• reşat fuat baraner
    (1900 - 1968)

    tkp’nin önde gelen düşünce ve eylem adamlarından reşat fuat baraner, 1900’de selanik’te doğdu. babası ağır ceza reisi ahmet fuat bey, annesi de mustafa kemal’in annesi zübeyde hanım’ın kardeşiydi. ortaöğrenimini konya lisesi’nde yaptı. iü fen fakültesi’nde okudu. fakülte öğrenciliği sırasında mütareke yıllarının şartları içinde antiemperyalist öğrenci eylemlerine katıldı. aynı yıllarda şefik hüsnü’nün lideri bulunduğu ‘türkiye işçi ve çiftçi sosyalist fırkası’ ve ‘kurtuluş’ dergisi aracılığıyla marksist düşünce ile tanıştı. 1919 sonlarında kimya öğrenimi için gittiği almanya’da spartakistlerden etkilendi. daha sonra sscb’ye gitti. moskova’da lenin akademisi’nde marksist kuram ve ekonomi politik okudu.
    türkiye’ye döndükten sonra 1930’da, “komünizm lehinde faaliyetlerde bulunması” nedeniyle 4 yıl ağır hapse mahkûm edildi. ankara ve istanbul cezaevlerinde 2 yıl hapis yattıktan sonra, 1933’te cumhuriyet’in 10. yıl affıyla tahliye oldu. şubat 1932’de vilayet komitesi temsilcisi olduğu halde katılmadığı tkp’nin 3. kongresi’nde gıyaben mk üyeliğine seçildi.
    ii. dünya savaşı’nın başında tkp yürütme komitesi sekreterliği’ne getirildi. 1942 sonlarında askere alındı. 4 ay sonra kıtasından firar ederek parti içindeki göreve devam etti. illegal olarak ‘partinin görüş ve dilekleri’ isimli broşürü, ardından periyodik olarak parti bültenlerini yayınladı.
    1944 tevkifatı olarak bilinen davada 64 arkadaşıyla birlikte yargılandı. ankara garnizon komutanlığı 2 no’lu askeri mahkemesi tarafından 9 yıl ağır hapse mahkûm edildi. 1950’deki affa kadar ankara ve istanbul’daki cezaevlerinde yattı. tahliyesinden sonra tkp’nin mk ve yürütme komitesi üyesi olarak 1951’de tekrar tutuklandı. 1968’de türk solu dergisi’nde “milli demokratik devrim”, “komprador burjuvazi, milli burjuvazi”, “sendikacılık” ve “emperyalizm karşısında güç birliği” gibi konuları işleyen yazılar yazdı.
    kaynak: http://www.evrensel.net/01/04/21/dosya.html
  • suat dervis'in kocasi.
  • 1968'de öldüğünde, fraksiyon, kırgınlık, ayrılıkların bir yana atıldığı, mustafa suphici, şefik hüsnücü, kıvılcımcı, devrimci kavramlarının bir yana atıldığı, mezarı başında eskilerden hüsamettin özdoğu'yu, safiye topçuoğlu'nu, hikmet kıvılcımlı'yı, hulusi dosdoğru'yu, mihri belli'yi yan yana getiren komünist.

    şişli camiinden feriköy mezarlığına kadar, tabutu, omuzlar üzerinde değil, eller üzerinde yüksekte taşınmıştı.
  • atatürk'ün teyzesinin oğlu, yeni jargonla kuzeni. karakolda işkence görürken bile "ben atatürk'ün kuzeniyim" dememiş. polisler atatürk'ün kuzeni olduğunu dolaylı yollardan öğrendiğinde en azından anasına küfretmeyi bırakmışlar.

    atatürk gibi bir ismi kullanarak bir yerlere gelmeyi "ayrımcılık" olarak gözeten erdemlilerden, yeteneğiyle değil, soyadı kontenjanıyla kapıların açıldığı günümüz ahlakçılığına.
  • atatürk'ün oldukça yakın sayılabilecek(kuzeni) akrabsıdır.

    komünisttir.hem de sosyalisttir 1900 selanik doğumludur. atatürk ile olan akrabalığını rant elde etmek için asla kullanmamıştır.buraya bakabilirsiniz

    bu arada atatürk'ün uzaktan akrabası olduğu iddia edilen bir başka kişi daha vardır (bkz: selin söğütlügil)
  • suat derviş'in dördüncü kocasıdır. suat derviş ile birlikte çıkardığı yeni edebiyat dergisi ikinci dünya savaşı esnasındaki sıkıyönetim döneminde devlet tarafından kapatılmıştır.
  • eşi suat derviş'le beraber 1940-1941 yılları arasında "toplumcu gerçekçi" edebiyat örneklerini yayınladıkları yeni edebiyat dergisini yayımlayan kişidir.
  • faris erkman adıyla imzalanan ve türkiye'deki faşist tehlikeye dikkat çeken 1943 tarihli (bkz: en büyük tehlike) başlıklı broşürü kaleme alan kişi reşat fuat baraner'dir.
  • 1941'de yeni edebiyat dergisinde çıkan "münevverlerimiz ve köycülük" başlıklı yazısında, o güne kadar belki de ilk kez, köyün ve köycülüğün aşırı derece idealleştirilmesinden ve ilericiliğin yegâne ön şartı sayılmasından doğabilecek sakıncılara şöyle değinmiştir:

    "mecmualarda yazıların sıklet merkezini köylüye ait olanlar teşkil etmekte, genç şairlerimizin söyledikleri şiirlerde, köylü hayatına temas eden mısralara pek çok rastlanmaktadır. bazı gençler arasında mevcut olan bu temayül, çok zaman ve bir çokları için adeta kuvvetli bir cereyan halini almaktadır. nüfusumuzun dörtte üçten fazlasını köylü teşkil ettiği ve cemiyetimizin sosyal topluluklan içinde köylülere isabet eden izafî sıklet, şehirlilere nazaran çok fazla olduğu için köylülüğe bu derece ehemmiyet verilmesi makul ve yazılan yazıların çokluk nisibetinin de köylülere ait olması tabii gibi görünebilir. fakat zannımıza kalırsa bu cereyanda köylülüğün adedi çokluğunun oynadığı rol kadar ve 'belki daha çok ona atfedilen keyfî hususiyetlerin tesiri oluyor. bu tesir nisbetinde bu cereyan zararlı bir şekil alma istidadını göstermektedir. köy davasının hallinin ileri bir inkılâp ve köylülüğün kurtuluşunu mühim bir memleket meselesi adletmek gibi doğru ve faydalı zihniyet yanında bununla iktifa etmeyerek köylülüğün yükselişini başlı başına bir gaye gibi sayan ve bu gayenin de tek başına ve sadece köylülerle tahakkuk edebileceğine inanan düşünüşler mevcut olduğu gibi, hariçten gelmiş bir propagandanın tesirde köye ve toprağa dönmek gibi yanlış ve cemiyetimiziçin zararlı fikirler de vardır.
hesabın var mı? giriş yap