nokta koymak

• bir $eyi sonlandirmak anlaminda mecaz.. (orn: "hamit bu i$e noktayi yarin koyuyorum")
• bir yere nokta i$areti cizmek veya basmak.. orn: "hamit cumleyi yazdi ve sonuna uc nokta koydu.. kafasini aniden cevirdi gozlerindeki keskin baki$in yarattigi etkinin gecmesi icin bir sure nefes almadan bekledi.." (3 cocuk, ali timuken, pe$merge yayinlari, 1986)
• mecaz anlamda kullanıldığında bir eylemi sonlandırmak değil de, o eylemin en iyi şekilde yapıldığını da kastedebilir.
• koymaya cesareti olmayan nice insan hep benim karşıma mı çıkıyor? 30 yaşına geldin ergenlikten çıkamadın vah ki vah sana sn. e...
• aa bu arada ben sana noktayı koydum bile.
• bazen nokta koymak gerekir hayata. nokta koyup bazı şeylere, yeni cümlelere başlamak için.
  virgül mı acabalara sürükler insanı belirsizliklere akabinde de yorgunluklar üzüntüler gırtalağa dayanır.
  insan kararını verip ona göre hareket etmeli yaşamalı nokta koyduysan karar verilmiştir bitmiştir ve nokta orada tek başına kalmalı kendini belirsizliğe sürükleyecek diğer iki nokta o tek noktanın yanına gelmemeli getirilmemeli