oturum
-
seans, toplantı. bir de ağların oturumu var. (bkz: microsoft turkcesi) (bkz: acikoturum)
-
(bkz: session)
-
-
(bkz: oturum açmak)
-
mecliste sayilan bir$ey. bilmemkacinci oturuma ara verildi falan $eklinde.
-
oturum (celse), mahkeme huzurunda yapılacak tahkikat ve yargılama işlemleri için önceden belirlenmiş olan zaman bölümüdür. oturumda yapılan tahkikat ve yargılama işlemlerine ise duruşma adı verilir. bu nedenle oturum ve duruşma terimleri eş anlamlı kullanılmaktadır.
oturumda hakim, (ticaret ve ağır ceza mahkemelerinde iki üye) ile zabıt katibi hazır bulunur. duruşmalar aleni olarak yapılır. yönetim ve disiplinin sağlanması ise hakime aittir. kural olarak her davada duruşma yapılması ve tarafların bu duruşmaya usulüne uygun olarak çağrılması zorunludur. uygulamada ise bu hususa taraf teşkili denir. -
(bkz: duruşma)
-
"son oturumda dinleyenleri kendine güldüren konuşmacı, onu tedirgin edip sonsuza dek susmasına yol açan yuhalamaları doğuran ilişkileri inceleseydi, dinleyiciyi kendi istediği zaman güldürmenin yolunu öğrenebilirdi. böyle bir başlangıç yapmıştı demosthenes." jacques ranciere - cahil hoca
(bkz: oturmak/@ibisile), açık oturum
(bkz: oturtma)
(bkz: duruşma), celse, seans
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap