• camel'ın en iyi albümüdür. 1977'de çıkmıştır. diğer albümlerine göre daha jazz ağırlıklı bir sounda sahiptir. bunda richard sinclair'in büyük katkısı vardır elbette ki. camel bu noktadan sonra progressive'in keskin çizgilerinden sapmış 1978'de breathless'ta disco ve folk etkileşimli 1979'da ise new wave parçalara yer vermeye başlamıştır albümlerinde. bir camel fan'ı değilseniz, bu albümden sonraki iki stüdyo albümünü es geçip 1981'deki nude'u dinlemenizi önerebilirim. nude çok farklıdır, öyle böyle değil...
  • çok güzel bir kapağa sahip camel albümü. albümle aynı ismi taşıyan parça da ayrı güzeldir.

    şuradan dinlenebilir: https://www.youtube.com/watch?v=oawtxkfrlpm
  • pamuk gibi albümdür. hani güneydoğu bölgelerimizde yediğiniz et vardır ya mesela. ağzınıza atarsınız, dağılıverir bir anda, bütün ağzınız etin enfes lezzetiyle sarılıp sarmalanır. veyahut hani baklava dilimini alırsınız da, altı damağınıza gelecek şekilde ağzınıza atıverirsiniz de hani, bir anda o mis gibi tereyağı kokusu gelir burnunuza ve o çıtır çıtır, içi fıstık dolu baklavayı aheste aheste çiğneyip kendinizden geçersiniz ya. yutayım dediğiniz anda huuup diye gırtlağınızdan kayıverir hani. işte bu albüm de öyle bi albüm.

    (bkz: aç karnına entry girmek)
  • camel'ın 77 çıkışlı albümü. harikulade bir albüm kapağına sahip.
    albüme adını veren parça ile highways of the sun ve one of these days i'll get an early night parçaları da hoştur.
  • camel'ın 1977 çıkışlı 5. stüdyo albümü. camel'ın diğer albümlerine nazaran daha jazz müziğe kayan bir havası vardır ki one of these days i'll get an early night adlı enstrümantal parçasına gelindiğinde albümün camel'a ait olmadığı zannedilebilir. bunun dışında bir metrognome u vardır ki insana hayat acaba bu müzik mi diye insana gerçekliğini sorgulatır. peter bardens'ın klavyeleri yere düşen yağmur damlalarının armonisi gibi dans eder adeta kulaklarda. tıpkı albümün isminde de olduğu gibi.
  • camel'in 1977 yapımı aynı isimli albümü ve şarkısı.

    şarkısını her dinlediğimde, kapağını böyle çizerdim herhalde hissi uyandırıyor bende. küçük bir çocuğun masum dünyasında karşılaştığı ,bir yetişkine göre basit ama onun dünyasında büyük engelleri güçsüz kaldığı için çözememesi , dahası anlamlandıramaması ve bu sorun ve dış dünyayla nasıl mücadele edeceğini bilmeme sonucu içinde yaşadığı masum çatışma, kızgınlığı yaşarken kafasını dağıtacak bir şeye baktığını hissediyorum, hani bir çocuk tokat yer ve sonra anlamsızca ve çatık kaşlarla bir yere bakar ya, onun gibi işte.
  • spesifik olarak açıp dinlediğimde sadece "güzel bir camel parçası" olmakla yetinen, ancak hiç beklemediğim bir anda başka bir parçanın ardından çalmaya başladığında girişiyle çok etkileyen enteresan bir parça.
hesabın var mı? giriş yap