• cüsseli patronların karılarına; eğer işle ilgileniyorlarsa patroniçe derler, daha önce denildi... patroniçeler özellikle kocaları öldükten sonra işin başına geçince bu sıfata nail olurlar, bakımlı olurlar, belli bi yaşları wardır [ha?]
  • genel ev sahibi/yöneticisi kadınlara da, otomatikman "patroniçe" ismi yakıştırılır... bu isimde bir çok türk filmine rastlamak fevkâlade kolay, olasıdır... (bkz: matild manukyan)
  • (bkz: xavier hollander)in kitabi... ve kendisi tabi.
  • (bkz: ana).
  • basrolunde serpil cakmaklinin oynadigi 80 donemi yesilcam filmi.
  • trt'nin aziz nesin hikayelerinden televizyona uyarladığı bir yapım. senaryo macit koper'e reji ömer kavur'a ait. sanat yönetmeni mustafa ziya ülkenciler, başrollerde sumru yavrucuk ve ahmet uğurlu oynuyor.
  • genelde "gercek" patron olan kocasinin gerisinde kalmanin ezikligi icinde yasayan, bunu telafi etmek icin "bakin benim de sözüm geciyor, istersem sizi kukla gibi oynatirim" edalariyla sirket calisanlarinin hayatini zindan eden canli.

    sirketi ilgilendiren önemli konularda, esi tarafindan söz hakki taninmamasi üzerine, "kendi alanimi kendim yaratirim peh" diyerekten ofisi savas alanina cevirmesi kuvvetle muhtemeldir.

    onu ilgilendiren alanlar*: sirketin prestiji ve pr isleri

    iskence teknikleri ise söyle siralanir:

    -mesai bitimine 5 dakka kala arayip, gelecek senenin kart vizit ihtiyaci hakkinda 45 dakka* konusmasi
    -onca (gercekten önemli) islerinizi bir kenara birakip sirf onun isleriyle ilgilenmenizi isteyip bunu saglamak icin de 10 dakkada bir arayip bilgi istemesi
    -tüm sirket calisanlarini sahiplenip bilumum islerini* hallettirmesi
    -...

    (bkz: böyle gider bu)
    (bkz: kiroyum emme para bende)

    edit: dedicated to brutuzs**
  • serpil çakmaklı bu filmde the godmother [her anlamda] olarak takılır. mafya lideridir, iyilikseverdir, ailesi vardır... fakat bulunduğu konuma fahişelikten yükselmiştir. adamları sadıktır; bir dediğini iki etmezler. güçlüdür velhasıl.

    filmin başlarında patroniçe böyle höy höy takılırkene hasmı pala hapisten çıkıyor. hasmı diyorum lakin bir dönem aşk da yaşamış bunlar. hatta pala sermaye olarak kullanmış bunu, sonra bir sebepten içeri girmiş. saçları yeterince beyazlayınca da salmışlar. adam intikam peşinde. soruyor n'oldu ona deyu, diyorlar 29 ev aldı. adam deliriyor. ulan diyor ben hapse girerken 1 evi vardı, nasıl izin verdiniz bu kadar palazlanmasına? el pençe durup boyun büküyorlar, çok güçlendi abi, bildiğin gibi değil diyorlar. ben hallederim diyor pala bunun üzerine. kardeşini 2-3 sağlam adam bulması içün görevlendiriyor. bunların yakın bi' arkadaşı var: kasap bekir, o, memleketten 3 tane psikopat getiriyor. veriyorlar ellerine silahları, gidin vurun diyorlar patroniçe'yi; vurun, sağ bırakmayın. fakat düşündükleri gibi olmuyor. yaralı kurtuluyor pusudan kadın. ve intikama niyetleniyor.

    '72 yılında çekilen ilk the godfather'a öykünme de burada alenen görülüyor zaten. kim planlamış bunu deyu araştırıyorlar kii bir de ne görsünler, bekir planlamış [luca brasi]. patroniçe deliriyor haliyle; benim dükkan açtığım, eline ekmek tutturduğum kasap bekir mi beni vurdurmuş naraları atıyor. ve emri veriyor: bitirin işini. adamları bekir'i buluşmaya çağırıyor, gel diyorlar iş konuşacaz.

    bekir pala'yla konuşunca pusuyu çözüyor tabii, hazırlıklı gidiyor mekana. gömleğinin içine kasap yeleği giyiyor ulan. vallahi billahi mavi kasap yeleği giyiyor amın oğlu podolski. çelik yelek falan değil. gittikleri mekanda konuşurlarken patroniçe'nin adamı bunun sağ eline paltayı koyuyor. bıçak mıçak yok, direkt palta. öbürü de gelip boğuyor arkadan. cesedi moda sahiline bırakıyorlar.

    ben burda izlemeyi bıraktım filmi. az kalmıştı zaten. fakat tamamını izleyenler çok beğenmiş elleham ki patroniçe 2'yi de çekmişler. senaryolar biraz yerelleştirme dışında çok fazla ayrılmıyor the godfather'dan. meslekler de var tabii.. baba'ya jigololuktan gelmiş o günlere desek çarpılırız. haşa huzurdan haddimize değil öyle bir itham. ama patroniçe o yolun yolcusu yani. inkar edemeyiz bunu, yok sayamayız maalesef :((
  • genellikle aklindan zoru olan kadin mudur, yonetici ve benzerlerine takilan lakap...

    hele bir de kilolu olanlari insanlik sucudur.

    universitedeki kadin akademisyenlerin (yosmadan bozma sutcu memeligiller) cogu da bu tanima uyar...
hesabın var mı? giriş yap