*

  • krek tiyatro topluluğu tarafından geçen sene sahnelenen bu sene de 3 şubat itibarıyle her pazartesi 20:30 da maya sahnesinde sahnelenecek olan ve sabırsızlıkla beklediğim tiyatro oyunu ..
  • müzikleri radio days tan tuncag tarafından yapılmakta
    berkun oya, ali atay gibi supreme isimler var kadroda..
  • (bkz: ali atay) (bkz: berkun oya) (bkz: tan tuncag) (bkz: yildiray sahinler) (bkz: askin senol) (bkz: didem ozkan)
    eski versiyon için (bkz: gurkan uygun)
    ışık için (bkz: sinan tuzcu)
  • afişi güzel olmuş oyun .. ama çok güzel değil.. ayın 17 sine kadar da biletler tükenmiş .. (bkz: ağlayacağım şimdi)

    "inanmak için inanacağınız şeyin gerçek olması gerekmez.
    inandırıcı olması yeterlidir."
  • berkun oya' yi yazarligindan ve geyik potansiyelinden dolayi bir kez daha takdir ettigim, oyundaki fantastik kiyafetler icin de art director kim ise alnindan optugum, bu ne bicim oyun.
  • hepsi birbirinden yetenekli adamları al sen ondan sonra da bu işin kötü olmasını bekle mümkün mü böyle bi şey, gayet başarılı bi oyun, gidin izleyin ne haddimeyse tavsiye ediyorum,
    oyunun başarısı kadar izleyicilerin başarısı da yadsınamaz oyunu bırakıp çevrenizdekilerin gülme krizlerine de eşlik edebiliyosunuz.. müzikler de süper durmuş oyunda söylemeden edemeyeceğim, tan beyimizin eline sağlık diyor ve boğaza geri dönüyoruz..
  • "bu ne biçim oyun böyle!", akşamlık, 28.02.2003, meltem kerrar

    beyoğlu pasajı’nda iki yıl önce açılan maya, alternatif tiyatro seslerinin buluştuğu bir mekan olarak yüzümüzü güldürüyor. neredeyse haftanın her günü başka bir seçeneğin yer aldığı mekanda bilsak, tiyatro boğaziçi, stüdyo drama, eski tiyatro, altıdan sonra tiyatro topluluğu ve boyalı kuş’ndan sonra krek tiyatro topluluğu’nun “op’la zo’nun dramı” oyunu da, yeni ve farklı seslerden biri olarak maya sahnesi’nde.

    daha önce ada tiyatrosu ve geçen yıl kumpanya ve babylon’da oynanan oyun, sürekli “yeni”yi deneyen topluluğun, özellikle de metinlerini sahne üzerinde oluşturmayı tercih eden berkun oya’nın bir başka dönüştürmesi olarak yeni mekanına taşınmış. çoğunluğu mimar sinan’lı oyunculardan oluşan topluluğa, oyunun bu yeni halinde şehir tiyatroları’nın deneyimli oyuncusu yıldıray şahinler de eşlik ediyor. dört yıl önce berkun oya ve ali atay tarafından kurulan grubun, kurumsal kimliği de, oyunlarını izleyip, hiç teklifsiz kendileriyle çalışmak istediğini söyleyen bülent erkmen’e ait.

    1 saat 20 dakikalık bir oyun izleyeceğimiz, arasız. küçük mekanda tiyatro izlemeyi de seviyorsak, herşey daha memnun edecek bizi, çünkü bu oyun, en azla, en çok şeyi yapmaya çalışacak az sonra. ne kadar yalınsa, o karmaşık olacak, ne çok şey söyleyip, hiçbir şey söylemeyecek. aynı zamanda, aynı sahnede, aynı gerçeğin/yalanın/oyunun içinde...

    op ve zo. tanıdık onları. benzemez iki kardeş. kaybettikleri babalarını/pudra şekeri dolu bir kavanozu arıyorlar. kaybediyorlar. buluyorlar. tekrar kaybediyorlar. yeniden arıyorlar. yolda bir adam: kış bahçeleri hayal eden, yolda bir kadın: 300 yıldır kocasını arayan, yolda başka bir adam: köpeği yok, yolda başka bir adam:ayaklı bir ankesör! arayanlar, kaybedenler, hikayeler...müzik, ses, sessizlik, renkler, beyaz, çok beyaz..tek tek ve hepsi..karışacak, duracak, hızlanacak, ağırlaşacaklar. saçma olacak, yalan olacak, gerçek olacak, oyun olacaklar. kafamız karışacak, şaşıracağız, güleceğiz, oradan oraya zıplayacağız ve en sonunda, op’u oynayan “oyuncu”gibi deyivereceğiz: “bu ne biçim oyun böyle!” ve ne anlatıyor?
    soruyoruz, bitmeyen ritmin içinde, ileri ve geri. soruların içinde: kaybolmak, sevmek, özlemek, zaman, koordinatlar, anneler, babalar, kocalar, kardeşler, görevler, yerler, renkler.. iyi kötü, saçma, yalan bir yanıt buluyoruz inanmak için, çünkü biliyoruz: “inanmak için, inandığınız şeyin gerçek olmak gerekmez, inandırıcı olsun yeter”. herşey birbirine karışır, ya da aslında herşey çok basittir. op ve zo kadar. op ve zo’nun kardeş olduklarını, mesleklerini, yaşlarını, boylarını, kilolarını bildiren, isimlerinden sonra gelen kararlı iki nokta üst üste’ler gibi.

    ne anlatıyor bu oyun? soru sormayı ve yanıt bulmayı seviyor oyun, soru sorarak anlatıyor en çok. ne anlattığından çok, nasıl anlattığı önemli sanki.. kelimelerden, ne söylendiğinden, izlemekten öte, oyunun tüm yapısını saran, çevreleyen, adeta oyunla birlikte boşluğa bir çizgi çeken “ritm” e uyuyorsunuz sizde. durup, başlayan, yavaşlayıp, deli gibi hızlanan, tekrar ve tekrar..

    oyun boyunca tiyatronun farklı biçim ve türlerini yanyana izliyoruz. absürd, epik, grotesk... tam bir karmaşa, ama kargaşadan, karışıklıktan çok uzakta. absürd olanla epik olanı, sessizlikle, gürültüyü, boşlukla, müziği yan yana, arka arkaya, içiçe izlemek, oyun süresi boyunca ilgiden uzaklaştırmıyor izleyiciyi. bütün bu türleri, arasında şeffaf bir naylon varmışçasına üstüste dizerek taşıyor oyuncunların hepsi de. hiçbir şey, ne fazla, ne az geliyor. geleneksel ve yeni olanı eş zamanlı gösterip, her ikisinin de hakkını vermek, burada söylemek gerekir ki, oyuncuların taktir edilesi başarısı. geçen yılki caz festivali’ne de katılan radio days’in kurucusu tan tunçağ’ın, tekste yapıştırılmış örneklerinden çok uzakta müziklerinin de, oyun yapısıyla kurduğu bütünlükle izleyiciyi oyuna dahil eden unsurlardan olduğunu söylemeden geçmeyelim bu noktada.

    1 saat 20 dakikalık bir “sürpriz” olarak op ve zo’nun dramı, aslında yeni hiçbir şey kullanmayarak, kendini bir “yeni” olarak sunuyor bize.. grubun bir başka sürprizi “adamlar” ise, oyun sonrası radio days konseriyle her çarşamba dulcinea oda’da izleyici karşısında.
  • berkun oyanın yazıp tasarlayıp yonettigi dussel bir dunya cercevesi icinde yasatılan cok basarılı bir absurd komedi...fantastik kostumler, makyaj , zamanlaması oyuncularla mukemmel bir uyum icindeki efekt ve espriler, fondaki tan tuncag * muzikleri ve cok basarılı oyuncu kadrosuyla * * * ** * tiyatro salonunu tam bir kahkaha solenine donusturen oyun..

    hayat fantastik bir dustur belki de, gercekligin ardına gizlenen..*
  • afişinin ozomatli'nin logosunun aynısı olmasıyla beni büyük şaşkınlığa düşüren, (sanırım hazırlayan¿ bülent erkmen idi) "afişinde" ciddi bir esinlenme!! söz konusu olan hoş oyun .. ayıp ..
hesabın var mı? giriş yap