• doğduğum ama daha 2 yaşındayken ayrılıp tanıma şansına erişemediğim şirin bilecik kasabası..insanlarının istanbul türkçesi ayarında iyi bir aksanla konuştuğu söylenir..
  • 1975 yılına kadar ankara-bursa karayolu üzerindeki önemli yerleşim yerlerindendir. karayolu inegöl-pazaryeri ekseninden inegöl-bozüyük eksenine taşınınca eski önemini ve pek çok yatırım fırsatını yitirmiştir. eski adı pazarcık olup halk hala pazarcık adını kullanmaktadır. inegöl üzerinden yol açma çalışmaları başladığında dönemin başbakanı süleyman demirel'in "bu yolu buradan kimse kaldıramaz!" dediği, "eee ama sarı makinalar ötede orman icinde çalışıyor sayın basbakanım" dendiginde "onlar orman yolu açıyor!" diyerek bir sure uyuttuğu ahalinin o zamanki ileri gelenleri tarafından anlatılmaktadır. beldenin dumlupınar ünivesitesine bagli bir meslek yüksek okulu, insaatına baslanmıs devlet hastanesi ve spor kompleksi bulunmaktadır. bir donem milletvekili olan ve ugur dundar'ın arena programının "askerlik yapmadığı" gerekcesiyle bir aralar sıkıstırdıgı bahattin şeker'in şaşırtıcı güzel hizmetleriyle doludur. elmalı göleti piknik alanı washington'daki diablo baraj gölünün bir kücük kopyası kadar güzel ve gormege degerdir. ülkemizde biranın ana maddesi olan şerbetçi otunun en kaliteli yetiştiği yerdir. efes'in beldede bu amaçla kurulmuş bir fabrikası vardır. karadenize gitmeden karadeniz havası, yesili yasanabilecek özel bir bölgede yer almaktadır.
  • eskişehire araba ile 1 saat 15 dakika uzaklıktadır.
  • "dağılmış pazar yerlerine benziyor şimdi istasyonlar
    ve dağılmış pazar yerlerine memleket...
    gelmiyor içimizden hüzünlenmek bile" dizelerini de çağrıştırabilir.
  • içerisindeki çerkez yoğunluğunun yüksek oranlarda olduğu ilçe
  • işim için 2006'nın yazından 2007 yazına kadar sürekli gidip geldiğim bir küçük ilçecik.
    bozüyük bilecik yolunun yaklaşık 10. kilometresinden sapılarak ulaşılabilir. bu saptığınız yol sizi dosdoğru pazaryerine götürür devam ederseniz de inegöl'e inersiniz.
    gidip geldiğim 1 yıl boyunca çok güzel dostluklar kurduğum, yaşamanın sıkıcı olacağını düşünsem de her zaman özlemle andığım güzel bir ilçedir.
    insanları dost canlısı ve anlayışlıdır, işim gereği başka yerlerde yaşadığım bir çok problemin hiçbirini yaşamadığım ilçedir.
  • memurluğa başladığım yer. göreve başladıktan sonra hiç görmediğim dedemin burda doğduğunu öğrendim, tanımadığım akrabalarım gelip beni buldu. hatta öyle benimsedim ki soranlara buralıyım demeye başladım.
    ilçede baharlar ve yazlar pek güzel geçer, ufak ufak göletlere piknik yapmaya gidilir, balık tutulur. ancak marmara bölgesinde bulunmasına rağmen kışları çok serttir, yollar kapanır, sular donar. belime kadar kar yağdığına şahit olmuşluğum vardır.
  • eskiden, sık sık çocuklar kaybolur, zabıtada "ilanen duyrulur; 6 yaşlarında kumral kahverengi gözlü, üzerinde askılı kırmızı oduncu gömleği ve kahverengi kadife pantalonu olan.bir erkek çocuğu kaybolmuştur. görenlerin pazaryeri zabıta amirliğine getirmeleri önemle rica olunur." diye ilan yapardı. benim 2 defa bizati zanlısı olduğum kaybolma olaylarından birinde kolumdan tutup kaçırıyormuşlar gibi götürdüklerini biliyorum. oysa kaybolmamıştımki lan geziyordum ben!. herneyse bütün alışveriş yapanların gözü çocuğu arardı, öyle bir bilinç vardı. şimdi olsa pazaryerinde böyle bir şey, kimsenin kılı kıpırdamaz.zaten artık ilanda yapılmıyor. bide o zaman olsa ailelerin ilk aklına gelen şey "yavrumu kaçırıp dilendirirlerse" idi. şimdi genelde "yavruma tecavüz mü ettiler." ya da "organ arakçılarının işi" diye düşünürler.
  • doğanın en güzel halini görebileceğiniz gölleri ormanlarıyla güzel ilçe ama öğrenciler için bir hapishane.
hesabın var mı? giriş yap