• 1990 yapimi isvicre filmi. yonetmen xavier koller. film, o yil en iyi yabanci film oscar'ini aldi. basrollerde turk oyuncular nur surer, necmettin cobanoglu ve emin sivas var.
    filmin senaryosu, gercek bir oykuden. 80'lerin ikinci yarisinda, guneydogu anadolu'dan [ozellikle de kahramanmaras ve gaziantep illeri ve bagli ilcelerden] isvicre'ye kacak isci olarak girmek icin hayatini tehlikeye atanlarin dramlarindan bir kesit. k.maras'in pazarcik ilcesinde yasayan bir ailenin, cocuklari ile birlikte, isvicre'ye italya uzerinden, alp daglari'ni gocmen sebekelerinin yardimiyla yuruyerek gecme cabalari, bu sirada yasanan insanlik dramlari. filmin pek huzunlu, ic acitici oldugunu eklemek lazim.
    oscar aldigi donemde, merkez sag basininin hucumuna ugramisti, turkiye'nin kotu reklamini yapiyor diye. ama yakinen biliyoruz ki, hepsi gercek..
  • 1991 yılında en iyi yabancı film oscar’ını kazanan; maraşlı bir türk ailenin ülkeyi kaçak olarak terk edip isviçre’ye gitme çabası anlatan film. zamanında bir gazete, filmi çok iyi özetlemişti: “zavallı sefil üçüncü dünya ve onun biricik kurtuluş umudu olan batı”
  • hakikatli bir gerilim filmidir. sonra bir korku filmidir. anlatilani bir film olarak kirmizi yumusak bir sinema koltugundan izlemenin sizi utanc ve aci icinde birakacagi bir dramdir.
  • sessizliklerinde görmediginiz sesleri, saf samimiyetle hissettiren bir film.

    umudun giymeyip giydirerek, yemeyip yedirerek yaşatılmaya çalışılması vurucu** pembe tonları yok hiç bu filmde ama tuhaf bi toz bulutu var, her şeyin birbirinin içine geçtiği, incecik bir tülün gerisinde aslında çok basit, saf istekler, düz bir mantıkla yamuk yollarda ilerleyen ilişkiler.. fazla acı bi film, hatırlasam bi türlü, hatırlamasam bi türlü..

    --- spoiler ---
    sen polisi bulursan, seni kabul ederler; polis seni bulursa geri yollar!
    .
    .
    son sahne
    ..
    ben senin arkadaşın olmayı çok isterdim***
    ..

    --- spoiler ---

    edit: hacı amca nın kattığı renk var tabii. pembeye yakın mı bilmem ama.
  • cok agir film, sayesinde bir sinema cikisinda olabilcek en huzunlu seyirci kitlesi olusmustu. o son cumle de olmasaymis cok daha gercekci olurmus...
  • 79. oskar odul toreninde catherine deneuve ve ken watanabe'nin sunumunu yaptigi "gecmiste en iyi yabanci film oskarini alanlar montaji"nda anildi
  • beyaz perdede ilk izlediğim sinema olarak cocukluk hafızamda konusundan cok, üzücü sahnelerinin yogun olarak kaldıgı yapım.ilk sinema,hatta babamın ablamla elimizden tutup götürdüğü ve ilk sosisli sandwich yediğimiz gündür bunu izlediğim gün.
  • esas sasirtici olan sey oscar almis bu filmin yazarlarindan birinin feride cicekoglu oldugunun su tarihe kadar yazilmamis olmasidir.
  • çocukken babanızın kırık kalbini anlamamış olabilirsiniz, siz büyürken o sizin kalbinizi kırmamış olabilir. hatta bunların ikisi birden başınıza gelmemiş olabilir (tabii ki burada konudan kayıyorum ama dayanamycam: ama empati denen şey üzerinden gitmesin insanlarla ilişkileriniz zaten. illa kendi acınız üzerinden başkasını anlayacak ve onun acısıyla ilişki kuracaksanız zaten kurmayın o ilişkiyi. o insanın acısı sizinkinden çok farklıyken bile onu duyabiliyor, görebiliyorsanız zaten gerçek ilişki kurabiliyorsunuz demek). yılmaz güney'in umut'u ve de sica'nın bisiklet hırsızları bile ali haydar'ın kırık kalbinin yanında söylemesi fena biliyorum ama sönük kalıyor. bayağı parça parça olabilirsiniz, diyeyim de...
hesabın var mı? giriş yap