• köprü üstü aşıklarını izleyen herkesin üzerinde şarap içip sarhoş olmayı düşlediği köprü.
  • notre dame ın kilisesinin bulunduğu adacığın kiliseye göre zıt uçta bulunan köprüsü.ismine rağmen paris in en eski köprülerinden biridir.
  • ustunde insanlarin oturup seine nehrini doya doya seyredebilecegi balkoncuklar bulunan guzeller guzeli koprudur.
  • fransizcada yeni kopru anlamina gelen bir ismi haiz olan bu kopru, paris'in acik hava muzesi olma ozelliginden mutevellit olsa gerek, turistik amacli ziyaretlerde gorulmesi gereken yerler arasinda sayilmaktadir. acikcasi ismine tezat te$kil edecek bir durum mevcut, o da $u ki paris'teki en eski koprudur. ancak bunun sebebi, in$a edildigi donemde yeni bir kopru olmasidir. aslinda pont neuf, zamaninda diger koprulerden farkli olarak, uzerinde ev olmayan, zamaninin otesinde, mustakil ilk koprudur. yanilmiyorsam paris'in 1. bolgesi ile 6. bolgesini ile de la cite vasitasiyla birle$tirir.

    botla seine nehrinde gezmek isteyenlerin me$hur adresi bateaux- mouches'dir ancak pont neuf'un hemen altinda yer alan bateaux les vedettes du pont neuf kanimca diger firmanin hizmetlerinden daha kaliteli ve luks bir hizmet sunmaktadir.

    aslina bakarsaniz oyle ahim $ahim bir guzelligi olmayan alelade bir koprudur. ne biliyim bir pont alexander iii, le pont de l'alma veya le pont saint-michel'in yaninda cok sonuk kalmaktadir ancak gelin gorun ki pierre auguste renoir hazretleri claude monet ve kom$u kizlarin resimlerini yapmaktan arta kalan zamaninin birinde, kopruyu ba$tan yaratmi$tir. renoir usta resmetmeye deger bulmu$sa vardir bir hikmeti diyenler olacaktir ancak a$agida linkini de verecegim resme dikkatle bakildiginda mevcut kompozisyondan kopruye dair bir begeni sezmek mumkun degil. au bord de la mer adli resminde bournemouth veya brighton kiyilarindaki beyaz ucurumlara benzer ucurumlarin, resimdeki en ufak ayrinti olmasina ragmen, renklere olan muthi$ hakimiyeti sayesinde, esas suje olan bayandan daha hakim bir konuma gelmesini saglayabiliyorsa, bence bu cali$masinda, kopruyu bir o kadar pasif bir suje haline getirmi$tir.

    icimizi bir ho$ eden, baharda ve yazda yansidigi her yeri ku$larin melodisi ile birle$ik bir guzellik katan o gune$, nedense ki$ aylarinda bizi pek memnun etmez. zihnimiz, iradi olmayan bir mekanizmayi i$letir ve hali hazirda zihnimizde deneyimlerle elde edilen guzellik timsali yaz+gune$ kombinasyonu ile yansidigi betonu daha bir soguk yapan ki$+gune$ kombinasyonu ile kar$ila$tirir, galip coktan bellidir, begeninin sinirlari yaz ayindaki gune$e denk gelir. i$te tablolarindaki i$ik ve renk oyunlariyla, canliligiyla bizi mest eden renoir'in sanki bu cali$madaki tek rolu, fircasiyla tek bir imza atmaktir. resmimizde hava aciktir, gokyuzu masmavidir, etraf civil civil, bircok parisli beyefendiler ve hanimefendiler arz-i endam eylemektedirler ancak nedense co$masi gereken renoir, bir ki$ gunu bizi terletmi$tir. amma velakin, ressamin her cali$masinda ayni canliligi yaratmasi da beklenemez yahut ifadesi arzulanan hakim duygu belki de bahsettiklerim dogrultusundadir... paris guzeldir, kimilerine gore $enliktir ama her $eyin ba$inda yuzde yuz betondur. betonluk vasfi beraberinde soguklugu getirir. pont neuf de beton nedir dendiginde ornek olarak verecegim yegane $eylerden biri olabilir aklima geldigi vakit. renoir'in da genelde dogaya muteallik unsurlara yuzunu donmu$ bir sanatci oldugunu resimlerinden rahatlikla cikarabildigimiz uzere bu betonluk vasfini rahatlikla farkedip, layikiyle resmetmi$ olmasi da kuvvetle muhtemeldir. zira pont des arts'i resmederken daha insafli davranmi$tir.

    resmin bir diger ozelligi, uzerinde varolan insan sayisinin diger renoir resimleriyle kar$ila$tirildiginda cok fazla olmasi ve geni$ bir acida cizilmesidir. bildigim resimleri arasinda insan sayisinin fazlaliginda pont neuf ile yari$abilen, pont des arts ve le moulin de la galette vardir.

    ozetlemek gerekirse renoir'i sevdiren esas unsurlari bulmak biraz zordur ama yine de denemek isteyenler icin;

    http://www.artofeurope.com/renoir/ren19.htm
  • son tapınak şövalyesi * jacques de molay ın yakıldığı yer. o zamanlar tabi dutlukmuş orası, köprü falan yokmuş.
  • ne zaman üzerinden geçsem, adını duysam bana istanbul'daki yeni cami'yi hatırlatan köprü. her ikisinin de adında "yeni" ifadesi bulunsa da, bildiğin beş yüz küsür yıllık eserlerdir. hele ki pont neuf'ün paris'in en eski köprüsü olması ayrı bir hoşluktur.
    hem köprünün tarihi önemi, hem manzarası hem de konumu itibariyle görülmeye değerdir.

    http://www.pariste.net/2014/05/pont-neuf.html?m=1
hesabın var mı? giriş yap