*

  • küçükken izlenilmiş, bir daha bulunamamış, tim burton'un ilk set* çalışması olan garip film. bir, bisiklet kilitleme sahnesi hatırlıyorum akıllara zarar..
  • 1985 tarihli tim burton filmi. pee wee isimli akıllara ziyan nitelikte sinir bozucu bir adamın hikayesidir. bedeni büyümüş ama ruhu çocuk kalmış diyebileceğimiz bu karakter; the incredible machine tarzı mekanizmalarla donatılmış bir evde yaşamaktadır. "la la la kıh kıh kıh" şeklinde dolaşan ve benim garip bir şekilde mimiklerini mr bean'e benzettiğim pee wee'nin yüzlerce garip oyuncağı, şaka aletleri, ufak köpeği, tavana yumurta yapıştıran abraham lincoln'u arasında en sevdiği oyuncağı binbir türlü modifiyeye maruz kalmış kırmızı bisikletidir. bu bisiklet ki pee wee'nin yaşamının yegane anlamıdır... bir gün bisikleti esrarengiz bir biçimde ortadan kaybolduğunda; maceraya atılmak ve kıymetlisini bulmak için zaman kaybetmeyecektir... olaylar gelişir.

    filmin başındaki tour de france bisiklet turnuvası rüyasının ve karakterin garipliğinin bende les triplettes de belleville filmine çağrışım yaptığını söylemem de yanlış olmaz sanırım.
  • tim burton'a yönelik "neyse ki karakter tanıtımını kısa tutmayı öğrenmiş" cümlesinin kaynağı, hakkında "pee wee'nin bisikleti çalınır ve olaylar gelişmez" cümlesinin çok da yanlış bir önerme olmayacağı, garip, tuhaf ve galiba malesef başarısız film.. hatta birileri gelip "ilerde tim burton olcaksın ama ilk filmin bu olacak ve insanlar seni böyle tanıyacaklar" dese uzun süre düşünülmesi gerekiyor yine de..
  • aslen tim burton'a ait oldugu pek soylenemez zira pee wee'yi canlandiran paul reubens'in kendi projesidir. projesini cektirebilmek icin bir yonetmen arayan reubens walt disney'in animasyon bolumunde cali$an tim burton ile tani$ir ve olaylar geli$ir. paul reubens daha sonra batman returns'te penguen'in babasini canlandirmi$ ve the nightmare before christmas'ta seslendirme yapmi$tir.

    bu filmin maliyetinin be$ kati kadar gelir getirdigini eklemekte yarar var.
  • filmin açılışında evi donatmış müthiş mekanizmaların onu uyandırıp bir hazırlayışı vardır ki bir an önce öle bir teknoloji doldursun evi der insan...
  • hikayenin bir anti kahraman üzerinden gelişmesi nedeniyle forrest gump'a benzettiğim, tim burton'ın tek izlemediğim filmi iken "sonunda buldum!" diyerek koşar adımlarla eve gelip izlediğim filmi. hayal kırıklığına uğradığımı söyleyemem, çok eğlenceli bir film olduğunu ve oldukça zekice esprileri ile insanı güldürdüğünü düşünüyorum. bazı sahnelerinde tim burton'ın etkilendiği dışavurumculuk ve gerçeküstücülük akımlarının tam yansımalarını görmek mümkün. bu açıdan diğer filmlerinden daha farklı bir yapıya sahiptir.

    hollywood'a, özellikle back to the future'a (başlangıçtaki kahvaltı hazırlanış sahnesi, kayığın arkasına takılmış kaykaylı sörfçüler gibi...) göndermeler içerdiği kanısındayım. (nitekim back to the future serisinin ilk filmi ile aynı sene çekilmiştir.)
  • --- spoiler ---

    - simone this is your dream, you have to follow it!
    - i know you are right 'but'...
    - but what? everyone i know has a big 'but'. come on simone, lets talk about your big 'but'.

    --- spoiler ---
  • sheldon cooper karakterinin konuşma şekli, jest ve mimiklerinde etkisi var sanki filmin. belli bi yerden sonra pee-wee'yi jim parsons oynuyormuş gibi hissettim.
  • (bkz: pee wee's terrible laughing)

    sinir bozucu bir baş yapıt. tim burton'u severim. emeğe saygım sonsuz. sheldon cooper ve mr.bean karakterlerini de sevdiğimden, bu karakterlerle benzetmeler yapıldığından, tim burton filmi olduğundan büyük bir heyecanla açtım ve izlemeye koyuldum. uygun bir link bulmakta da zorlandım açıkçası. ve filmin ilk dakikalarından itibaren pee wee'nin sinir bozucu kahkahası, konuşmasının beni irite etme boyutunu anlatmakta güçlük çekmekteyim. evet arada güzel mesajlar veriyor hani
    --- spoiler ---

    başkalarının hayallerinin önüne geçmesine izin verme
    --- spoiler ---

    gibisinden. ama filmin sonunu zor getirdiğim de bir gerçek. belki anlık bir duygusal evinimdendir diyeceğim ama o gülüş tekrar, tekrar ve tekrar oldukça çok da haksız olduğumu düşünmüyorum. en uslu anınızda izlemeniz önerilir.
hesabın var mı? giriş yap