• efendiler,
    beiser'in kavramsallaştırmasına istinaden muhafazakarlığın alamet-i farikası olan bu devlet tipi şu şekilde özetlenebilir;
    * devlet, insan aklı ve eliyle üretilmiş yapay bir şey değil, halkın tarihinin, dilinin, dininin, kültürünün doğal ürünüdür.
    * devlet, eşit haklara sahip hür bireylerden değil, birbirine bağımlı bireylerin hiyerarşisinden oluşmalıdır. zaten kendi kendini yönetebilen bir insan yahut toplum yoktur. dolayısıyla otoriteye özgür bir şekilde itaat edilmelidir.
    * insanın ihtiyaç ve istekleri doğuştan gelmez, toplumsal konum, eğitim ve kültürle belirlenir.
    görev ve haklar da doğmuş olmakla kazanılmaz, toplumsal konum ve sorumluluğa bağlı olarak edinilir. yani insan, var olduğu için değil, bir topluluğa ait olması hasebiyle bu haklara sahiptir.
    * devlet yukarıdan (bu yukarısı ister bir kişi ister bir komite olsun) değiştirilemez. olsa olsa tarih içinde gelenek ve kurumların tedrici evrimiyle değişebilir.
  • devletin amaç fonksiyonuyla, toplumun talep fonksiyonunun kesişmediği yönetim biçimidir. devlet politikada, üretimde ya da ekonomik süreçte toplumun ihtiyaçlarını değil, toplumun ihtiyacı olduğunu düşündüğü kararları uygular. (bkz: 1984)

    ayrıca kamu ekonomisi sınavlarında sıklıkla sorulur.
  • devletlerin tüm canlı organizmalar gibi doğup, geliştiğini ve belirli bir zaman diliminden sonra sona doğru gideceğini ifade eden bir kavramdır. devlet yaşam içinde tıpkı canlılar gibi karnını doyurabilme ve güç elde etme mücadelesi içindedir. günlük öğününde yarım ekmek arası siyasete ihtiyaç duyması ve belirli bir yaşam alanına erişebilmesi için de ikili veya üçlü ilişkilerini topluma dayalı oynamak zorundadır. toplumun kurallarına oynamadığı takdirde yok olma aşaması ırmaklar üzerinden merkeze kadar ilerleyebilir. yarım ekmeğinin arasındaki politik peynir azalır ve bir gün yok olma eşiğine kadar gelebilir. toprak kaybetmemelidir, toprağını ipotek ettirmemeli, hatta en güvendiğini sandığı komşu devletlere bile itimat edip emanet etmemelidir. yarım ekmek çeyreğe düşer, çeyrek ekmek kıyıya çarpar. ekmeği de martılar yer, kuşlar yer. kuşlar organik devlet olur, hüküm sürerler havada ve doğada... nasıl bilirdiniz? "iyi bilirdik."

    (bkz: organic state)
  • buram buram muhafazakarlık kokan kavram. tabi sadece devlet değil, toplum zaten organik bir bütündür onlara göre. mesela liberal perspektife göre toplum da, devlet de bireylerin bir araya gelip oluşturduğu, tanımladığı, bireye dayalı yapılardır. muhafazakarlığa göreyse, toplum onu oluşturan bütün yapıların toplamından daha fazlasıdır. mesela arabanın parçalarının toplamı o arabaya eşittir. fakat toplum böyle değildir, bu yüzden mekanik değil organiktir. değerleri, gelenekleri, geçmişi, geleceği ve düzeniyle, bireylerin toplamından fazlasını ifade eder. bireyler değil ama toplumlar kusursuz olabilir. bu organik kurumlardan birini değiştirmeye kalkışmak ise bu organik varlıkta hastalığa yol açar, devrimler reddedilir, reformlar da bir ayarlama, düzeltme, mekanik bir arıza giderme değil, ancak organizmanın uzun süreli ve dikkatli yönelimleri olabilir.
hesabın var mı? giriş yap