• 27 aralık'ta ırak özel temsilcimiz olarak atanan büyükelçi..selefi için (bkz: osman korutürk)
  • turkiye cumhuriyeti atina buyukelcisi. gelecekteki mgk genel sekreteri.
    (bkz: yigit alpogan)
    (bkz: tahsin burcuoglu)
  • yapılacabilecek terbiyesizliklerin en büyüğü israil tarafından yapılmış ve buna rağmen yüzünden gülümsemesini atmayan ama bozulduğu her halinden belli olan tel aviv büyükelçisi. kendisine yapılanlar gerçekten kabul edilebilir değil.
  • kendisi bir büyükelçidir.

    büyükelçiler oldukça üst düzey bürokratlar olsalar da temaslarını devleti temsilen yürütürler ve bu yüzden insiyatif kullanarak tavır almaları, bürokratik teammüllere uymayan tepkiler göstermeleri durumunda görevlerinin dışına çıkmış olurlar.

    kendisinin düşürüldüğü duruma düşen hiçbir türk büyükelçisi de -türk devlet geleneği doğrultusunda- kendisinden farklı bir tepki vermez, veremez.
  • o koltuğa oturmayı ben seçtim diyerek benden iyi halt ettini kapmıştır.
  • bir büyükelçinin bulunduğu ülkenin dilini bilmesi tercih sebebi olabilecekse de bir şart değildir. büyükelçi dediğiniz insanlar 4-5 senede bir ülke değiştiriyorlar ve bulundukları her ülkenin dilini bilmelerini beklemek acımasızlık olur. temsil özelliği bulunan insanların dilden önce gelen başka yetkinliklere sahip olması gerekir (bkz: serinkanlılık), diplomasi diline hakimiyet, (bkz: karizma), (bkz: iletişim) (sadece dil olarak değil daha geniş manada bir iletişim) bir de bunların üzerine atandıkları ülke ile ilişkiler bakımından daha önce benzer durumları yaşamış tecrübe sahibi birilerinin olması da bir artıdır. oğuz çelikkol'un türkiye'nin suriye sınırına asker yığdığı bir dönemin hemen arkasında şam'da görev yapmış olmasını, yine oldukça zor zamanlarında yunanistan'da görev yapmış olmasını da içeren 35 yıllık diplomasi geçmişi türkiye ile israil arasındaki bu zor günlerde israil'e atanmasindaki en önemli sebep gibi görünüyor. kendisinin oldukça başarılı bir diplomat olduğunu tahmin ediyorum ancak türkiye'de temsil konumunda bulunan liderlerimizin beden dili eğitimi almalarının çok faydalı olacağını düşünüyorum en azından acar baltaş'ın beden dili kitabına bir göz gezdirirlerse çok faydalı olacağı düşüncesindeyim.

    bu zatı muhteremin malum olayın arkasından "3-4 santim yüksek koltukta oturmak israil'li diplomatları daha mı üstün kılıyormuş? bunlar ancak geri kalmış bir zihniyetin düşünceleridir" mealindeki açıklamalarına katılamayacağım. büyükelçimize şu malum fotoğrafa bir daha bakmasını ve özeleştiri yapmasını salık vereceğim. sadece koltuğun yüksekliği de değil, koltuğun kenarına sıkışmış, sünepe, kibar ama cesaretsiz bir izlenim uyandıran mesajlar veriyor bu görüntü malesef. iletişim dediğimiz kabiliyet sadece dil ile değil, çok daha öncesinde beden dili ile verilen mesajlardır.

    beden diliniz ve etrafınızdaki eşyalar ile olan konumunuz karşınızdaki insanın bilinçli olarak üzerinde düşünmediği ancak yine de duygu ve düşüncelerini etkileyen sözsüz bir iletişimdir (bkz: sözsüz iletişim). örneğin el sıkışırken sizin elinizin hafifçe eğilerek yukarıda kalması karşınızdakinde onu tanıdığınız ancak kendinizden üstün görmediğiniz duygusunu uyandırır. diyelim ki karşı taraf el sıkışırken aynı şekilde rahatsız etmeden elini sizin elinizin üstüne doğru eğmeye kalktı hiç panik yapmaya, ya da güç kullanmaya gerek yok. kibarca sol elinizi onun el sıkışan sağ eli üzerine koymanız ve iki elinizle karşınızdakinin elini kapatmanız sorunu halledecektir samimi ama üstün olma hissini başarıyla alacaktır karşınızdaki. hadi diyelim bu sol eli kullanma uyanıklığını karşı taraf sizden önce uyguladı; yine de paniğe gerek yok. demokrasilerde çareler tükenmiyor. sizde sol elinizle karşınızdakinin sol kolunu hafifçe sıvazlarsanız "bırak bu işleri genç sen giderken ben dönüyordum" demiş olursunuz.

    etrafinızdaki eşyalarla olan konumunuza gelirsek hitlerin odasından biraz bahsetmek gayet açıklayıcı olabilir. dikdörtgen şeklindeki odanın uzun kenarının ortasındaki bir kapıdan giriliyor hitler'in odasına. kapının önünden itibaren düz bir kırmızı halı var. ancak kırmızı halının sonu boşluğa çıkıyor, hitler'in masasıysa odanın sol köşesinde daha odaya ilk adımınızla birlikte halıyı takip etmek ya da halıyı önemsemeyip masaya doğru ilerlemek arasında kalıyorsunuz ve sizin kendinize olan güveniniz bir anda zedeleniyor (bkz: dakka bir gol bir). hitler'in koltuğu sizin oturabileceğiniz koltuklardan biraz daha yüksek (bkz: bir gol daha). hitler'in arkasında duvar var sizin oturabileceğiniz koltuklardan birinin arkasında pencere diğerinin arkasında ise boşluk var yani müsabaka siz daha ağzınızı açmadan tarihi farka doğru ilerliyor (bkz: geçmiş olsun)

    esprili şekilde anlatımı için: http://www.youtube.com/watch?v=yg-3adzjhyi

    keşke liderlerimiz ve diplomatlarımız sözsüz iletişimde biraz daha kabiliyetli olsalar
  • ibranice bilmek zorunda değildir, ama en azından yanında ibranice bilen birilerini gezdirmek zorundadır.
  • yıllar önce bilkent üniversitesi'nde tarih dersi veren emekli büyükelçi, rahmetli zeki çelikkol ile akraba olması muhtemel büyükelçi.
  • ne zaman gitti yeniden israil'e de ne ara geri cagirdilar merkeze
hesabın var mı? giriş yap