• kuzey kafkasya halklarınca yaratılmış ulusal söylencelerin ortak adıdır. kuzey kafkasya'da konuşulan adıge şivelerinde ne-> göz, tın veya ten-> vermek anlamına gelir.bu iki kelimenin birleşmesinden elde edilen nertın veya netın; gözünü budaktan esirgememek anlamına gelmektedir ve bu da mitoloji kahramanlarına ad olmuştur.
  • "mitoloji ve nartlar" isimli bir araştırma-derleme var, özdemir özbay tarafından hazırlanmış.
  • abritskil destani
    sosrukia'nin dogumu
    seteney'in bugday ambari
    sosrukia'nin devlerden atesi kacirisi
    sosrukia'nin nart'lara atesi getirmesi
    nart`larin oragi kesfi
    sosrukia'nin nart'lara dari tohumu getirisi
    sosrukia'nin nart kurultaylarina katilmasi
    nart badinokue ve gokkusagi
    nart nesren jake'nin zincirlenmesi
    nart tleps'in dunyanin bittigi yeri arayisi
    nart'larin altin agacinin yokolmasi
    tleps'in demirci olusu
    sosrukia'nin olumu

    benim bildiklerimdir.
  • (bkz: sosriquo)
    (bkz: seteney guase)
    (bkz: batraz)
  • 7 ciltten oluşmaktadır.
  • nart destanları, kuzey kafkasya'nın otokton halklarından oluşan çerkeslerin binlerce yıldan bu yana ürettikleri ulusan destanlar bütününün adıdır. çerkes mitolojisi'nin bütününü kapsayan nart destanları, milattan önceki çağlardan bu güne, kuzey kafkasya halklarının dilinde, müziğinde, sanatında yer etmiştir.
  • mitoloji incelendiğinde enterasan bir biçimde eski yunan mitolojisinde geçen kahraman ve olayların birebir aynı örnekleri görülür.keza diğer milletlerin mitolojilerinde de aynı figürler vardır.ne yazıkki tam bir yazılı dil zamanında gelişmediğinden şu an elimizde bulunan kaynaklar anlatılanlar,söylenceler yazılarak daha sonra oluşturulmuştur.durumu daha ileri götürüp belkide yeryüzündeki bilinen ilk toplumun çerkesler olduğu konusunda çalışmalar vardır.
    örneğin hititlilerinde çerkes olduğu konusunda bir görüş vardır.bir adıge şarkısının sözlerine baktığımızda bize çok tanıdık gelen bir antlaşmanın (bkz: kades) detaylarını görüyoruz.

    hattilerin ..... ı

    hattilerdi atalarımız

    eski halklardan olduğunu

    eski tarihler söylerler

    hattilerin büyük krallığı

    büyük denizin ötesinde bilinir

    ismi günden güne yayılırdı

    sınırlarını mısıra

    ulaştırdılar hattiler

    kral ramsesle bu yüzden

    savaşa tutuştular.

    hatti savaşçıları

    yürekleri çağlayarak

    kanatlarını açarak

    bedenleri bükülmeden

    içerisinde

    bastıkları toprağı titreterek

    savaşta da dağlılar gibi

    düşmanın yüreğine korku saldılar.

    cepheden hücuma geçerek,

    hatti ülkesinin gücünü

    her bir tarafa yaydılar.

    mısır kralı firavun ramses

    hattilere boyun eğdi

    barış antlaşması yaparak

    birbirlerine akraba oldular.

    bir başka ünlü örnek musa peygamber ile ilgili olandır.

    büyük bir fırtına sonucu kıyıya vuran bebeği çobanlar alıp büyütürler ve adını "peterez" koyarlar (düzburun).başta tevrat olmak üzere incil ve kur'an'da da anlatılan, sepete konulup nil nehrine bırakılan hazreti musa motifi ile yukarıdaki olayın benzerliğinin vurgulanması gerekmektedir. kuzey kafkasya'dan orta doğu'ya ve akdemiz havzasına inen kimmer, meot, trakhe, gibi proto çerkes boylarının akdeniz kültürüne kazandırdıkları bu motif, giderek tek tanrılı semavi dinlerdeki anlatımlarda yerini almıştır.

    "eğer kız olarak doğarsa
    dikiş sepeti öerdürür,
    oturtursunuz bir köşede...
    eğer erkek doğarsa,
    engin denizlere
    azgın dalgalara atarız...
    tanrı peterez'i
    erkek yaratır...
    sıkı bir kamışlığa bırakırlar...
    engin denizlere ve
    azgın dalgalara ulaşınca
    engin deniz beşiğim,
    giysimdir, der..."

    bir başka varsayımda şudur; çerkezler kendilerine, kendi lisanlarınca adige derler. bu da ad'dan gelen anlamına gelebilir. bir de ademey adında bir çerkez boyu vardır ki geçmişinin adem’e dayandığını iddia eder.

    "eflatun, kritias adlı ikinci diyalogunda atlantisliler'den ve adetlerinden bahsederken şunları yazıyor; “törelerine ve adetlerine çok bağlı idiler. ilahlarına karşı saygılı idiler. çünkü yüksek bir seciye ve ruh asaleti taşıyorlardı. nezaket ve akıl onların hayatlarında ve karşılıklı ilişkilerinde en önemli yöntemleri idi. ahlak en önem verdikleri kıymet idi. dünyevi şeyler ile o kadar ilgilenmezlerdi, mal, mülk, altın, servet onların alakadar oldukları mevzular değildi. bunlara dünyevi bir yük olarak bakarlardı. lüks ve sefahat onları. zehirlememişti. servet onların iradelerini kırmamıştı. aklı başında, ayık insanlardı. bu dünyevi mal, mülk,servet ve sefahatin arkadaşlık, şeref ve karşılıklı saygılarını yitirebileceğinin tehlikesini kavramış, mütevazi insanlardı ."

    buradaki tanım incelendiğinde çerkeslerin yapılarını tanıyanlar oldukça enterasan bir tarif göreceklerdir.

    atlantis bağlantısını öne süren araştırmacıların bir başka savı daha vardır ;

    "çerkezler arasında en küçük köydeki en cahil bir ihtiyar kadından dahi duyabileceğiniz yaygın bir söyleşi vardır, birisine kızdıkları zaman şöyle derler, “ta ham hitug ou vieh” manası, “allah seni o batan adaya sürsün.” kafkasya sahillerinde hiç ada yoktur ve bu söz çok eski bir deyiştir. hatta dağ köylerinde denizden yüzlerce km. uzakta deniz görmemişler arasında da kullanılmakta idi.
    80’den fazla dil konusunda uzman olan ünlü dilbilimci alfred trambetti’nin yazdığına göre etrükslerden daha geriye uzandığımızda adigelerin ataları olan halkın avrupada ve asyada yaşadığından,topraklarının atlantikten başlayarak pireneleri,kafkasları,tibet dağlarını aşarak çin sınırına kadar dayandığından bahsetmektedir."

    günümüzde alevi ve diğer toplumların geleneklerinde var olan "delikten geçebilenlerin günahlarından arındıkları " geleneğide gene çerkeslerde de buluyoruz.

    "söylencelerde bahsedildiğine göre bir zamanlar psıj nehrinin doğduğu yerde bir ev varmış ve adigeler toplantılarını bu evde yaparlarmış.bu evin yanında, üzerinde at ayağı ve köpek ayağı işaretleri olan bir büyük taş varmış.toplantı taşı olarak adlandırılan bu taşın bir bölümündeki delik insanların doğru söyleyip söylemediklerini anlamak için kullanılırmış.inanışa göre insan ne kadar şişman olursa olsun eğer doğru söylüyorsa bu taşın deliğinden geçermiş,eğer yalan söylüyorsa insan zayıf olsa bile geçemez o delikte sıkışır kalırmış.işte bu taşın adı (xase mive [nive] ) toplantı taşı olarak söylencelerimizde yer alır."
  • (bkz: adiyef)
  • (bkz: alavgan)
hesabın var mı? giriş yap