• 'önümüzde kazanacağımız haz dolu bir dünya var ve can sıkıntımızdan başka kaybedecek hiç bir şey yok' demis, situasyonist enternasyonal diye bilinen tayfadan iyi bir insan.
    (bkz: http://www.nothingness.org/si/vaneigem.html)
  • ''devrim ve sınıf mücadelesi üstüne konuşurken açık açık gündelik hayattan söz etmeyenler, aşkın yıkıcı gücünü ve sınırları reddetmenin olumlu yanını anlamayanlar; o insanların ağzında bir ceset var.''
  • “ıstırap, zorunlulukların yarattığı hastalıktır. ne kadar küçük olursa olsun, saf sevincin tek bir atomu bile onu uzak tutacaktır. büyük bir neşeyle özgün bir şenlik için çalışmak, genel bir isyana hazırlanmaktan çok farklı değildir.”

    yıldırım türker'in "vaneigem hayatta hala" başlıklı yazısı için.
  • dinin insanlıkdışılığına dair (bolluk cennetinden çalışma cehennemine) adlı kitabı versus kitap tarafından türkçeye kazandırılmış deha.
  • "bugün işini yapma aşkı ve işinde yükselme hazzı bir güçsüzlüğün ve en aptalca başeğmenin silinmez işaretidir." demiş felsefeci, yazar.

    gençler için hayat bilgisi el kitabı , ayrıntı yayınları , sayfa 62
    çeviri: ali çakıroğlu - işık ergüden
  • "those who speak of revolution and class struggle without referring explicitly to everyday life, without understanding what is subversive about love and what is positive in the refusal of constraints, such people have a corpse in their mouth." demiş.
  • "insanlar; sakatlayan bir dava uğruna, parçalayan hayali bir birlik uğruna, nesneleştiren bir görüntü uğruna, sahici hayattan koparan roller uğruna, akıp giden bir zamana dahil olmak uğruna, kendi içlerindeki gerçek zenginliklerden vazgeçerler."
  • ayrıntı yayınları'ndan ne çıksa okurum-ki bazılarının türkçesini bile anlamakta zorlanıyorum:)- yazarın ayrıntı'dan çıkmış gençler için hayat bilgisi el kitabı çoğu zaman tokat atıyor okuyucuya, evet. mesela şöyle:

    "sahici olmamak bir insan hakkıdır. 35 yaşında bir adamı düşünün. adam her sabah arabasına biner, işe gider, dosyalarla uğraşır, öğle yemeğine çıkar, bilardo oynar, dosyalarına döner, işten çıkar, birkaç kadeh bir şeyler içer, eve gider, karısıyla merhabalaşır, çocuklarını öper, televizyon karşısında bifteğini yer, yatar, sevişir, uyur.
    bu adamın hayatını bu acınası klişeler silsilesine indirgeyen kimdir? bir gazeteci mi? bir polis mi? bir piyasa araştırmacısı mı? yoksa sosyalist gerçekçi bir yazar mı? hiçbiri. bunu, kendi kendisine yapar. gününü pek de farkında olmadan hakim klişeler yelpazesinden seçtiği bir dizi poza böler..."
  • yeni keşfim, neden daha önce gözümden kaçmış ki... çok ironik ve ders verici.
hesabın var mı? giriş yap