• theodor w. adorno'nun otoriter kişilik adlı kitabında, dokuz kişilik özelliğinin f-skalasına göre değerlendirmesiyle tanımladığı kişilik yapısıdır. bu dokuz özellik: gelenekçilik, otoriter teslimiyet, saldırganlık/öfke, anti-entellektüellik, duygusallık karşıtlığı, boş inanç ve basmakalıp düşünme/davranma, güç ve "sertlik" yıkıcılık ve sinizm, yansıtmacılık ve cinsellikle ilgili abartılı kaygı ve ilgi duyma.
  • ülkemizde çokça gözlemleyebileceğimiz kişilik tipidir. patron-personel, öğretmen-öğrenci, ebeveyn-çocuk ve ziyadesiyle erkek-kadın. çoğunlukla üstleriyle dertleri yoktur, olsa bile ağızlarını açamazlar çünkü otoriteye biat ederler. ancak bu devrimci "görünemeyecekleri" manasına da gelmez. (bkz: erich fromm) isyancı ile devrimci arasındaki farkı ortaya koyarken çok iyi anlatır bunu. isyancı otoritenin yerine geçmek için bu yolu seçmiş olabilir, yani büyük harfli otoriteyle bir sorunu yoktur aslında. neyse... devrimci-isyancı özelinde söyleyebileceğim çok şey var ama kısa keselim.

    özellikle aşk üzerinden yazacağım.

    otoriter kişiliğe sahip biri karşısındakine ihtiyacı olmadığını, o gitse kendisinin bir şey kaybetmeyeceğini aksine onun kaybedeceğini hissettirir sürekli. aynı şekilde, ne yapıyorsa karşısındakinin "iyiliği" için yapmıştır çünkü yegane doğru odur ve "aslında" kötü niyeti yoktur. ama karşıdaki gidecek olsa hiç beklenmedik tavırlar sergileyerek kalması için, ilişkinin sürmesi için yalvarabilir.

    sebebi, otoriter kişinin otoriterlik oyununu sürdürebilmesi için bir nesnenin varlığına ihtiyacı olmasıdır. bu ilişkisellik yoksa varlığı boşa çıkar. onu kaybederse oyun biter. karşı taraf nesne olmaya alışmış ise otoriterin pişmanlık sahnelemelerine (sürekli) ikna olabilir ve oyun yeniden üretilir.
hesabın var mı? giriş yap