapitalizme geçiş tartışmalarındaki yerini de bu iddiası ile almıştır zaten hudson [edit:hilton yav hilton, hudson kim? kate hudson beni andı]: 1381 isyanı, isyancıların özgürlük ve eşitlik taleplerinin karşılık arayışlarıdır. her ne kadar halkçı ve eşitlikçi bir monarşi yaratamamış, lordluk düzenine son verememiş olsa da, devam eden ayaklanmalar, sert sınıf mücadeleleri ile beraber, ingiltere'de feodal düzeni iyice zayıflatmış, tarımsal kapitalizme yol vermiştir; buradan da sanayi kapitalizmi türeyecektir.

    "aşağıdan yukarıya tarih" (history from the bottom up) yaklaşımını da ilk söze dökendir: "by looking from the bottom upwards we might get a more accurate picture of the whole society, and of the state, than we look at society from on high."
hesabın var mı? giriş yap