• (bkz: deep)
  • ing. (sifat) derin; temel.
    ornek: this effective viscosity plays a profound role in turbulence modeling.
  • (bkz: de profundis)
  • tam karşılığı kanımca engin kelimesidir.
  • ingilizcenin hem ses hem de mana olarak şahane kelimelerinden biri. manası sesine yansımış adeta*
  • kabaca derin, çok derin, içe işleyen, içine işleyen, şiddetli, bilge gibi anlamlara karşılık gelen, mânâ itibariyle de bir bilgeden ve/veya bilgelikten kaynaklanan çok kuvvetli, derin ve yoğun fikirleri ve bunların nüfuzunu karşılamaya hizmet eden ingilizce tabirdir. keşfi ve bir başlangıcı, miladı çağrıştıran found, bizatihi kendi doğası itibariyle de yeterince etkileyicidir. bu etkileyiciliğin ve bir anlamda keşfin önüne pay biçilmemiş zamanda bir zaman açarak, başlangıcın önüne bir de pro'nun getirilmesiyle kazanılan anlam derinliğiyse ortaya çıkan tabirin ve düşüncenin haşmetini ve azametini karşılayacak cinstendir sahiden. yaşım sorulduğunda hep manevî mi yoksa fizikî mi deyu karşılık verir, üstelik çoğunlukla muhatabın yanıtını beklemeksizin manevî yaşımdan ve yaşlılığımdan da dem vururum muhakkak. bu tavrım hem bir tebessüme hem de belli belirsiz bir tuhaf tavra sebep olur muhatabında. şimdi hem o yaşıma hem de doğaları gereği bir açıdan benim derdime ortak olan bilge ve mağrur elflere dokunan bir anlatı ile bu derin ve keyifli tanımı bir cümlede kullanmış olayım:

    "but no sign of age was upon them, unless it were in the depths of their eyes; for these were keen as lances in the starlight, and yet profound, the wells of deep memory."
hesabın var mı? giriş yap