• (bkz: oryantal)
  • aslında bir ibadet ve tapınma ritüeli olduğu iddia edilen dans. tanrıya gerdan kırarak tapınmak, bilemiyorum altan.. ciddiye almazdı sanırım*
  • kökeni mısır’a dayanmakla birlikte arap kültüründe yer bulduğu gibi türk kültüründe de yeri vardır. biz arap değiliz diye histeri krizine girmeye gerek yok.
    bana kalırsa bir kadına en çok yakışan danslardan biridir.
    meraklılarına rachel brice izlemelerini tavsiye ederim. vücudunun her bir noktasını kalp atışı gibi müzikle beraber kullanması inanılmaz ilham verici. teknik bir şeyler kapabilmek için bol bol izliyorum.
    bence her kadın ama her kadın oryantal dans öğrenmeli. kesin bilgi.
  • araplardan bize intikal eden tek güzel ve en güzel şeydir.
  • japonya'da son zamanlarda cok populer bir dans turu. turkiye'ye, bu dansi ogrenmeye gelen cok fazla japon var. that's very interesting!
  • insanların dans etmesi bana hep komik gelmiştir. bir insan neden kıvırır ki? insan koşar, yürür, ateş yakar ve yıldızlara bakar.
  • türk kızlarının beceremediği(kalın bel ve bilek dolayısı ile olabilir), rus kızlarının ise döktürdüğü bir dans çeşidi.
  • oryantal dans, günümüzde artık eğlence amaçlı görünse de, asıl çıkış noktası; dansın pagan ritüellerde sunu olarak icra edilmesidir. sembol dilinde "venüs" ile "yılan" ın buluşup "güneş" ten ışığı (ateşi) çalmasını ifade eder. yani;
    * venüs: astarte, aphrodite, vb. heykellerinde görüldüğü üzere, çıplak kadın bedeniyle ilişkilidir.
    * yılan: dansın vücudu kıvırarak ve yılansı şekil vererek yerine getirilmesiyle ilişkilidir.
    * güneş ten çalınan ışık: dansözün üzerinde ışık gibi parlayan payet kostümle ilişkilidir.

    bu üç sembolü bir araya getirdiğimizde ortaya metafor sentezi olarak şöyle bir tablo çıkıyor: "manifest ettiğim konuyla ilgili bütün vücudumu, bütün varlığımı ortaya koyuyorum ve gökyüzünde ilahi katlardan özgür irademi çalıştırarak güç çalmak istiyorum."

    bu sembollerin anlamlarından daha önce çok bahsettiğimiz için tekrar detaya girmeyeceğim, sadece gözüme çarpan ekstra bilgileri maddeler halinde vereceğim:

    1-) reptilian denilen gelişmiş yılan ırkının "shapeshifter" yani şekil değiştirme özelliğine sahip olduğu bilgisine çokça rastlamışsınızdır. venüs, astrolojik anlamı olarak aynı zamanda "dış görünüşle ayartmak" ile ilgilidir. dolayısıyla buradan anlıyoruz ki, yılan ırkları venüs anlamlarında o kadar ustalaşmışlar ki, dış görünüşlerini kolayca değiştirebilme yeteneği kazanmışlar. keza, bu ırkların predator yani avcı karakterli olduğunu biliyoruz, yani başkalarının "ışığını" çalarak hayatta kalıyorlar. dolayısıyla maji pratiği yapan bir kişinin uygulamalarında oryantal dans kullanması, aynı zamanda yılan ırklarının o kişiyle ilgilenmesini sağlayacak bir davetiyedir. tabi burada kastettiğim şey öyle sıradan dansözlük değil. dans koreografisi, kıyafeti, müziği, vs. ile tamamen sembol diline uygun özellikler taşıyan bir performanstan bahsediyorum.

    2-) oryantal dans, aynı zamanda göbek dansı olarak da bilinir. çünkü göbek bölgesi solar çakranın bulunduğu yerdir, yani kalbimizdeki isteklerin evrene manifest edildiği bölgedir. dolayısıyla kişi, solar çakra bölgesini aktif kullanarak "ışık çalma" işlemine odaklanmış olur.

    3-) bazı oryantal dans gösterilerinde dansçının elinde uçlarında alevler yanan dans materyalleri tuttuğunu görürüz. * bazen de üflemek suretiyle ellerindeki materyallerden alev püskürttüklerini görürüz. * burada da yine sembol dili hakimdir. eller ve ağız bölgesi merkür ü işaret eder, yani yine özgür irade - yılan bağlantısı verildiğini anlarız. hatta alevi ağızdan çıkarmanın anlamı, yılan ırkı bilincinin en üst seviyesine ulaşma arzusudur, yani dragon bilinci. yakın zamanda dragon seviyesinden bahsetmiştim, o yüzden tekrar konuya girmiyorum. ağız bölgesinin frekans yaratımı konusunda ne kadar önemli olduğunu da anlattık, biliyorsunuz. yani hiçbir şey rastgele değil, herşey birbiriyle bağlantılı.

    4-) birçok insan şu soruyu çok sorar: "cinler neden özellikle ortadoğu da çok yaygın? cinlere neden başka topraklarda pek rastlamıyoruz?" işte sorunun cevabı tam da bu entry de saklı. cinler ateş elementi varlıklardır, biliyorsunuz. dolayısıyla bir toplum başkalarının ateşini çalmakla kafayı bozarsa, evren de ona karmik hak edişi olarak cinleri musallat eder. yani onların da ateşini çalan birileri çıkar. "benim güçlü özgür iradem var, istediğimden istediğimi çalarım, yağmalarım" gibi bir kafa yapısı çok da aklı başında bir kafa yapısı değildir ve yukarıda bahsettiğim şekilde oryantal dans sembolizmini dengesizce kullanan kişilerin ateşi illa ki çalınır. keza aynı sebepten dolayı, yani zorba toplumlar oldukları için ortadoğu ve civarında başkalarının hayatına saygı duyma ile medeniyet kavramları pek gelişememiştir. geri kalma sebepleri aslında islam değildir, zorbalık kültüründen dolayı geri kalmışlardır. islam ise, bu zorbalıklarının bedeli olarak onlara verilmiş bir karmik cezadır. tıpkı onların başkalarının "ışığını" zorbaladıkları gibi, islam emirleri de onları birçok özgürlükten alıkoyar. dolayısıyla islam nefret edilmesi ve yasaklanması gereken bir din değildir, çünkü bu inanç sistemi bu kafa yapısının gereğidir. hak eden, hak ettiği şekliyle kozmik cezasını çekmelidir, karışılmamalıdır. ayrıca allah, özgür irade kavramlarını çok iyi kullanan, çok becerikli ve bilge bir deity dir.

    5-) başkalarının ateşini çalma ve zorbalık kültürünün bir başka karmik ceza yansıması ise, hindistan kökenli bir deity olan shiva dır. shiva nın kailash dağı nda olduğuna inanılır ve bu yüzden shiva tapınıcılığı için birçok kişi kailash dağı nı ziyaret eder, shiva yı enerji akıtarak beslerler ve onu güçlendirirler.

    shiva nın görsellerinde * boğazına dolanmış bir kobra yılanı olduğunu görürüz. kobra bilinç formlarının yılan karakterli bilinçleri kullanıp kenara attığını daha önce konuşmuştuk. dolayısıyla kendisine tapınan "yılan" karakterlerle ilgili neyi amaçladığını buradan anlayabiliriz.

    shiva, şu üç kavramla ilişkilendirilen bir deity dir: çilecilik, şehvet, yıkım.
    burada şehvetten kastettiği şeyi sadece cinsellik amaçlı düşünmeyelim, bu her türlü hedonist davranış şeklidir. yani kural tanımazlıktır, hazları uğruna herşeyi gözden çıkarmaktır. dolayısıyla üç kavramın bir araya getirilmesi ile shiva nın bize verdiği mesaj şudur: "hiçbir kural tanımadan sırf anlık geçici hazların uğruna insanların ışığını çalmaya devam edersen, sonu gelmeyecek çilelere mahkum olacaksın ve bu da hayatına yıkım getirecek." keza öğretilerde, shiva nın bir fahişe ile yoldan çıkarıldığı anlatılır. fahişelik, astrolojide venüsün zararlı konumda çalışmasıyla ortaya çıkabilen bir kavramdır. yani ışık çalarak kendi venüs üne ihanet eden kişiye yine bir başka zararlı venüs ile ihanet edileceği mesajı verilmiştir.

    ayrıca shiva nın dünyanın sonunu dans ederek getireceğine inanılır. "sen başkasının ışığını çalarken oryantal dans yapıyordun, ben de aynı şekilde hayatına yıkım getirirken dans edeceğim" denilmiştir.

    uzun lafın kısası, ava giden avlanır. entry nin özeti bu aslında.
hesabın var mı? giriş yap