aynı isimde "one piece" başlığı da var
  • efsanevi seri one piece'nin netflix'te çıkacak live action serisi.

    garip bir şekilde özellikle 2. fragman işin gayet iyi kotarildigini gösteriyor.japonya ve brezilya başta olmak üzere şuan dünya'da yayınlanması beklenen zirve serilerden.
  • oda sensei ana karakterleri oynayacak olanları kendi seçtiği ve dizinin yapımcılığını üstlendiği için umutluyum bakalım.
  • hiç bir manga/animenin live action serisi tutmamıştır. bununda tutacağını sanmıyorum.

    one piece anime olarak da ilk çıktığında bana garip gelmişti, bu ne amk kolu bacağı uzayan adam, ağzında kanata tutan eleman falan derken 15-20 bölüm izledikten sonra en çok güldüğüm ve arka plan konusu ilgimi çeken anime olmuştur.

    umarım dizi de bu şekilde olur.
  • geliyor gelmekte olan
  • ne olursa olsun sıçacak iş. one piece'in tom&jerry yani çizgi film gibi bir havası var. hani böyle uçuruma koşar ana karakter. bir süre havada durmaya devam eder. aşağı bakıp sonra düşmeye başlar ya. işte öyle. yazarı yani oda sensei gerçekten kafasında böyle bir şey hayal etmiş. gear 5 moduyla bunu çok iyi anladım.

    one piece'ı ben başlarda hiç sevmemiştim. naruto'dan sonra kendisini izledim. misal kyuubi falan çok havalıydı abi. naruto kırmızı çakra çıkardığı anda tüylerimi diken diken ediyordu.

    one piece'e başladım. izlerken içimden "lastik meyvesi ne amk" diyorum. ama 500 bölüm olmuş. millet bir şey bulmuş ki izliyor dedim. vallahi sırf şu mantıkla izledim one piece'i. gerçekten yanılmamışım.

    hikayesi güzel, karakterleri güzel vs. ama bu dünyaya ait değil. aşırı derecede sırıtır.

    bilenler bilir. 97 yılında space jam diye bir film çıkmıştı. ben o zamanlar 8 yaşında olduğum için benim için manyak bir olaydı. bugs bunny filmde oynayacaktı. o filmde bile gerçek tavşan kullanmadılar. çizgi film hallerin kullandılar. 2021'de yeni versiyorunu çekilmiş. haberim yoktu daha yeni gördüm. onda da animasyon hallerini kullanmışlar.

    işte netflix'in yaptığı bugs bunny yerine gerçek tavşan kullanmak gibi bir şey. her animeyi film yapamazsınız. samuray x'i film yapabilirsin. çünkü içinde dünyamıza ait olan şeyler var. ama one piece gibi bir animeyi film yapamazsın. çünkü içinde bu dünyamıza ait olan hiçbir şey yok. telefonun bile den den mushi yani salyangoz olduğu bir evren. şeytan meyvelerine girmiyorum bile. mochi meyvesi var. bunu filme nasıl uyarlayacaksın?

    çok zor iş.
  • bok gibi olmuş izledim. karakterlerden sadece usop biraz yakışmış gerisi tam falso. arlong'a benzetmek için adamı götüme benzetmişler. son filmde efsane karakter shanks'ı yaşlı ebeler gibi yarak kürek çizmelerinden kalitenin iyice yerlere düştüğü hissi başlamıştı. tadını kaçırdılar..
  • nami olmuş.luffy yardım et sahnesini baktım direk.benim için kıstas buydu.

    emily rod bu işin altından kalkmış.
  • bu live action'u beğenmeyenler, nasıl bir live action hayal ediyorlar anlamayamıyorum. hepimiz bu one piece'i okuduk, izledik.

    one piece absürd karakterlerin, olayların, güçlerin olduğu bir seri. bu seriyi live action'a uyarlamak çok zor. zoro'nun saldırılarını, alvida'nın fiziğini, luffy'nin bir çok saldırısını mesela balon hali, ve bunun gib bir çok şey. bunları nasıl uyarlayacaksın abi.

    sonuç olarak: ben ilk bölümü izledim sadece ve beklentimin çok üzerinde, gayet güzel olmuş. izlerken çok keyif aldım ve eğlendim. diğer bölümleri izlemek için sabırsızlanıyorum açıkçası.
  • bugün netflix'e düşer düşmez izlediğim, one piece'in live action serisidir. ilk sezonu sekiz bölümden oluşuyor. diziyi beğendiğimi söylemeliyim ama bu hatalarına göz yumabileceğimiz anlamına gelmiyor. yalnızca ilk bölümü eleştirmek istiyorum.

    işleyişi yani kurguyu biraz değiştirmişler. özellikle koramiral garp'ı henüz ilk bölümde birden fazla sahnede gördük. evet garp çok önemli bir karakter ama bu kadar gözümüze sokulmaması gerekiyor. henüz zamanı değil çünkü izleyiciler garp'ın luffy'nin dedesi olduğunu bilmiyor. aynı şekilde helmeppo'yu da çıplak görmeseydik iyi olurdu.

    tayfa arasından en çok zoro'nun hareketlerini beğendim. tam karakterine uygun bir oyuncu seçmişler. bunun haricinde nami'nin her fırsatta dövüşüyor olması biraz can sıkıcı. ayrıca luffy'nin neden bir harita aradığını anlamış değilim. onun arayacağı bir oda varsa morgan'ın odası ya da hazine dolu bir yer değil bildiğimiz mutfaktır. aynı şekilde nami'nin arlong için para biriktirmeye çalışması detayını ilk bölümde işlemeyi es geçmişler. kendisi hazine avcısı olduğu için bu bilgiyi göstermeleri lazımdı. yalnızca harita arayan, dövüşçü, hırsız olan bir karakter çizilmiş.

    roger'ın sahnesini çok beğendim. özellikle sondaki gülüşü ve garp ile olan diyaloğunu. bunların haricinde shanks karakteri de iyi çizilmiş, oynanmıştı. garp'ın çok sık görünmesi dışında garp için çok iyi bir oyuncu seçilmiş olduğunu söylemeliyim. ama en iyisi kim diye sorsalar zoro'dan sonra coby derim. tam sulugöz, korkak.

    eğer one piece mangasını okumamış ya da animesiyle tanışmamışsanız bu dizi tek günde bitirilebilecek basitlikle ele alınmış diye düşünüyorum. gelgelelim manga okuyucusu ve anime izleyicisi için az pişmiş bir dizi olabilir.
  • trailer beklentilerimi aşırı yükseltti, birkaç bölüm izledim, dizi de beklentilerimi biraz karşıladı ufak bir kaç şey haricinde.

    öncelikle sempatik ama aşırı ağır kanlı bi luffy olmuş. hareketleri baya hantal gibi. ben hiperaktif ve daha atik bir luffy beklemiştim. bir de luffy’nin hiç bu kadar konuştuğunu duymamıştım. baya zoro’yla filan sohbet ediyor. orjinalinde luffy tam bir çocukken burda daha ergen biri gibi göründü bana. en önemlisi yemeğe o kadar düşkün gibi görünmüyor hiç. en olmadık yerlerde çöllerden falan eeeet diye çıkan herif burda kibar kibar yemek yiyor. zoro’nun yer yön duygusu olmaması ve sürekli kaybolması da pek işlenmemiş. nami’nin paragözlülüğü de. öyle ki zoro ödül avcısı olarak daha çok para pul soruyor. burada bi şeyler yanlış gitmiş.
    daha sanji’ye gelemediğim için onu editliycem.
    buggy dehşet güzel olmuş. coby, garp, kaya, merry, kuro, hepsine bayıldım. kuro baya başarılıydı özellikle.

    bunların dışında dizinin en büyük hatası animedeki hisleri uyandırmaması değil. anime de zaten manganın yanında pek başarılı değil. 10 saniyede bir giren flashbackler, uzun uzun zaman dolduran gereksiz sahneler filan. dizinin hatası direkt one piece izleyicisine daha gerçekçi bir deneyim sunmayı amaçlayarak yapıldığı için çok yüzeysel kalması. biri bunu sıfırdan izlese nefret eder, hiçbir katakterle bağ kuramaz çünkü. o derece yüzeysel, hızlı hızlı geçiliyor. siz ne ara bu kadar yakın arkadaş oldunuz mesela, o hiç belli değil o yüzden pek samimi işlenememiş seri. kesinlen önemli sahnelerden bazıları çok komikti mesela. buggy’nin adalar boyunca uçması, oradaki maceraları vs. o karakteri çok benimsedik, ama diziyi izleyen benimseyemez. beğenip geçer gider. bu bir kayıp bence.

    bir hata da one piece evreni kadar devasa bir coğrafyayı belli ki sahip oldukları sağlam bütçe ile kötü kotarmaları. mesela şehirlerin uzak ve geniş açılarını göremiyoruz, çünkü hep yakın çekim yapılmış. o yüzden bu şehirleri tam olarak ayıramıyoruz ötekinden. doku farklılıkları animede çok belirgindi, keza o şehir insanları birbirinden çok farklı topluluklardı. bu pek yansımamış.

    son olarak nefret ettiğim bir şey: müzikler bok gibi olmuş. bu bir anime uyarlaması. kıran kırana savaşıp ortalığın amına koyuyor bu adamlar. müzikler yüzünden sahneler baya heyecansız geçiyor. hatta daha çok masalsı, minnoş minnoş şeyler çalıyorlar. zaten tüm ortam baya bi ingilizvari. çok pis sıçmış dizi müzik konusunda malesef.
hesabın var mı? giriş yap