• yonetmen ferit karahan'in fibresci odullu filmi.
  • (bkz: okul tirasi)
  • boston turk filmleri festivalinde izledigim en iyi filmlerden biri. universite ogrenciliginin bir kismini kiz yurdunda gecirmis biri olarak, ayni cinsiyetlerin bir araya toplandigi yatili ortamlardan hic hayir gelmedigini iyi bilirim ki ben 19 yasinda insandim. hala kadin cigligi, kucucuk bir dolabin icine sigma, berbat yemekler, hamam goruntusu, o rutubet kokusu, les sularin icinde yurume, baskasinin suyuna bulanarak dus alma, haftanin sadece iki gunu belli saatte dus almayi hatirladikca fena olurum.

    film doguda bir yatili bolge okulunda geciyor. ogrenciler anadili kurtce olan erkek cocuklardan olusuyor. disiplin saglama ugruna dayak, akil almaz cezalar, sigara, ve yuzlerce ailesinden uzak, sevgisiz erkek cocuk ortami mevcut. devlet kurumlarina has kesmekesligi vurgulamanin geregi bile yoktur herhalde cunku zaten default olarak geliyor. ogretmenin verdigi agir bir ceza sonucu ortaya cikan, zavalli bir bebenin saglik durumu uzerinden yasanan panik hali anlatilmis. ona eslik eden, koruyucusu konumunda baska bir cocugun gozunden izliyoruz filmi. bir bucuk saat boyunca eksi otuzbes derece sogugu resmen icinizde hissediyorsunuz. yatili yurtlardaki taciz olgusu uzerinden yapilan imalar insana kafayi yediriyor. izleyiciye surekli bir huzursuzluk hali vermeyi, gerek kurgu gerek oyunculuklarla cok iyi aktariyor. turkiye cografyasinda cocuga verilen degerin, okulun revirine aspirinle beraber bir kac yas buyuk ogrenci koymakla ne demek oldugunu bir kez daha gozumuze sokuyor.

    oyunculuklar cok iyi, ozellikle basrol oynayan cocugun gozleriyle konusmasi cok etkileyici. film boyunca kurt cocuklari turklestirme politikasina dair mesajlar var. kadin cografya ogretmeninin bolge hakkinda anlattigi ders etkileyici mesela. ogretmenin yagan kar altinda telefonla konusurken, sefkatli bir sekilde ataturk bustunu temizlemesi onemli mesaj veriyor sisteme dair. alti ayi kis olan bir bolgede, yatili bir okulda, sehre ve duzgun bir isitma sistemine, telefon sebekesine sahip olmayan bir okulda ogretmenlik yapmak kimse icin kolay degil, saglam bir psikoloji istiyor. senaryo, oyunculuk, kurgu, sahane cekimler derken ben bir eksigini gormedim filmin. izlenmesi tavsiye. 7/10 is. basarilari daim olsun.
  • filmin adını doğru yaz, dana!

    (bkz: okul tıraşı)
  • cemaat yurtlarında yıllarını geçirmiş biri olarak her haliyle tanıdık bir filmdi benim için. içerisinde her ne kadar "ezilen kürt" imgesi de olsa bunun sadece azınlıklar için geçerli olmadığı bir dönemdeyiz zaten. ki ben de bir azınlık olarak yazıyorum bunu buraya*

    banyo sekansından filmin sonuna kadar tüm karakterleri bizzat yaşadığım dönemi anımsattığından filmin yeri bende çok ayrı oldu. gözlerim sürekli yaşardı, sürekli sildim.
    hocaların sorumsuzluğu, yolsuzluklar, öğrenimin gereksiz görülmesi ve bir maazeret olarak kullanımı, keyfii işlemler.. bunların hepsini yıllarca yaşadığınızı düşünün. ve tam da "yeni biriyim" derken bu film ile tekrar çocukluğuma, o travmatik döneme döndüm. bu hissi bana yaşattığı için film yönetmenine ve emeği geçenlere teşekkürler.
    bu anıları bende bırakan tüm hocalarıma kafam girsin.

    ve şunu belirtmek istiyorum herhangi bir kadının, o yaştaki bir erkek çocuğuna gösterilen baskıyı anlayabileceğini düşünmüyorum. bu ülkede kadınlara gösterilen baskı ve travmalar nasıl biricik ise o kurslar ve okulların travmaları da aynı biricikliğe sahip.

    t: küçük erkek çocuklarının baskı altında şanslı olduklarının söylenip cezalandırılmalarını konu alan, o yalnızlığı yaşatan film.
  • şehirden tamamen uzak, yalıtılmış, baskıcı ve disiplinli bir yatılı okulda okuyan 11 yaşındaki yusuf’un ilk başta okul bürokrasisi daha sonra karın yolları kapatması ile daha da zorlu hale gelen, hastalanan arkadaşını doktora götürme çabası. çocukları kontrol eden geleceği de kontrol eder düşüncesinden hareketle okul bir hastane, hapishane benzeri devlet metaforu olarak kullanılmış ve sömestr/15 tatilde çekilmiş.
  • az önce ilk kez izledim.
    ama bu filmi bir kere izlemek yetmedi bana.
    çok derin ve etkileyici mesajlar peşpeşe veriliyor.
    beynim bir kısmını aldı ama bir çok mesaj filmde kaldı işte bu yüzden bu filmi bir kez hatta 2 kez daha izleyip iyice anlamaliyim.
    böyle filmler her zaman denk gelmez.
    izleme şansına sahip olduğum için mutlu olmakla birlikte filme konu olan olayların sıkça ve hala yaşanıyor olmasından dolayı ülkem adına umutsuzum.
    film hakkında teknik ve diğer detayları yukarıdaki yazar arkadaşlar zaten güzelce anlatmışlar.
    filmde emeği geçen herkesin ki çocuklar da dahil hepsinin ellerinden öperim.
  • tamamen karalama amaçlı yapıldığını düşünüyorum. yurt dısında birileri ödül alsın diye yapılmış.
  • (bkz: kafatası 8 yerden kırılan kız çocuğu)

    senaryosu gerçeğe dönüşen filmdir.
hesabın var mı? giriş yap