• bu da en eskiden kullandigim bir diger nick...
    nikaia, sakarya irmagi ile tanrica kybele'nin kizidir. hayati boyunca bakire kalmaya ant icer ve bu yuzden de erkeklerden hep kacar bu nymph. yalnizca avciliktan hoslanir. gunun birinde hymnos adli bir coban ona asik olur ama nikaia delikanliyi yanina hic yaklastirmaz ve ona karsi koymaya calistigi bir anda da attigi bir okla onu oldurur.
    tanri eros kizin bu davranisina cok kizar ve dionysos'un onu alt edebilecegini dusunur. nikaia'yi derede yikanirken ciplak goren dionysos kiza asik olur ve kizin onu da hymnos gibi oldurmeyi planladigini anlayinca nikaia'nin su ictigi bir irmaga sarap karistirir. nikaia sarhos olur, gerisi turk filmi gibi zaten...
    nikaia hamile kalir, once kendisini oldurmek ister ama dionysos onu engeller. sonra da tanriyla birlikte kalir; ona bir suru cocuk dogurur.
    dionysos da hindistan'a yaptigi yolculuk donusunde nikaia'nin serefine bir sehir kurup ona sevgilisinin adini verir. bu sehir ik cagda nikaia, bugun iznik diye anilan sehirdir.
    (bkz: romantik sevgili tripleri)
  • (bkz: iznik)

    tanrıça kybele'nin kızı nikaia, aşkı sürekli reddeder. tıpkı bir erkek gibi avlanmayı seven nikaia'ya, bir gün hymnos adında bir çoban aşık olur.(elbette eros planlamıştır bunu) nikaia onu reddeder. buna çok üzülen ve kızan hymnos, nikaia'nın oklarını, mızrağını çalar. hymnos'u bulan nikaia, hymnos'un çektiği acıları görür. hymnos'un “vur beni bitsin bu çile gülüm” ısrarına dayanamaz ve onu kalbinden bir okla vurarak öldürür.

    buna çok sinirlenen eros “bak hele çobanı beğenmedin demek, ben şimdi sana yapacağımı bilirim” diyerek(ya da demeyerek buna pek emin olamadım heh) bu sefer de tanrı dionysos'u nikaia'ya aşık eder. nikaia elbette onu da reddeder ama dionysos su içtiği pınarın suyunu şaraba dönüştürerek nikaia'yı sarhoş eder. emeline ulaşır. bu birleşmeden telete adında bir kız çocukları olur. önce canına kıymak isteyen nikaia sonra dionysos ile barışır ve ikinci çocukları satyros dünyaya gelir. dionysos, nikaia şerefine nikaia (yani iznik) şehrini kurar.
  • iznik, makedonya kralı büyük iskender'in kumandanlarından antigonius monophthalmos tarafından m.ö. 316'da kurulmuştur. bu çağın geleneklerine göre, kurucusu antigonius nedeniyle de "antigonia" adını almıştır. makedonya imparatoru büyük iskender'in mirasçıları, general antigonius ve general lysimakhos, imparatorluğu egemenlikleri altına almak için birbirleri ile savaştılar. lysimakhos, m.ö. 301'de antigonius'u mağlup etti ve kenti yönetimi altına alarak, o dönemin geleneklerine göre kente sevgili karısının adı olan nikaia adını verdi.
    yörede egemen olan bithynia kralı zipoites, m.ö. 279'da nicaia'yı ele geçirdi. nicaia bir süre bithynia krallığına başkentlik de yaptı. adına altın sikkeler basıldı ve bundan böyle tarihte "altın şehir" unvanı ile anıldı. nicaia bithynia krallığı ile roma imparatorluğu arasında uzun yıllar devam eden savaşlara sahne oldu. sonuçta, bithynia ordusu, general lucullus komutasındaki roma ordusuna yenildi ve bu güzel göl kentine nicaea adı verildi. şehir m.s. 259 yılında gotların saldırısına uğradı. bunun üzerinde romalılar, bithynia krallığı zamanında başlatılan ve m.s. 12i yılında meydana gelen depremde büyük hasar gören surları daha güçlü olarak inşa ettiler. şehrî 4 ana ve 12 tali kapısı bulunan 4970 m uzunluğunda bir sur ile çevirdiler.
    üç kıtada geniş sınırlara dayanması nedeniyle her konuda güçlüklerle karşılaşan roma imparatorluğu, m.s. 476 yılında doğu ve batı roma imparatorluğu olarak ikiye ayrılınca, iznik sonradan bizans adını alan doğu roma imparatorluğu sınırları içinde kaldı. nicaea bizanslıların elinde büyük imar gördü. şehirde kiliseler, su yolları ve sarnıçlar yapıldı. selçuklu sultanı alpaslan'ın bizans ordularını malazgirt'te 1071'de yenmesinden sonra, selçuklular xı. yüzyılın sonlarında bizans içlerine kadar yürüdüler. kutalmışoğlu süleyman şah, 1075 tarihinde nicaea'yı aldı ve 1080 yılında selçuklu devletinin başkenti yaptı. adını da nicaea'nın izi anlamında "iznik" olarak değiştirdi. böylece iznik, anadolu'da ilk türk başkenti oldu. 600.000 kişilik ı. haçlı ordusu godefroy de bouillon'un başkomutanlığında 1097 mayısında iznik'i kuşattı. çetin savaşlardan sonra türkler 1097 haziranında şehri bizanslılara teslim ederek yağmalanmasını önlediler.
    haçlıların iznik'i alıp bizanslılara bırakmasıyla 2. bizans dönemi başlamış oldu. selçuklu türkleri, şehri ancak 22 yıl kadar ellerinde tutabildiler. ıv. haçlı seferine katılan latinler, anadolu içlerinde kan dökmektense constantinopolis'i (istanbul'u] yağmalamayı yeğlediler ve burayı işgal edip latin imparatorluğunu kurdular (1204). bizans'ın saltanat soyu theodoros lascaris, iznik'e kaçtı ve burada imparatorluğunu ilan etti. iznik, böylece 57 yıl boyunca başkenti latin işgali altında olan bizans imparatorluğu'nun yönetim merkezi oldu. bu dönemde surlarda önemli onarımlara girişildi ve surların önüne bir ön duvar (ön sur) inşa edilerek şehrin korunması güçlendirildi. başkent iznik'te theodoros lascaris'den sonra dört imparator tahta çıktı. sonuncu olan vııı. michael (1259-1282), 1261 yılında constantinopolis'i' (istanbul) yeniden ele geçirerek latin imparatorluğu'na son verdi. böylece constantinopolis yeniden bizans imparatorluğu'nun başkenti oldu. osmanlı imparatorluğu'nun ilk dönemlerinden itibaren iznik, ilgi çekici bir merkez olarak hep fethedilmek istendi.
    osman bey zamanında bu önemli kenti ele geçirmek amacıyla seferler düzenlenmişse de, iznik ancak sultan orhan bey (1326-1362) zamanında 1331 tarihinde fethedildi. böylece iznik 234 yıllık bir aradan sonra yeniden türk idaresine girmiş oluyordu. özellikle ıı. murat ve çandarlılar döneminde şehir tepeden tırnağa imar edildi ve birçok cami, medrese, han, hamam vs. bu dönemde yapıldı. iznik, istanbul'dan anadolu'ya uzanan sefer ve kervan yolunun üzerinde önemli bir durak ve konaklama merkezi oldu. keza xıv-xvl. yüzyıllarda iznik, türk kültür hayatında önemli bir yere sahipti. birçok ulema ve şairin yetiştiği bir kültür merkezine dönüşmüştü. çağın en ünlü alimleri iznik'teki medreselerde ders vermeye başlamışlardı. bu yüzden de iznik'e "ulema yuvası" (alimler diyarı) da denmiştir. istanbul'un fethi ve anadolu'daki osmanlı egemenliğinin pekişmesinden sonra, iznik'in önemi azaldı.
    diğer taraftan kara halil paşa'nın idamı, çandarlı ailesinin nüfuzunun sarsılmasına sebep oldu. şehrin köklü ve zengin aileleri de istanbul'a göç etmeye başlayınca iznik gerileme sürecine girerek xvı. yüzyıl sonlarından itibaren boşalmaya ve eski zenginliğini kaybetmeye başladı. sonuç olarak çeşitli dönemlerin askeri, siyasi, dini, sosyal ve kültürel yaşam biçimlerini bize yansıtan birçok uygarlığın kalıntılarını günümüze taşıyan ve buram buram tarih kokan iznik, yoğun imar faaliyetlerine sahne oldu ve kentte çok sayıda abidevi yapılar inşa edildi.
    iznik her dönemden devraldığı mimari mirası ile bir açık hava müzesi niteliğini hala korumaktadır. roma, bizans, selçuklu ve osmanlı uygarlıklarının arkeolojik ve etnografik kalıntılarıyla bütünleşmiş durumdadır. güney marmara bölgesinde kendi adını verdiği gölün doğusunda kurulmuş ve turistik bir ilçe olan iznik'in bağlı bulunduğu bursa iline uzaklığı 85 km'dir. rakımı 85 metre, yüz ölçümü 753 km2, toplam nüfusu ise 44.690'dır. bağlı iki kasaba ve 37 köyü mevcuttur. halkın temel geçim kaynağı tarımdır. netice itibariyle iznik, - kendine özgü iklimiyle, - yaz-kış demeden bereket saçan toprağıyla, - doğal güzelliğiyle, - tarihi ve kültürel zenginliğiyle, - her türlü sebze ve meyvenin yetiştiği bir kent olmasıyla, (adeta bir sebze ve meyve ambarı) - adını verdiği gölüyle, - dünyaca meşhur çinileriyle, turizm sektörü açısından son derece önemli bir merkezdir. yeşil dokusu, zeytinlikleri, bağları ve bahçeleriyle adeta bir cenneti andırmaktadır.
    günümüze kadar ayakta duran anıtsal eserleriyle hemen herkeste hayranlık uyandırmaktadır. ı. ve vıı. ekümenık konsiller iznik, hristiyan alemi açısından da ayrı bir öneme sahiptir. zira ilk ekümenik konsil, m.s. 325 tarihinde 218 piskoposun katılımıyla burada yapılmış ve hristiyanlık dinine hayat veren ve "iznik yasaları" adıyla bilinen 20 maddelik karar senatüs sarayında alınmıştır. imparator ı. constantinus'un huzurları ile yapılan ı. konsil şiddetli tartışmalara sahne olur. iskenderiyeli din adamı arius'un "hz. isa'nın sadece bir insan olduğu ve tanrıdan dünyaya gelmediği" şeklindeki kısa sürede taraftar toplayan tezi, toplantıya katılan piskoposları çileden çıkarır. sonuçta bugün de savunulan hz. isa'nın tanrının oğlu olduğuna dair sav kabul görür. arius ve arkadaşları toplantıdan kovulur. vıı. ve son ekümenik konsil 787 tarihinde iznik'teki ayasofya kilisesi'nde yapılır. kısacası iznik hristiyanlık açısından önemli bir dini cazibe merkezidir.
hesabın var mı? giriş yap