66 entry daha
  • ev satın almanın ilk adımı.

    ağız tadıyla tarifimizi yaptıktan sonra, ekşi duyuruda sorulmuş olan, iki kişiye aylık 1250 lira mutfak masrafı fazla gibi geliyor, ne diyorsunuz? sorusuna verdiğim cevabı godsparticle üstâdım beğenmiş, ben de yitip gitmesin diye buraya yapıştırayım dedim:

    karnınız açken markete gitmeyin. önce güzelce doyurun karnınızı, sonra markete gidin. markete giderken, mutlaka liste yapıp gidin ve o listeye titizlikle uyun.

    buzdolabının sebzeliğinden, direkt çöp kutusuna giden şeyler var mı?

    sürekli evde mi yemek yapıyorsunuz? yoksa dışarıda da yiyor musunuz?

    semt pazarlarına gittiğiniz oluyor mu hiç?

    raf ömrü uzun olan kalemleri azar azar mı alıyorsunuz yoksa toptan mı alıyorsunuz? toptan almanız, çok daha akıllıca olur. toptan alamıyorsanız bile, en büyük ambalajının birim fiyatıyla, en küçük ambalajının birim fiyatını karşılaştırın. bazı durumlarda ciddi tasarruf edebilirsiniz. 1-2 kereliğine yaptığınızda önemsemeyebilirsiniz ama yıllarca aynı şeyi yaptığınızda çok fark eder çünkü ''yekûn tutar''!

    bir de markadan markaya farklılıklar var. bim'den alışveriş edin demiyorum ama markalar arası farklar da var.

    ''işten çok yorgun çıktım, çok gergin bir gün geçirdim, zaten karnım da çok aç, hadi bi an önce doldur şu arabayı da, kasaya gidelim, boşver şimdi fiyat karşılaştırmasını!'' dediğiniz anda, sayaç deli gibi işlemeye başlar.

    bu bir yol ayrımı. bu tavsiyelerime uyan ve harcamadığı parasını biriktirenler, sonunda ev satın alırlar.

    bibip: @godsparticle, çünkü sen çok akıllı bir adamsın hocam. hayat beni iki değirmen taşının arasında öğüttü. sen de satır aralarından bunu okuyabiliyorsun*.

    *şöyle yazmıştı: compadrito olayı güzel özetlemiş. adamın her cevabından bir hayat dersi çıkarıyorum :)

    ****

    bir ekleme gerekti:

    texas'ta (hangi şehirdi hatırlamıyorum) bir üniversite hocası, bir konteynıra taşındı. herşeyini attı, sattı, verdi. 3 adet pantalonu olduğunu söylüyor. bu bir deney ve amerika'daki varlıklı insanların, sahip olduklarının %1'iyle yaşayabileceklerini, tükettikleri enerjinin %1'ini tüketebileceklerini göstermek istiyor.

    başka bir üniversite hocası da, evinin duvarlarını 1 metre kalınlığında straforla kapladı ve gaz ve elektrik harcaması yanlış hatırlamıyorsam, %90 azaldı. (ısıtmak için doğal gaz, soğutmak için elektrik kullanıyor).

    bir adam tanıyorum, evine ayda en az net 30 bin dolar para giriyordur. 1-2 dolarlık eski püskü gömlekler giyiyor, elden düşme. önce cimrilikten ölecek filan gibi düşünmüştüm. meğer derdi başkaymış: alacağı yeni giyeceklerin üretimi ve taşınması için harcanacak enerjiden tasarruf ettiriyormuş dünyayı ve ayrıca karbondioksit salınımının azaltılmasına katkıda bulunuyormuş.

    bu insanlar, tüketim toplumuna iyi örnekler olmak istiyorlar, öncü olmak istiyorlar. dünyaya çok önemli bir katkıları olabileceğini biliyorlar. onlar kadar uç şeyler yapmayabilirsiniz belki ama çok doğru bir karar vermişsiniz ve uygulamaya geçmişsiniz. öncülerden olduğunuzu söylemek mümkün.

    sigara da içmiyor olduğunuzu umuyorum. ama işi abartıp vejetaryen, vegan filan olmazsınız inşallah.

    hayatınızın hedeflerinden biri, 'van' tipi bir taşıt aracına ya da belki biraz daha fazlasına sığabilecek kadar eşya miktarından daha fazlasına sahip olmamak olsun. eşyanız arttıkça eviniz büyüyor. kiranız, verginiz, ısınmanız, soğutmanız, temizliğiniz, düzeniniz, tüketiminiz ona göre artıyor. o eşyanın esiri oluyorsunuz.

    muhtemelen biliyosunuzdur ama gene de annatıyım: rahmi koç tekneyle dünya turuna çıkmıştı. gittiği ülkelerden birinde, bir sahilde, bütün mal varlığı bir mayo ve bir tişört olan yalın ayaklı ama çok mutlu bir genç görmüş ve ona imrenmiş. bunu kendi anlatmıştı bir söyleşisinde.

    sistem, sürekli olarak bize birşeyler itelemek üzerine kurulu. kendimizi ne kadar koruyabilirsek, o kadar başarılı oluruz.
    insanlar o itelenen şeylere bağımlı hâle geliyolar ve daha fazlasını istiyolar. daha fazlası için daha büyük ev ve daha fazla para gerekiyor. o parayı kazanmak için daha çok hırs, daha çetin rekabet, daha deli çalışma gerekiyor ve bazıları vicdanı filan terkedip para elde etmek istiyorlar. o para mutluluk getirmiyor işte.

    ne mutlu! siz bu zâlim döngüyü kırmışsınız! tebrik ederim.

    (minimal yaşamla ilgili bir soruya verdiğim cevaptı bu. para biriktirmeye direkt olarak katkısı var. sonunda, alınacak evi de daha bir alınabilir hâle getiriyor!)
190 entry daha
hesabın var mı? giriş yap